Araç muayenesi için bugünlerde yolunuz TÜVTÜRK'e düşmüşse
aracınız "ağır kusur" yerse hiç şaşırmayın. “Ağır Kusur” olunca
aracınızın muayeneden geçmesi mümkün değil. Nereden mi biliyorum? Gittim,
gördüm, hakk’a'l yakîn başıma geldi de ondan biliyorum. Ağır kusura maruz
kalmak insanın hoşuna gitmiyor. O kadar beklediğin de işin cabası.
Üç ağır kusur birden yedim. Aracımın birinci kusuru,
"Plaka, Yönetmelikte belirtilen özelliklere uygun değil"miş. Sorun,
plakanın kenarında düşmesin diye vidalanan iki vidaymış, görevlinin dediğine
göre. Vidaları söksen de olmazmış, değişmesi gerekiyormuş, şoförler odası
bakıyormuş bu işe. Bu şekilde vidalı iken bu araba 2014, 2016'da geçti, hiç
sorun yok. 2018'e gelince sorunumuz “ağır kusur” oldu. Belli ki Yönetmelik
değişmiş. Aracımın ikinci ağır kusuru, "Yakıt-/gaz boruları: uygun olarak
serilmemiş." Bu da ağır kusura giriyormuş. Bu kusuru yedikten sonra
aldığım darbeyle evin yolunu unutuyorsun. Çünkü ağır kusuru kim giderecekse
onun yolunu tutuyorsun. Bu kusurun müsebbibi kim? Araç sahibi keyfi bir şeyler
mi yaptırmış? Hayır. Araç, Bakanlığın LPG'li araçlar için istediği projeye
uygun yapılmış, onaylanmış ve yıllarca muayeneden geçmiş, 2017'nin başından itibaren
"ağır kusur"lu işlem görüyor. Bu kusur kimin? Araç sahibinin mi?
Kurallara uygun olarak döşeyen oto gaz sistemleri ustasının mı? Aracı muayene
eden firmanın mı? Yoksa bu kuralı 2017'nin başında değiştiren Bakanlığın mı?
Burada gerçek kusurlu Bakanlıktır, onun işgüzarlığıdır. "Vatandaşım!
Geçmişte düşünemedik, yanlış kural koymuşuz, kusura bakmayın, bundan
sonra şöyle olacak" dese özrü kabahatinden büyük diyeceğim. Ama özür kim,
onlar kim? Koskoca Bakanlık özür diler mi? Nedir bu istenilen diye usta
yaparken baktım. Usta, LPG beyninden tanka giden kabloların üzerine zamanında
özene bezene deri sarar gibi sarılıp emniyete alınmış kabloların üzerindeki
sarılı sacı söktü iyice. Şimdiki Yönetmeliğe göre kablo görünecekmiş. Mantığını
kavrayamadığım bu yeniliği sordum: “Kardeş, kablonun saçla örülmesi daha
emniyetli değil mi? Kablonun görünmesi doğru mu? Farz et ki arabanın altını
sürttürdüm, o zaman o kablolar zarar görüp gaz kaçağı meydana gelmeyecek mi?”
dedim. “Maalesef öyle, ama istenen bu şekil şimdi” dedi. Sizin yeniliğinizi
sevsinler dedim kendi kendime. Aracımın üçüncü kusuru, “Egzoz bağlantısı
kırılmış.” şeklinde idi. Raporun sonunda ise “ARAÇ, TRAFİĞE AÇIK KARAYOLUNDA
KULLANILAMAZ” yazısı vardı bu şekil büyük harflerle.
Üç tane “Ağır kusur” darbesi yiyen aracımı bir ay zaman
zarfında yaptırmam ve yeniden randevu, sıra, muayene yaptırmam gerekiyormuş. Hele
raporun sonundaki “…KULLANILAMAZ” yazısını görünce “Ben bu aracı yıllardır bu
şekil ağır kusurlu olarak iyi kullanmışım da haberim yokmuş” dedim. Aracı,
trafiğe açık karayolunda kullanamayacağıma göre kendime trafiğe kapalı karayolu
bulmam gerekecek, eğer inat edip yaptırmazsam. Böyle bir karayolunu bilmiyorum
dostlar! Siz bu şekil trafiğe kapalı karayolu biliyor da bana söylerseniz size
minnettar kalacağım.
“Egzoz bağlantısındaki kırığı anlarım. Ses yapar insanları
rahatsız eder. Ama diğer iki kusuru anlamakta zorlandım. Yetkililerimiz kendi
koydukları kuralı, yine kendisi değiştiriyor. Herhalde biraz da bu şekil olsun,
değişiklilik ve çeşitlilik olsun diye düşünmüş olmalılar. Kusura bakmasınlar
ama ben bu üç ağır kusurdan iki kusurun gerisinde kendi ağır suçları, pardon
ağır kusurları var diyeceğim. Hikmetinden
sual olunmaz ama yetkililer, “Araç muayenelerinde birkaç yılda bir değişiklik
yapalım ki sanayilerimiz hareketlensin, onlara destek olalım, hareket olan
yerde bereket olur diye düşünmüş olmalılar. Amaçları bu ise, maksat hâsıl oldu.
Cebimizde bizi rahatsız eden elimizin kiri olan paraları kardeş payı olarak
paylaştı şimdilik egzozcu ve oto gazcı. Bakalım plaka değiştirecek olan
şoförler odası ne diyecek?
Araç muayenesinden bana miras kalan: Zamanımdan bir yarım
günümü çaldı. Sonra bol bol para çıktı cebimden. Önce oto gazcıyı, sonra
egzozcuyu memnun ettim. Benden başka müşterileri de vardı. Özellikle oto gazcının.
Hepsi de TÜVTÜRK mağduru. Daha doğrusu Yönetmelikzede. Şimdi sırada şoförler
odasını memnun etmek var. Bir de onu gönüllersem vatandaşlık görevimi hakkıyla yerine
getirmiş olacağım. Koca bir yarım günüm heba oldu ama tecrübe kazandım. Zaten tecrübeyi,
“İnsanın hayatta yediği kazıkların bileşkesidir” diye tarif etmiyor muyuz biz?
Umarım ben yeniden randevu alıp muayeneye gidene kadar yaptırdığım
“ağır kusurlar” bir yönetmelikle yeniden değişerek tekrar “ağır kusur” olmaz. Olur mu olur. Devlettir ne de olsa. Ne yapsa
yeridir. Yazımı nihayete erdirirken burada bir hakkı teslim edeyim: Araç
muayenesinde aracımı tepeden tırnağa muayene eden eleman, nazik mi nazikti. Herhalde
eleman, “Adam zaten darbeyi yedi, yaralı bir kurt. Hiç olmazsa bir de ben
vurmayayım” diye düşünmüş olmalı. Kendisine buradan teşekkür ediyorum.
Akşama kadar ben bu kadar yoruldum. Vatandaşlık görevimi
yerine getirdim. Çorbada sizin de tuzunuz olsun. Bir vatandaşlık görevi de siz
yapın: “ARAÇ, TRAFİĞE AÇIK KARAYOLUNDA KULLANILAMAZ” yazısına rağmen aracımı
açık karayolunda görürseniz lütfen trafiği ve yetkilileri “Şuna haddini
bildirin” diye harekete geçirin. Size bir telefon kadar yakınlar. 14/03/2018, Ramazan Yüce, Konya
* 17/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 17/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder