Türkiye'de seçimler uzun, sıkıntılı, masraflı, tartışmalı
ve gergin geçiyor. Siyasiler yapacaklarını anlatmaktan ziyade tüm propagandalarını
rakibini eleştirme ve kötüleme üzerine kuruyor. Baştan sona siyasetimizi
eleştiriyorum.
Siyaset
bizde belli bir sürede yapılıp bırakılan bir uğraş olmaktan ziyade bir meslek
gibidir. Siyasete giren bir daha bırakmıyor. Ucundan tutan ölünceye kadar ihya
oluyor. Sanırım bu yüzden bırakılmıyor. Siz hiç siyaseti bıraktıktan sonra
başka bir meşgale bulan gördünüz mü? Varsa da bir elin parmaklarını geçmez.
İster muhalefet, ister iktidar olsun partisinin başına geçen gitmemek üzere
gelir. İlk işi de yerini sağlamlaştırır. Tepeden tırnağa kendi kadrosunu kurar,
partisinde ileride kendisine rakip çıkabilme ihtimali olanları bir fırsatını
bulup ekarte eder. Böylece rakipsiz kalır.
Kirli
bir siyasetimiz var. Hep algı ve yanıltma üzerine kuruludur. Siyasetimiz
rakibini kötüleme, eksikliklerini yüzüne vurma, arşivi karıştırma, çamur atma
üzerine kuruludur. Rakibi bir hata yaptığında düzeltme bile yapsa nafile.
Vurdukça vurur, üstelik dillere pelesenk olurcasına söylenir durur. Zorunlu
olmadıkça bir araya gelinmez. Grup toplantısında veya meydanlarda rakibine
meydan okunur. Varsa dertleri bir araya gelip çözmezler. Çünkü dertleri çözme
değil, çözümsüzlüktür. Fırsatı ganimet bilip canlı yanında yüklenirler. Kolay
kolay aynı fotoğraf karesinde yer almazlar. Bir konuda tavır alacaklarsa
memleketin hayrından ziyade rakibinin görüşüne göre tavır alırlar.
Her
seçimde siyasi partilere seçim yardımı yapılır. Devletin verdiği de yetmez.
Fazladan cepten de ölümüne para harcanır. Siyasilerin neredeyse gitmedikleri
yer kalmaz. Kullandıkları aracın sayısı belli değildir. Bastırmadıkları afiş,
broşür kalmaz. Partileri adına müzik yaptırır, seçim boyunca yolda, çarşıda,
pazarda ve miting alanlarında sesi sonuna kadar açılarak çalınır.
Çoğu
her ilde miting yapar. Mitingler şehrin en gözde yerinde yapılır. Miting
alanına giden tüm yollar saatler öncesinden kapatılır, miting bitinceye kadar
kapalı kalır. Araçlar ve toplu taşıma araçları güzergâh değiştirmek zorunda
kalır. Çünkü trafik felç olur. Miting alanı yenilen ve içilenlerin atılmasıyla
iyice kirlenir, savaş alanı gibi olur.
Şehrin
tüm caddeleri parti bayrağı ve vurgulu sloganlarla donatılır. Bunları asarken
ve çıkarırken trafik aksar, zaman zaman insan sağlığını tehlikeye atacak
şekilde sıkıntılar meydana gelir.
En
az bir ay öncesinde propaganda başlar. Partiler araziye çıkar, neredeyse evinin
yolunu unutur. İşi-gücü varsa seçim sonrasına ötelenir.
Siyasi
partiler birbirini rakip olarak değil, düşman gibi görür. Birbirini yok etmek
için uğraşır, seçim esnasında rakibi alt etmek için her yol mubah olarak
görülür.
Seçimi
kaybeden niçin kaybettiğini sorgulamaz. Seçmeni suçlar, seçime hile
karıştığını, seçimin eşit şartlarda olmadığını ifade eder. Hiç suçu kendinde
bulmaz. İstifa etmeyi düşünmez. Çünkü kendisi ve partisi suçlu değildir ona
göre.
Televizyonlar
mitingleri canlı olarak ekrana getirir, ekranlarda tartışma programları olur,
her gün seçim değerlendirmesi yapılır. Vurgulu reklamlar yer alır.
Gördüğünüz
gibi seçimler biz de hayat-memat meselesidir. Ölümüne mücadele edilir.
Yapılmadık masraf kalmaz, uzun zamanımızı alır, gürültü ve görüntü kirliliği
eksik olmaz.
Bir
kısmını anlatmaya çalıştığım seçim çalışmaları bu kadarla sınırlı değil. Peki,
seçimler nasıl olmalı?
-Miting
yapılmamalı, yerine salon toplantıları tercih edilmeli veya siyasiler TV kanalı
kiralayabilir. Miting yapılacaksa mitingler sınırlandırılmalı. Mesela yedi
bölgede miting yapmak şeklinde düzenlenebilir. Miting alanları şehrin dışında
trafiği engellemeyecek yerlerde yapılmalıdır.
-Partilerin
seçimde harcayacakları bütçe belli olmalı, nereye-ne kadar harcadıkları belgeye
dayalı olarak kayıt altına alınmalı, yapılan harcamayı nereden bulduğu
sorulmalı. Kimin hangi partiye ne kadar bağış yaptığı belirtilmeli. Partilerin
gelir ve giderleri ciddi denetim altına alınmalı.
-Seçim
çalışmaları ve propagandalarda siyasi partiler yaptıklarını, yapacaklarını
anlatmalı. Neyi, ne şekil yapacağını izah etmeli. Rakibinin varsa eksiği etik
değerler çerçevesinde eleştirmeli, birbirine karşı centilmen olmalı, toplum ve
ortamı germemeli, yalan ve iftiradan uzak durulmalı.
-Belirlediği
oy oranını yakalayamayan istifa etmeli.
-Partiler
görüntü, gürültü kirliliğine zemin hazırlamayacak şekilde bir çalışma
yürütmeli.
-Kazanan
tebrik edilmeli, kaybeden teselli edilmeli. Sonuçlar hazmedilmeli. Kazanan
zafer sarhoşu olmamalı. 16.04.2017
*** 01/05/2018 tarihinde Barbaros ULU ismiyle Yeni Haber gazetesinde yayımlanmıştır.
*** 01/05/2018 tarihinde Barbaros ULU ismiyle Yeni Haber gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder