Araca vurup kaçana...
Kardeş, park halinde vurup kaçtığın aracımın görüntüsünü paylaşıyorum. (Buraya eklediğim görüntü maalesef kaybolmuş). Kaçarken "Ne oldu" diye merak ettiysen gör işte eserini. Bilesin ki bu görüntü, çamura saplandığın, iyice görünmesin diye yıkanmış ve temizlenmiş hali.
Bazı cinsler vurduğu aracın sahibini bekler ya da "aracına vurdum, numaram şu" diye not bırakır. Halbuki en iyisi seninki. Çünkü beklersen cebinden 3-5 kuruş para çıkar. Hiç olmazsa paran cebinde kaldı, kötü mü oldu? Seni tebrik ederim. Kazancın bol olsun.
Sen yine de sağda-solda dürüstlüğü kimseye bırakma. Nasılsa kimse görmedi.
Kaportacıya gidince, kendini ve dürüstlüğünü kaç paraya sattığın ortaya çıkacak.
İyi ki, paran parama karışmadı. 17/09/2015
*
Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmak
Park halindeyken vurup kaçtığın arabayı kaportacı 40 TL'ye düzeltti. İyi de bunu niye anlatıyorsun dersen değerini bil diye paylaşıyorum.
Anladığım kadarıyla sen kendini bilmiyor ve tanımıyorsun. Çünkü insanın kendini bilmesi önemli. Kişi kendini bilirse Rabb'ini de bilmiş olur.
Bu piyasada senin gibisi çoktur. Alıcın çıkmaz da olur ya aklını peynir ekmekle yemiş biri döner şaşar seni satın almak isterse değerin 40 liradır. Pazarlığını buna göre yap olmaz mı? Bu kıyağımı da unutma!...
Ha bu arada unutmadan söyleyeyim, bu 40 lira sadece çarptığın yerin bedeli değil. Daha önce arka arkaya gelirken çarpanın çarptığı yer de yaptırıldı. Yani kendini fasulyeden nimet sanma. Hele bulunmaz Hint kumaşı hiç bilme. Seninki öncekinin bonusu oldu, haberin olsun. 22/09/2015
*
"Senin arabaya çarpan senin takipçilerinden biri mi?"
1.Kim olduğunu bilmiyorum. Ama sen dahil en yakınlarımdan biri olabilir, arabası olan herkesten şüpheleniyorum. Hatta arabası olmayanlar da araba kiralayıp bu işi yapmış olabilir.
2.Vurup kaçan benim takipçim değildir. Vurup kaçma bir sektör haline geldi. Adını bilmediğim kahramanımın özellik, şahsiyet, karekter, değerini ve yüzsüzlüğünü sanal alemde deşifre ederek başka yapacakların önüne geçmektir. Millet bu tipi tanısın. Benim bana vuranla bir derdim yok bilesin. Burada toplumsal bir olayı, patolojik bir vakayı irdeliyoruz. Bugün bana yarın temenni etmem ama belki de sana.
3.Aslında olması gereken arabanın vurulduğu yerdeki kameraları incelemek. Ama kim gidecek oraya. Yatarak probleme çözüm aramak varken. Sonra yerinde çözüm aramayan ilk kişi ben değilim:
"Nasrettin Hoca bir gece, sokak lambasının altında bir şeyler aramaktadır. Hocanın bu halini gören komşuları, “Hayırdır Hoca Efendi, ne arıyorsun?” diye sorar. Hoca da “Evdeyken anahtarımı kaybettim, onu arıyorum” der. Bu cevaba şaşıran komşular, “Ama Hoca, sen anahtarı evde kaybettim dedin; niye sokakta arıyorsun?” Bunun üzerine Hoca, “E, burası daha aydınlık!” der.
4.Yazılarımı muhatabım karşımdaymış gibi yazarım. Kişi, yer ve şahıslarla işim olmaz. Sanal cesaret başka bir şey. İnsanın kendisine güveni artıyor. Belki gerçek muhatabımla karşılaşsam, Hocanın fil şikayetiyle gittiği Timur'dan ikinci fil istediği gibi ben de adamdan belki de aracımın soluna da vur diyeceğim.
5.Bu yaptığın vurup kaçana ibret olsun. Belki de adam "Keşke kaçmasaydım da adamın borcunu ödeseydim. Ödediğimin acısı bir müddet sonra geçerdi. Adam bu pireyi deve yaparak ömür boyu sürdürecek anlaşılan" diyecek. Olmayan vicdanı ömür boyu azap çekecek. Belki de bana sıfır km araç alacak.
6.Belki de sanal alemde paylaşarak pasif iyilerin "Hocam getir ben yaptırayım, bu da benden olsun" demelerini beklemekti. Ama heyhat! Şimdi tırnak büyütüyorum başımı kaşımak için.
Uzun soruna verdiğim bu kısa cevap umarım yeterli olmuştur.
Meraklısına not: "Çarpık yeri düzeltmek için bir kova kaynar su dök" diyen dostlar! Dediğinizi uyguladım, olmadı ya da beceremedim. Ya da o dediğiniz benim arabanın tamponu için geçerli değil... 06/12/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder