12 Temmuz 2017 Çarşamba

Karpuza çiş yapmak

Kırda iş yapan birisi yerinden ayrılmadan önce kalan tek karpuzunu keser, onun yarısını tıka basa kendi başına yer. Yiyemediği karpuzun yarısını nasılsa yiyemeyeceğim,  buradan ayrılacağım diyerek karpuzun üzerine affedersiniz küçük abdestini yapar.

Gidiyorum, gideceğim derken ayrılamaz yerinden. Biçare bir şekilde kalır orada. Fakat acıkmış ve yiyeceği bir şeyi de yoktur. Sadece üzerine çiş yaptığı karpuz var. Bir karpuza bakar, bir de kendi yediği halta. “Tövbe estağfurullah! Yenir mi?” der. Beklemeye koyulur. Nice zaman geçtikten sonra karnı zil çalmaya devam eder ve tekrar yönünü karpuza döndürür. Ucundan ucundan “Buraya gelmemiştir, şuraya gelmemiştir”  diyerek karpuzu yemeye başlar. Nihayet  kalan karpuzun tamamını yiyerek kendisine bir güzel ziyafet çeker.


Bu bir fıkra. Olmuş mudur olmamış mıdır bilmiyorum. Ama kıssadan hisse.  Adamın pislediğini yediği gibi günümüzde bizde başka şeylerimizi, değerlerimizi, insanlarımızı yemeye başlarız. Fıkrada çiş şuraya gelmemiştir diye yemiş adam. Biz ise çiş değmiştir diye. Aradaki fark budur.

Karpuza çiş yapmayalım, iş yapalım iş... 12/07/2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder