Bir ara kopya skandallarıyla bir darbe yemiş olsa da
ÖSYM'nin yaptığı sınavlar sınav öncesinden, sınav esnasına ve sınav sonuna
kadar her şeyiyle düzen ve tertip çerçevesinde yürüyor. Bu tür sınav sistemine
eleştirel bakmakla birlikte milyonlarca kişinin sınavını binlerce görevli bir
orduyla tereyağından kıl çeker gibi sorunsuz yapması takdire şayan gerçekten.
Mantığın kabul etmediği kurallara, sınav komisyonundan;
salon görevlilerine, sınava giren öğrencisinden; velisine varıncaya kadar
herkes uyuyor, itiraz da yok: 10.00’da başlayacak sınav için öğrenciler en geç 09.45’de sınav yerinde olması
gerekiyor. Gelemeyen durumuna razı olup boynunu büküp geri dönecek. Sınav
esnasında ilk 120 dakika çatlasan da patlasan da salon dışına çıkamıyorsun,
sınavın bitimine 15 dakika kala kimse yine çıkış yasak. Sınav esnasında kimse
kimseyi rahatsız etmiyor, sınav bitmiştir sözüyle herkes kalemleri bırakıyor.
Sınava girerken öğrencisinden görevlisine –neredeyse- elbisesinin dışında
hiçbir şey ile giremiyor içeriye. Elimizden düşürmediğimiz, neredeyse yatağa
beraber yattığımız cep telefonları bile böylesi sınavlarda saatlerce dinlenmek
suretiyle istirahate çekiliyor. Cebindeki bozuk paranla bile giremiyorsun,
varın siz gerisini düşünün.
Sınavın sorunsuz olmasının kanaatimce en önemli nedeni
kurallarının acımasız olması ve kuralların uygulanıyor olması. Bence esas
mesele bu. ÖSYM hangi sınav kuralını koymuşsa, kural mantıklı da olsa mantıksız
da olsa uygulama imkanı bulması. Burada kuralları yazıp hem vaktinizi
almayacağım hem de sayfamı doldurmayacağım. Hiç sınavla alakası olmayanımız
bile sanal alemde kısa bir gezinti yapsa kuralları görür. Her şey yasak
anlayacağınız. Hele şükür aldığımız nefese karışmıyor. Eğer ÖSYM aldığımız
nefeslerden şüphelense öyle zannediyorum nefes almamızı da yasaklar. Şimdilik
böyle bir şüphe yok sanırım.
Şimdi sadede gelelim, derdim üniversite sınavları değil. ÖSYM’nin
yaptığı sınavlarda birçoğu; acımasız, gereksiz ve mantıksız görünen yasaklar
uygulanma imkanı buluyor. Genelde bu ülkede her şeyde bir kural vardır. Her
şeyin kuralları belirlenmiştir. Kurallar iyi düşünülüp konulmuş ama bir sorun
var. Bu ülkede kurallar hep çiğnenir, uygulanmaz. Bizim huzur, refah, düzen ve
tertibimiz için konmuş bu kurallara uysak günlük hayatı kendimize ve
birbirimize zehir etmeyiz. ÖSYM'nin mantıksız görünen kuralları tıkırında
işliyor da diğer kurallarımız niçin çiğneniyor? Hayatı zindan ederiz
kendimize ve çevremize. ÖSYM sınavında görev alanlar, sınava girenler de bu
ülkenin insanı. Dışarıdan ithal edilmiş değildirler. O zaman mesele nedir?
Mesele kural tanımaz aymazlığımızdadır. O zaman ÖSYM bu işi
çözmüşse sosyal, siyasal, ekonomik vb hayatın her alanına ait kuralları ÖSYM
koysun. Cezaları da tıpkı sınavlardaki gibi ağır olsun. Cezalar mutlaka
uygulansın. Bize biraz kural öğretsin olmaz mı? Hatta biz hiç AB ve Kopenhag kriterleriyle
uğraşmayalım, hatta adına Ankara kriterleri de demeyelim. (Şimdilerde bu
kriterlerden pek bahsedilmiyor artık.) Tüm kriterlerimiz ÖSYM kriterleri olsun,
adam gibi uygulansın. Bizim ÖSYM kriterlerimiz dünyaya örnek olsun.
Kurallarla yaşamaya başlayınca bu ülkeye dirlik ve huzur,
birbirimize saygı ve sevgi hakim olur. Kurallara uydukça hayatın anlamının
olduğunu bir kat daha iyi anlarız.
Çocuklarımıza yaşanılır bir ülke bırakırız. Bilelim ki bu ülkenin sorunu, kural
eksikliğinden değil, kurallara uymadığımızdandır. Kural tanımaz tavrımızdandır.
Yarın YGS sınavına
2.265.902 kişi katılıyor. Allah gençliğin baharındaki bu gençlerimizin
yardımcısı olsun. Hepsine emeklerinin karşılığını versin, başarılar dilerim. 08/03/2017
11/03/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
11/03/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder