19 Nisan 2018 Perşembe

Yeter ki Ona Eğilmek İstesin Kul

Gördüğünüz fotoğraf inşaatta çalışan bir işçinin fotoğrafı. Öğleye kadar anasından emdiği süt burnundan gelmiş, sıcağın altında çalışırken olmadığı kadar ter atmıştır vücudundan. Çünkü elinin emeğiyle çoluğuna, çocuğuna ekmek götürmesi gerekiyor.

İnşaatta çalışmanın ne derece zorluğunu bilirim. Ben de ortaokulda başlayarak lise ve üniversite döneminde ağırlıklı olarak yaz dönemlerinde az çalışmadım inşaatlarda. 

İşçi, öğleye kadar çalıştıktan sonra yemek molası verildiğinde dinlenmeden öğle namazını kılmaya kalkmış olmalı. Arkadaşları uzanmış yatarken o kalkmış kulluk görevini yerine getirmeye çalışıyor. Ne mescit, ne cami aradığı. Kimseyi engellemeden çıkmış kaldırıma, ağacı sütre olarak seçmiş. Kilitli taşın üzerinde seccade görevi yapacak ne kartonu var, ne de seccadesi. Ayağım acır demiyor, yorgunum biraz uzanayım demiyor. Yeter ki namaz kılmak istesin. Kulluk görevini de yerine getirince ne yorgunluk ne de acıma hepsi vız geliyor adama. 

Ne riya, ne caka. Bulmuş sote bir yer. Rabbine şükrediyor. "Üzerim kirli, yerlere ayak basmış, yorgunum" mazereti yok. Belki de kuş gibi hafifliyor, tüm yorgunluğu gidiyor. 

Çalmadan-çırpmadan, kimseye el-etek açmadan elinin emeğini alın terleterek çoluk-çocuğunun rızkını helal yoldan kazanan ve işini yaparken ibadetini de yerine getiren bu emekçinin Allah ibadetini kabul etsin, ailesine huzur versin, namerde muhtaç etmesin. Umarım ahlakı da düzgündür. Çünkü namaz insanı kötülüklerden arındırır.

Eli öpülesi bu adamın iş ve yorgunluğun arasında zaman ayırıp namüsait bir yerde ibadetini yerine getirmesi kılacağı namaza; vakit mi var, kılacak yer yok şeklinde mazeret uyduranlara ibret olsun!




