13 Aralık 2017 Çarşamba

"Osurup Geleceğim"

Ders esnasında çok özel bir durum olmazsa tuvalet ve lavabo ihtiyacı için dışarıya çıkmak isteyenlere izin vermem. Bizim koyduğumuz yasak, ÖSYM'nin koyduğu dediğim dedik türü yasaklarından değil. Esnek bir yasak bizimki.

Koyduğum yasağa rağmen zaman zaman inisiyatif kullanıp "Lavaboya gidebilir miyim, tuvalete gidebilir miyim" diyenlere izin veririm. 

Değişik izin isteme türlerini görmüşsem de bugün farklı bir izin isteme gördüm. Öğrenci yanıma geldi, "Dışarıyı dolaşıp gelebilir miyim" dedi. Niçin dedim. 'Bir osurup geleceğim' dedi. Böyle bir gerekçeyi görünce böylesi için izin istendiğine ilk defa şahit oluyorum. Güler misin, ağlar mısın misali. 

Orijinal ve doğal bir mazeret. Sonra anlıktır yellenmek, esnemek gibi. Beklemeye gelmez. Bu şekil bir dışarıya çıkma isteğini garipsesem de izin verdim öğrenciye. 

Gitmesiyle gelmesi bir oldu öğrencinin. Anlaşılan lavaboya da gitmemiş, koridora çıkınca salmış, ardından geldi.

Siz böylesi izin isteyen öğrenciyle karşılaştınız mı? Sanmam, bana denk gelir böyleleri. İyiki izin verdim. Vermesem sınıfı kokutacaktı. Belki de üzerine bırakacaktı. Ya bir de sesliyse. İşte o zaman gör durumu. Gülmeye başlardı öğrenciler. Hatta çocuğa 'Osuruk M...' lakabı bile takılırdı.

Yeni nesil böyle. Ne zaman, ne isteyeceği, ne mazeretler yumurtlayacağı belli olmaz. Yaşarsak daha ne gün görmedik sözler duyacağız bu nesilden. Bekleyip göreceğiz. 

Böyle bir izin istemenin adı şeffaflık mı, öz güven mi, yoksa hadsizlik mi? Takdir sizin... 13.12.2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder