15 Ağustos 2024 Perşembe

Oto Gaz Ayarı

Oto gazcıya gittim. Çağırdım ustayı. Gel şu sesi dinle dedim. Dinlemeye gerek yok. Arabayı şuraya getir. Gaz ayarı zamanı gelmiş dedi. 

Arabayı çektim. Usta da pek gençmiş. Kilo yok, göbek yok bu arada. Çıta gibisin maşallah. Yaşın kaç dedim. 30 yaşındayım dedi. Maşallah hiç göstermiyorsun dedim. Öyleyim dedi. Yine de bu yaşta olmayı istemiyorum. Yaşım daha genç olsun isterim dedi. İyi de benim yaşım 61 oldu. Biz ne yapacağız? Bu durumda oturup ağlamamız lazım dedim.

Bütün bu iltifatlarda gerçek payı var. Bir şekil iletişim kurmaya çalışırım iş yaptıracağım kişiyle. Hem muhabbet olsun hem de içim ısınsın. Bir daha da gaz ayarı için kimseyi aramayayım. Gözüm kapalı geleyim. Bir de bilinçaltımda işini yaparken daha özenli yapsın. Ayrıca işçilik alırken insaflı olsun, vurmasın düşüncesi de var tabi. Yine birinin tavsiyesi üzerine geldiğime göre bu işi hem iyi yaptıracağım hem de makul fiyat ödeyeceğim demektir. Keyfime diyecek yok anlayacağınız. 

Bizde tanıdık önemli. Tanımadığımıza kolay kolay gitmeyiz. En azından ben öyleyim. İçim ısındı mı gözüm kapalı giderim aynı kişiye. Bu işi başkası kaça yapar, bu adam bana kazık atıyor mu diye düşünmem. Ben böyle düşünsem de genelde kazığı tanıdıklar atar. Bu da ayrı bir mesele. Çünkü tanıdıkla ne pazarlık yaparsın ne de fiyat sorarsın. Sonuçta hepsi bizim için bir tecrübe oluyor artık. Buna bilmem neyin bileşkesi deniyormuş.

Usta gaz ayarı yapmaya başladı. Yakın zamanda akü değiştirdin mi dedi. Evet dedim. Ayarı sıfırlanmış. Bak ekrana. Şu çizgi meyilli olması gerekirken düz duruyor. Çekişinden belli eder. Farkına varmadın mı dedi. Hayır dedim. Akücü niye beni bu şekil göndermiştir o zaman dedim. Her araç ve modelde yapmıyor. Sizin bu modellerde ayar sıfırlanır dedi. Sizin bu bildiğinizi akücü de biliyor olmalı. Ama bir gaz ayarı yaptır demedi dedim. 

Ardından bir yeri daha söktü. Bu araba ne zamandan beri sizde dedi. 2011'den beri dedim. Bunu ne zaman değiştirttin dedi. Bu ne dedim. Gaz filtresi dedi. Hiç hatırlamıyorum değiştiğini dedim. Değiştireyim mi demeden filtreyi de değiştirdi. Makara gibi bir şey. 

Kaputu kapattı. Tamam dedi. Borcumuz ustam dedim. 800 lira dedi. Verdim. Teşekkür edip aracıma bindim. Çalıştırıp stop ettim kontrol için. Dıt sesi gelmedi. Elimi kaldırıp geri geri çıktım. 

Sanayiye gelerek gaz ayarını yaptırmak suretiyle kaç yıl aradan sonra ilk siftahımı oto gazcıya vermiştim. Bir şey demedim. Çünkü el emeğiyle çalışan, tamir işiyle uğraşan kişilerle pazarlık yapmam. Ustam, bu dediğin fazla değil mi demem. Yalnız fiyat bana baya tuzlu geldi. Çünkü konuşurken fiyat listesi de gözüme çarpmıştı. "Gaz ayarı 200 TL" yazılı idi. Üstelik bununla da yetinmemiş. "Herkes için aynı" yazdırmış. Yani tanıdıkla da gelsen, öylesine de gelsen aynı demektir bu. Bir an için filtre değiştirdi. Herhalde bu parça pahalı olmalı dedim. Yine de kendimi ikna edemedim. Çünkü fiyatta bir gariplik vardı. 

Yazıyı yazmaya oturunca o değilden İnternetten şu filtrenin fiyatına bir bakayım dedim. 80-100 lira arasında değişiyor fiyatlar. Daha düşük fiyatlar da gördüm. 200 gaz ayarı, 100 lira da filtre diyelim. Haydi filtreye de 100 lira işçilik yazsa hepsi eder 400 lira. Başka da bir şey yaptığını görmedim. Bir rutin gaz ayarı, bir de akü değişiminden dolayı çift dikiş gaz ayarı yapsa, filtre dahil 600 TL eder. Vay anasına. Katmerli kazık yemişim vesselam. Sanayiden kaçtığım kadar varmış meğer.

Haksızlık yapmak istemiyorum. Belki makul fiyatını almıştır. Belki değiştirdiği filtre çok kaliteli olduğu için fiyatı yüksek olabilir. Ama en azından “şunu şunu, bunu yaptım. Şu kadar. Şunu değiştirdim. Bu kadar. Toplam şu kadar eder deseydi daha iyi olurdu. En azından beni ikna ederdi. İkna önemli. Çünkü ikna edemediğin doğru, doğru değildir. Özellikle günümüzde. Çünkü güven ortamı kaybolmuş, fiyat istikrarı ve takibi yok. Çoğu esnaf, tamirci vs. tutturabildiği fiyatı istiyor. Maalesef fiyatın ederini ve makulünü almak kişinin insafına ve vicdanına kalmış. Vicdanlar da kararmış, gözümüzü fazla kazanma hırsı bürümüşse ne insaf ne de vicdan işe yarar.

Hasılı arabamın oto gaz ayarı yapıldı ama bu ayar arabaya mı yapıldı yoksa bana mı yapıldı, bilemedim gitti. 

Diğer yazımda da egzoz hakkında yazmak isterim.

Arıza Tespiti ve Yol Gösterme

08.08.2024 tarihli araç muayenesinden ağır kusurlu bulunmasını istediğim aracımın muayenesi onaylanınca, umduğum dağlara karlar yağdı, iş başa düştü dedim. 

Sanayinin yolunu tuttum. Çünkü arabamdan; bilemediğim, tamirciye götürdüğümde sesi normal cevabı aldığım, bana göre normal olmayan bir ses geliyordu. Özellikle gaza bastığım zaman ses daha belirgin bir şekilde belli oluyordu. İstedim ki 1822 TL muayene ücreti verdiğim TÜVTÜRK bunu bulsun. Yine kontağı kapattığımda dıt dıt ötme sesi geliyordu bir müddet. Bunun gazla ilgili olduğunu biliyordum ama araba çalıştığı için çok da önemsemedim. 

Arabamdan benim arabama özgü çıkan sesin bir faydası vardı. Araba oğlanda iken oğlan yanımdan geçerken bu ses bizim arabanın sesi deyip kulak kabartırdım o kadar geçen aracın içinden. İnsanın kişiye özgü, emsallerinden farklı sesi olması da ayrı bir sevinç duygusu. Bu durumda insan kendini özel hissediyor. 

Sesi değişik çıksa da yolda bırakmayacak şekilde işimi görüyordu. Ama bunu gel de oğlana anlat. İş bilmez, arabadan anlamaz ama anlamadığını bilmeyen iki gencin, bu arabadaki ses triger kayışından geliyor demesi üzerine ister istemez, yolda kalır, daha büyük hasara yol açarım endişesi içine giriyor. Bizim arabada triger kayışı yok, zincir var desem de ya zincirin değişme zamanı geldiyse dedi bu sefer.

Oğlanın endişesi gitsin, ne olacak bu arabanın hali diye kara kara düşünmesin diye tamirciye gittim. Bu arada giderken gaza basınca sesin daha net çıktığını anladım. Bu sefer ustaya gösterirken gaza basınca ses değişik çıkıyor diyeceğim. Bu da benim için bir aşama. 

Sanayiye gitmişken hepsini yaptırayım istedim. 

Uzun süredir tamirciye gitmediğim için Karatay Sanayisinin içinde tamircimi aradım durdum araç içinde. 

Sonunda buldum. Kalfaları varmış dükkanda. Ustayı sordum. Az sonra gelecek dediler. 

Aracın neyi var dedi 15-16 yaşındaki çalışan. 

Yolda giderken gaza yüklenince sesin arttığını öğrendim. 

Kaputu açtık. Gaz verince dinle dedim. Dinledi. Arabanın bir orasına, bir burasına göz gezdirdi. Gazla dedikçe boşta gaza yüklendim. İrili ufaklı diğer çalışanlar da geldi sesi dinlemeye. Bilemedim abi. Usta gelince baksın. Yalnız devridaimden geliyor gibi dedi. Öğle vakti olunca yemek yemeğe koyuldular. 

Az sonra usta geldi. Haydi yemeğini ye dedim. Olur dedi. Biz bekledik. 

Neyi var dedi. Gaza basınca ses geliyor dedim. Çalıştır, gaza bas dedi. Ekzozcuya gideceksin. Benlik bir şey yok. Ya düzlesin ya da kesiversin egzozcu dedi bir çırpıda. Helal olsun, usta dediğin böyle olmalı dedim. TÜVTÜRK'ün 1822 lira karşılığında bulamadığı arızayı buldu. Üzerine egzozcuya, oto gazcıya git diyerek yol gösterdi. Arıza tespiti ve yol gösterme işini de meccanen yaptı. Allah başımızdan eksik etmesin böyle ustaları. Sadece para almamasına değil duam. Düşünün ki arızayı tespit edemese, içimde bir endişe olduğu halde gelen değişik sesle trafiğe çıkmaya devam edecektim. 

Önereceğin egzozcu var mı dedim, yok dedi. Kontağı kapatınca dıt dıt sesi geliyor. Bunun için kime gideyim dedim. Arka sokaktaki falan oto gazcıya git, benim gönderdiğimi söyle dedi. Teşekkür edip ayrıldım.

Gaz ayarı için gittiğim oto gazcıdan diğer yazımda bahsetmek istiyorum.

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Yokuz Yok

Olimpiyatta yokuz.

Şampiyonlar Liginde yokuz.

Düşünüyorum, biz neyi iyi yapıyoruz diye.

Aklıma bir şey gelmiyor.

Avrupa bizim için lüks hem spor hem futbol hem diğer alanlarda.

Bizim için en iyisi kendi ligimiz.

Burada birbirlerine horozlanmak, birbirlerini yenmek, birbirimize karşı kedi köpek misali olmak yeterli bizim için.

Biz, birbirimizin maçına bakarak pozisyonları değerlendirmeye devam edelim.

Şu takımı şunlar kolluyor yaygarasını yapalım.

Birbirimize aslan kesilelim.

Mangalda kül bırakmayalım.

Biz büyük takımız, köklü kulübüz kibrini yaşayalım.

Bilelim ki bizim takımların büyüklüğü ülke sınırları dışında yok. Avrupa bize kaç beden büyük gelir.

FB de aynı, GS de aynı, BJK de aynı, TS de aynı.

Hepsi bu milletin aklıyla dalga geçiyor.

Hepsi bizimle oyun oynuyor.

Aralarında yaptıkları mücadele bir kayıkçı kavgasından ibaret.

Sahi bizim yaptığımız, başarılı olduğumuz bir alan var mı?

Bir hakkı teslim edeyim. Tek başarımız her alanda başarısız olma istikrarı. Bu da hiçbir ülkeye nasip olmaz. Hiçbir ülke bu kadar uğraşsa bizim gösterdiğimiz başarısızlık başarısını gösteremez.

Boşu boşuna biz şöyleyiz, böyleyiz diye övünmeye kalkmayalım.

Yazık ki yazık.

Oturup biz neyiz, niçin böyleyiz, hangi alanda nasıl başarılı oluruz üzerine kafa yoralım. Yanlışlardan ne çabuk dönersek kârdır diyelim. Hiçbir mazeret ve gerekçenin  arkasına sığınmayalım.

Hâlâ bize gaz vermeye kalkan, hamaset yapan, slogan atan olursa kes lan sesini. Yeter bu ninnilerle uyuttuğunuz diyelim.