18 Nisan 2018 Çarşamba

Seçim Çalışmalarında Oruç Tutmasam Olur mu? **


—Sayın hocam, malumunuz ülke bir erken seçime gidiyor. Benim de seçim çalışması yapmam, mitinglerde seçmenlerime hitap etmem gerekiyor. Zaman kısıtlı, bir güne birden fazla miting sığdırmalıyım.
__Hayırlı olsun, kolay gelsin!
__Kolay gelsin de ben ne yapacağım şimdi?
__Neyi, nasıl yapacaksın?
__Orucu…
__Oruçla ne ilgisi var senin mitinglerinin?
—Oruç oruç ben bu işi nasıl yapacağım? Çünkü sesim kısılıyor. Su içmesem olmaz. Acaba oruç tutmasam olur mu? Var mı bunun dinde yeri? Biliyorsun seni sever sayarım.
—Oruç tutmanız gerekiyor efendim! Çünkü siz hasta değilsiniz, seferi de sayılmazsınız.
__Ama efendim! Miting için başka illere gideceğim, doksan km'den fazla bir mesafe. Nasıl seferi olmam?
__Vatandaş gibi normal bir araçla mı gideceksiniz? Nasılsa altınızda seçim çalışmasında emrinize amade bir uçak veya helikopter olacak. Gideceğiniz yere en fazla bir saatte gidersiniz.
__Bu durumda ben nasıl miting yapacağım? Bu seçim ülke için önemli. Hayat-memat meselesi!
__Size göre hayat-memat meselesi olmayan bir seçim yok ki!
__Ben ne yapmalıyım şimdi? Bu işin olur tarafı yok mu?
__Oruç tutacaksınız efendim!
__Hani İslam kolaylık dini derdiniz. Sizin bu yaptığınız işi yokuşa sürmekten başka bir şey değil.
__Kim dedi size ramazan ramazan seçim yapın diye. Allah’ın günleri mi bitti? Derdinize ne idi oruçta seçime kalkmak? Oruçta vatandaşın arasına katılsanız, onlarla beraber cami-cemaat dolaşsanız, kendinizi ibadete verseniz ve hayır-hasenat işine yönelseniz olmaz mıydı? Ramazan sonrası ağzınız açık olarak seçiminizi bir güzel yapardınız.
__Ama efendim, bu seferlik böyle denk geldi.
__Denk getirmeyeceksiniz, ayarlayacaktınız, bunun için plan ve program yapacaktınız.
__Ama efendim!
__Aması, maması yok bu işin. Sadece seçim değil ki denk gelen. Ortaokul öğrencileri için yapılan LGS’yi ve bursluluk sınavını da oruçta yapıyorsunuz. Bu da denk geldi değil mi?
__Aynen öyle.
__O zaman millet sizin denk getirdiğiniz tarihlerde nasıl oruç tutuyorsa siz de tutacaksınız. Ya da miting aracında halka hitap ederken halkın gözü önünde oruç demeyip lıkır lıkır su içeceksiniz.
__Halk ne der sonra?
__Ne der bilemem. Halk “ne der” diyeceğine, önce “Allah ne der” deseydin keşke!
__Son söyleyeceğin bu mu?
__Maalesef!
__Sonra kaza etsem olmaz mıydı?
__Olmaz efendim!
__Seni sever-sayardım halbuki! İslam’ın bu katı kuralını güncellemek lazım! Arkadaşlar! Bana bir başka hoca bulun…

** 19/04/2018 tarihinde kahtasoz.com'da yayımlanmıştır.

Seçim Serüvenim!

Erken seçim kararı alınmasında önümün kesilmek istendiği aşikardır. Nasıl ki Güneş balçıkla sıvanmazsa önümün kesilmesi de mümkün değildir. Önümüzdeki seçimlerdeki hedeflerim:
1.Cumhurbaşkanlığına aday olmak. (Yüz bin imza zor görünüyor ama imkansız değildir. Çünkü milletimiz macerayı sever. Bu imzayı vereceğine inanıyorum.) Şayet olmazsa,
2.Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak. (Bunun için kulis faaliyetlerine başlamayacağım. C. Başkanı olan gelip beni bulacaktır.) Baktık olmadı,
3. Kabinede bakan olmak. (Bunun için tek yapacağım bakmak.) Olmazsa,
4. Bakana bakmak için yardımcı olmak. Bu da olmazsa mahalli seçimlere yöneleceğim:
5. Bir büyükşehire belediye başkanı olmak. Olmadı mı? Mevzuat elverirse,
6. Muhtar seçilmek. (Hem mahalleme hizmet eder, hem Beştepe rutin muhtarlar toplantılarına katılır, hem de İspanya'ya ziyaret yapmış olurum. 

Baktım hiçbiri olmadı mı? Dünyanın sonu değil ki mevcut işimi yapmaya, bahtımın bir sonraki seçimlerde açılmasını beklerim. Daha olmadı mı?
7.Bir belediyede belediye encümeni seçilmek. (Encümenliğim esnasında bir yer imara açılmadan önce ileri görüşlülüğüm sayesinde ucuza arsa, parsel, tarla kapmak ve emlak zengini olmak.
Baktım emlak zengini olmam da bu ülkede bir işe yaramıyorsa,
8.ABD'ye başkan seçilmek.(Böylece dünyayı bir deliden kurtarmış ve insanlığa en büyük hizmeti yapmış olurum.) Baktım bu da mı olmadı?
9.Seçimlerde sandık başkanı olmak...(Nasılsa zarf ve pusulaları mühürleme derdi de kalmadı...)

Gördüğünüz gibi düşününce oluyor bu işler. Yeter ki insanın hedefi olsun. Olmaz olmaz demeyin, bu dünya nelere gebe oldu. Unutmayın!