Türkiye Afrin’e girdi
girecek derken hop oturup hop kalkan bir ülke vardı: ABD. Kaç gündür açıklama
üstüne açıklama yapıyor: “Türkiye’nin Afrin’e girmesini onaylamıyoruz…Afrin
bizim alanımızda değil…Hedef Afrin değil, DEAŞ olmalı…Türkiye’nin sınır
güvenliğini önemsiyoruz…Endişelerini anlıyoruz…Biz PYD/YPG ile bir sınır
kuvveti oluşturmak istiyoruz…PYD ile bir sınır gücü oluşturmayacağız…Türkiye’nin
Afrin’deki operasyonu sınırlı olmalı, süre belli olmalı…” gibi.
“Derdi ne bu ABD’nin bu
kadar? Afrin sevdası nereden geliyor?” derseniz, 1980’den beri kurup
büyüttükleri, devasa bir güç haline getirdikleri, Türkiye’ye karşı vurucu güç
olarak kullandıkları ve Suriye’deki kirli savaşta kendileri adına savaşa
sürdükleri bir PKK var orada. İkinci Kandil görevi görüyor. Hazır kıta Afrin’de
Amerika’nın emrini bekliyor. Ne zaman “Türkiye’de kan akıtın” dediği zaman “Başüstüne”
deyip ülke içinde terör yapıyor nasılsa bu örgüt. Tüm derdi bu örgütün
zayıflaması. Bu örgüt zayıflarsa kendisi zayıflayacak, buralarda borusu
ötmeyecek. Halbuki bu menfur terör örgütü sayesinde bu bölgede hep top
koşturdu. Türkiye’yi 40 yıldır bu örgütle oyaladı. İçeride 40 bin insanımızı bu
örgüt eliyle öldürdü. Amaç, terörle boğuşan bir Türkiye’yi oyalamaktı. Çünkü
Türkiye, terörle uğraşırsa dışarıya güvenle bakamaz, masalarda oturamazdı. Suriye
ve Irak tarafından PKK, FETÖ vasıtasıyla içeriden Türkiye’yi kendi başına karar
alamaz ve yerinden divelenemez hale getirmekti niyeti. Hendek savaşı da buydu,
15 Temmuz da buydu. Ayağa kalkmaya çalışan bir Türkiye’yi, beslediği
beslemeleri sayesinde ayağa kalkamaz hale getirmekti. Ama hepsi geri tepti şükürler
olsun!
Türkiye’nin ABD’yi
dinlemeden başlattığı ‘Zeytin Dalı Harekâtı’ ABD’nin aklını başından aldı. Ne
yapacağını şaşırdı. Çünkü sınırımızın dibinde bize karşı kullanacağı ve kırk
yıldır bize karşı kullandığı PKK’ya operasyon yapılacaktı. Besleyip büyüttüğü,
daha birçok yerde kullanacağı çocuğunun bu şekilde heba edilmesini istemiyordu.
İşte o yüzden “Türkiye’nin endişesini anlıyoruz, harekat, sınırlı olmalı,
süresi belli olmalı…” gibi ardı arkasına açıklama yaptı ABD. Çünkü Türkiye’nin
bu harekâtı, bir çuval inciri berbat edecekti. Halbuki yeni silahlar vererek
iyice güçlendirmişti.
ABD, Türkiye’yi eski
Türkiye sanıyor, Kıbrıs Harekâtında olduğu gibi ‘çekilin’ deyince çekilecek bir
Türkiye var sanıyor. Kusura bakmasın, Türkiye o emir almaları, geride bıraktı.
ABD’nin bu isteklerine Türkiye, birinci ağızdan “Afganistan'da sizin süreniz belli oldu mu? Irak'ta bitti mi bu süre?
Hala Irak'tasınız.” dedi ve kitabın ortasından konuştu. Ne demek istedi
Türkiye? “Sen bana Afrin operasyonunu
sınırlı tut, süreli olsun, eskisi gibi dağı-taşı bombala, sonra da çek git
diyorsun. Bu sınır sende yok mu? Sen hala Afganistan’dasın, hala Irak’tasın,
gitmeye de niyetin yok. Senin süren dolmadı mı? Sana bu dünyada süre ve sınır
yok mu?..” demek istedi. Helal olsun! Bunu birilerinin ABD’ye söylemesi
gerekiyordu. Şükür ki bizim bir numaramıza nasip oldu. Aslında bu sözü
yıllardır birileri ABD’ye söylemesi gerekiyordu. Kral çıplak olduğu halde
dünyanın sessizliğinden ABD, bu kirli savaşlarını yönetiyordu. Nasılsa kimseden
tık yoktu. İşte Anadolu’dan bir yiğit çıkar, kendini büyük ve itibarlı sanan
koca ABD’ye böyle cevap vererek, sorular sorarak haddini bildirir ve onurunu
ayaklar altına alır.
Adam ne desin daha? “One
minute” dedi anlamadınız, “Dünya beşten büyük” dedi anlamadınız. “Doğu Kudüs’ü
İsrail’in başkenti yapamazsınız” dedi, anlamadınız. Hep gücünüze güvendiniz.
İşte “Sen ne zaman Afganistan’dan, Irak’tan gideceksin” sözleri sizin birçok
şeyleri anlamanız için yeter de artar bile. Çünkü köprülerin altından çok sular
aktı sayın kovboy! Kendinizi yenileseniz, dünyaya rağmen iş ve film çevirmeye
kalkmasanız, Ortadoğu’dan elinizi çekip kendi yağınızla kavrulsanız iyi olacak.
Yoksa siz bu balyoz gibi inen sözleri daha çok duyacaksınız bizimkinden. “Anlayana
sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.” 23/01/2018 Ramazan Yüce, Konya
* 24/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 24/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder