Size, Türkiye'nin en büyük dershane sektörü kimin elinde
desem, dershane mi kaldı demeyin sakın! Adı kurs merkezi, etüt merkezi olsa da
dershanecilik bal gibi devam ediyor. Sadece adı değişti. Üstelik dershanelerin
kaldırılmasıyla ortaya çıkan kurs ve etüt merkezlerinin fiyatları eski dershane
ücretlerine göre daha katmerli. Kurs, etüt adına ne derseniz deyin, sayısı
azımsanamayacak kadar fazladır. Kurs ve etüt merkezi dışında kanundan kaçarak
başka adlar altında açılanları saymıyorum bile. Bir nevi kayıt dışı ekonomi
olan özel ders alma ve vermenin ne boyutlarda olduğunu kestirmek mümkün değil.
Çünkü adı üzerinde kayıt dışı.
Ben size Türkiye'nin en büyük kurs/dershane sektörü kim
demiştim. Siz de her zamanki gibi suskun kalıp cevap vermediniz. Cevap
vermeyince ben sorumun dışına çıktım. Belki de en iyisi sizin yaptığınız. Şimdi
gelelim soruma tekrar. Cevabı yine ben vereyim. Türkiye'nin en büyük dershane
işleteni MEB'dir. "Yetiştirme ve Destekleme Kursu" adı altında kurs
açılmayan okul yok gibi. Yani dershaneciliği okullarda devlet yapıyor. Özel
sektörün yaptığı dershanecilikten tek farkı, devletin bu kurslardan ücret
almamasıdır. Yani ücretsiz kurslar buralar. MEB eliyle açılan bu kurslardan
devlet, herhangi bir ücret almadığı gibi para dağıtıyor. İstek olduğu takdirde
her dersten açılabilen okul dershaneciliğinde devlet; dersi veren öğretmene,
kurstan sorumlu idareciye, hafta sonu görev yapan temizlik personeline ücret
ödüyor. Üstelik bu ücretler normal ek ders ücretine göre katmerli. Verilen her
bir ders saati iki ders saati yerine geçiyor, ücreti de iki kat oluyor.
Devlette para çok olmalı ki, dağıtıyor bu şekil. Ne edersiniz ki zenginlik başa
bela! Devlet nereye, nasıl para harcayacağını şaşırıyor. Allah şaşırtmasın!
Hafta içi ders bitimi veya hafta sonu okullarda takviye
kursu adı altında açılan bu dershaneciliğin, verimi olmadığı konusunda ister
eğitimci ister dışarıdan birileri olsun, çoğunluk nezdinde bu kurslar verimsiz
olmaya verimsiz. Ama devlet, dershaneciliği kaldıracağım, bu bir ihtiyaç ise
bunu ben yapacağım dedi ya, şimdi kendi eliyle okulları dershaneye döndürdü.
Yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışıyor. Bu işi yaparken de kıymet bilinsin ve
ciddiye alınsın diye keşke takviye isteyenden makul bir ücret alsa... Ama
nerde? Ağa para alır mı? Sonra devletten büyük ağa mı olur? Borç paçasından
akmasına rağmen Züğürt Ağa misali ağalığına da halel gelsin istemiyor. Bu işi
meccanen yapıyor. Nasılsa cebinden verecek değil ya, yağma Hasan'ın
böreği.
Sanırım hepinizin bildiği sorunun cevabını bir de benim
ağzımdan duymuş oldunuz. Tekrar edeyim, MEB halihazırda Türkiye'nin en büyük
dershane sektörünü elinde bulunduruyor. Bu gidişle de bu arpalığı kimse
geçemez.
MEB, okulları eliyle verimi olmayan bu dershaneciliğe devam
edecek ise hafta içi okulları kapatsa nasıl olur? Bence fena olmaz. En azından
ben eğitim ve öğretim yapıyorum demez. Ben eğitim ve öğretim değil,
dershanecilik yapıyorum, benim işim takviye. Eğitim ve öğretim anne ve
babaların işi desin, bu işi bitirsin. Böylece kendisiyle çelişmemiş olur. Çünkü
şu anda MEB bir çelişki içerisinde. Bir taraftan okullarda yardımcı kaynak
tavsiye edilmesini yasaklıyor, testi yasaklıyor, deneme sınavı adı altında
yapılan sınavları yasaklıyor. Ben öğrencileri yarıştırmayacağım, sadece yüzde
onunu akademik yönden geliştireceğim diyor ve adrese dayalı okulları teşvik
ediyor. Diğer taraftan başarısına bakmadan, isteyen her öğrenciye okullarda
takviye veriyor. Yani akademik yönden yetiştiriyor. O kadar yetiştiriyor ki
yetişebilene aşk olsun. Bence devlet başını kumdan çıkarıp ne oluyoruz, bu
takviye kurslarının getirisi ve götürüsü ne demeli ve okullarda açtığı
dershaneleri masaya yatırmalı. Kimsenin inanmadığı bu duruma "Biz burada
takviye veriyoruz" diyerek çocuklarımızı bari kandırmayalım. Çünkü hafta
sonu açılan bu takviye kurslarına hafta içi aynı dersi okutan öğretmenler
giriyor. Haftalık 35-40 saatte verilmeyen/öğretilmeyen/öğrenilmeyen dersler
hafta sonu 8-10 saatlik bir ilave ders ile mi öğretilecek veya öğrenilecek?
***29/10/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder