Ana içeriğe atla

Peşin Suda Ben

1.Bu suyun bir yıllık bedeli peşin ödenmiştir. O yüzden peşin alan gibi içiyorum. Bir yıl boyunca şahsıma su faturası gelmeyecekmiş. Yıl sonunda belediye ile mahsuplaşacakmışım. Bu yüzden yıl sonunu gözümün önüne getirmek bile istemiyorum.

2.Peşin su almam karşılığında suyu sizden yüzde 10 daha ucuza içip kullanıyorum. Yıl sonuna kadar gelecek zamlardan da etkilenmeyecekmişim. Bu,  sizi bitirir.

3.Yıl içinde suya gelebilecek indirim olursa bundan faydalanacağım söylenmedi. Faydalanamasam bu da beni bitirir.

4.Hasılı aynı suyu içiyoruz. Halihazırda siz benden aynı suyu daha pahalı içiyorsunuz.

5.Bugüne kadar bana katkı olsun, bundan kazanayım dediğim, hiçbir şeyden bana fayda hasıl olmadı, hep zarar ettim. Göreceğiz hep beraber.

6.Not:Belediyeler bugüne kadar hiç yaş tahtaya basmamıştır.

7.Sende su ucuzmuş diye lütfen su içmeye gelmeyelim. Herkes durumuna razı olsun. Oturmaya gelirken lütfen içeceğiniz suyu yanınızda getirin. Eğer derseniz ki yıl sonunda belediye ile mahsuplaşmamda hesap bize ait derseniz, bunu düşünebilir. Size suyumdan kredi açabilirim.

8.Efendim, sonu ne olursa olsun, bu durumdan biz de yararlanmak istiyoruz diyeniniz olursa kampanya* 31 Ocakta sona erdi. Sür eşeğini Niğde'ye. Belki orada kampanya devam ediyordur.

*Belediye, 2019 yılında kullandığın su kadar bir yıllık ödemeyi peşin yapanlara 2020 yılında suda yüzde 10 indirim yapmıştır. Bu kampanyadan yararlanacaklar, mart ayından itibaren suya gelecek yüzde 9 zamdan da etkilemeyecekler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde