Ana içeriğe atla

İnsanımızı tanıyalım: Bir İnsan Profili

24/02/2015 tarihinde bir toplu ulaşım aracına bindim. Otobüs kalabalık mı kalabalık. Binen yolcular binmenin sevincini yaşarken sıra, aralarda tutunmak için yer bulmada. Kaptansa "Lütfen arka tarafa ilerleyiniz!" diye seslenmeye devam ediyor.

Bir kızımız da bindi, bir eliyle tutunurken diğer eliyle de -"Cep telefonu ile konuşmak yasak" uyarısına aldırmadan ve "Konuştuğumu diğer yolcular duyar ve rahatsız olurlar" demeden aradı birini, başladı anlatmaya:

-Az önce kimi gördüm biliyor musun? Fatmanur'u gördüm yanında biriyle beraber. Başında kabşonu vardı, beni görünce kapşonunu çıkardı, yanındaki sevgilisinin koluna biraz daha yaslandı, ben geçtikten sonra sevgilisi döndü döndü bana baktı, benimle ilgili ona bir şeyler söylüyor belli, ne yapmaya çalışıyor bu ya, sinir oldum, sonra kendisi de döndü bana baktı durdu, ne yapmaya çalışıyor bu ya, sinir oldum...

Arkadaşını bilgilendirdikten sonra telefonu kapattı, bir başkasını aradı, aynı gördüğünü bu sefer ablasına anlattı. Sonra ne mi oldu.Yeni yolcular bindikçe kızımız arka tarafa doğru ilerledi. Sesi duyulmaz ve görünmez oldu, daha başka kimleri aradı ya da arayacak kim bilir?..

Eskiden bu fiskoslar gizli yerlerde anlatılırdı, maalesef kalabalık bir ortamda herkesin duyabileceği bir ses tonuyla anlatıldığına göre dedikodu, fiskoslarımız ve günahlarımız da alenileşmeye başladı. Allah feraset, hidayet ve utanma duygusu versin.


Meraklısına not: Ben ne mi yaptım. Kızımız daha kaç kişiyle konuşacak ve bu Fatmanur kim onu düşündüm durdum.(!) Herkesin sessizliğine ben de sessiz kaldım ve bu dedikoduyu sanal aleme taşıdım. 25/02/2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim derdi. Borcun günü geldiğinde gerekirse b

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder