10 Nisan 2024 Çarşamba

Ayakları Uyuşturan Uzun Dualar

Ayağa kalktığım zaman sendeledim. Bir an dengemi sağlayamadım. Ne oluyor derken ayaklarımın karıncalandığını anladım. Bir iki adım atıp durdum. Dururken de dengeyi sağlamakta zorlandım. Ayaklarımın uyuşukluğu ayakkabılarımı alıp dışarı çıkıncaya kadar sürdü. 

Böylesi uyuşukluk yer sofrasında yemek yediğim zaman olurdu. Normal şartlarda ve kendi ev ahalisinin olduğu zamanlarda ayağım karıncalanmaz. Çünkü canı tez biriyim. Sindire sindire yemem. Hızlıca yemeğimi yer, kalkarım. Ayağımın karıncalanması yemek çeşidinin bol ve başka misafirlerin olduğu yer sofrasında uzun süre durduğum zaman olur. 

Demek ki bayram namazı ve hutbesinin ardından yapılan dua epey uzun sürmüş olmalı ki ayaklarım karıncalanmış. 

Dualarımız ayakları uyuşturacak şekilde niçin uzar oldu?

Eskiden dualarımız Arapça idi. İmam dua eder. Anlamını bilmeden hep beraber amin derdik.

Bazıları Allah Türkçe bilmiyor mu, duayı niye Türkçe yapmıyoruz derdi ama bu isteğe pek kulak verilmezdi. 

Son yıllarda Türkçe dua isteyenlerin talebine de cevap verilmeye başlandı. Talebimiz nihayet karşılık buldu diye herhalde sevinmiştir dua edenler. 

Yalnız bir sorun var. Duaların süresi uzadı. Neredeyse iki katına çıktı. Çünkü yarı Arapça yarı Türkçe dua edilir oldu. Haliyle yapılan dualar ve aminler de bitmediği için ayaklar da uyuşur oldu.

Niçin yarı Arapça yarı Türkçe yapar olduk? Toplumun yarısı Türkçe bilmeyen Arap yarısı da Türk olsa dersin ki Arap Türkçeden, Türk de Arapçadan anlamaz. En iyisi her iki taraf da anlasın diye yarı Arapça yarı Türkçe yaparsın. Ama böyle bir ortam olmamasına rağmen hem Arapça hem Türkçe dualar son yıllarda revaç bulmaya başladı. 

Dualarımız hepten Türkçe yapılamaz mı? Bunun dini bir engeli var mı? Yok. O zaman ne diye karışık yapar olduk? Herhalde Arapça dua görevlilerin kolayına gidiyor olmalı. Çünkü Arapça dua ezberledin mi dua yapmaya başlayınca arkası geliyor. Türkçe dua öyle mi? Bunun için emek sarf etmek gerekiyor. 

Kısaca hem uzamaması hem de herkesin anlaması için duaları Türkçe yapmak çok yerinde olur. Uzatmak aynı zamanda ayakların karıncalanmasına da sebebiyet veriyor. Duayı kısa tutmak ayakların uyuşmasının da önüne geçecektir.

Konu duadan açılmışken Türkçe dua yaparken bir hususa daha değinmek istiyorum. Son bir yıldır hutbede Gazze, hutbeyi bitirirken Gazze için dua, dualarımızda Gazze, vaazlarımızda yine Gazze vurgusu çok dikkat çekiyor. Bu da ister istemez dikkat çekiyor. Bu kadarı fazla diye düşünüyorum. Yerinde ve kıvamında yeterince Gazze’yi dillendirmek yeterli. Unutmayalım ki Allah kalbimizde taşıdıklarımızı da dışa vurduklarımızı da bilir ve duyar. Gazze için serzenişimizden, onları dert edindiğimizden de haberdar olur. Çok ısrar bezdirir. Ayrıca çok dua ettik. Artık duaya biraz da icraat eklemek lazım. Bazı ürünlerde İsrail’e kısıtlama getirilmesi gecikilmiş de olsa yerinde bir karar. Başka caydırıcı kararların da arkasından gelmesi lazım. Bir de ikili oynamadan samimiyet gerek. Değilse salt dua edersek Allah demez mi, iyi de kullarım. Hep benden bekliyorsunuz. Siz hiç elinizi oynatmıyorsunuz. Üstelik ticarete de devam ediyorsunuz. Bu ne yaman çelişki demez mi?

7 Ekimden bu yana duaların yanında vatandaş İsrail ürünlerini protesto ederken ihracatçılarımız ve yetkililerimiz de İsrail’e ticari boykot uygulasaydı duadan daha etkili olmaz mıydı?

9 Nisan 2024 Salı

Ne Yaman Çelişki!

İyi günler beyefendi!

İyi günler!

Şu falan firmayla ilgili mücadelen dillere destan. Her platformda bu konuyu gündeme getiriyorsun. Maşallah gözünü budaktan esirgemiyorsun. Olmadı. Kamuoyu oluşturmak için miting yapıyorsun. Garip ve gurebanın hamisisin.  Herkes seninle gurur duyuyor. 

Ben öyleyim. Her zaman mazlumun yanında oldum. 

Destekçilerin de arkanda. Hepsi o firmanın ürünlerini protesto ediyor. Evine almıyor. Alanları da eleştiriyor. O firmanın ürünlerine sayfalarında boy boy yer vererek boykot paylaşımı yapıyorlar. Senin samimiyetin, onların desteği bir araya gelse o firmayı boğar. Yalnız o firma ve ürünleri hala dimdik ayakta. Bunu neye bağlıyorsun? 

Bana daha fazla destek verirlerse o firma bu boykota daha fazla dayanamaz. Mutlaka pes eder. 

Anladım. Yalnız bir durum var. 

Neymiş o? 

Bir taraftan miting, bir taraftan boykot, bir taraftan o firmaya ait yenilir, yutulur cinsten olmaktan söylemler. Öbür taraftan o firmayla ticarete devam ettiğin, en azından devam eden ticarete ses çıkarmadığın, ikili oynadığın, o firmaya can suyu olduğun ve lojistik destek verdiğin söyleniyor. İşin garibi o firma da senin aleyhine yazıp çiziyor ve konuşuyor.

Evet ticaret devam ediyor. Ama o ticaret o firmanın mağdur ettiği kimselere gidiyor. 

O firmaya gittiğine dair yayınlar yapılıyor. 

Tamamen algı. Sen de mi bu algıya teslim oldun yoksa? 

Ama efendim, belgeler var bu konuda. Üstelik emrindeki yetkili orantısız güç kullandığı için ihraç edilen birçok ürüne kısıtlama getirildiğine, bu kısıtlamanın mağduriyet sona erinceye kadar devam edeceğine dair bir açıklama yaptı. 

Evet haberim var. 

Bu açıklamaya göre ticaret yaptığımız ortaya çıktı. Değilse niçin kısıtlama yapılsın. Burada bir çelişki yok mu? 

Seni buraya kimin gönderdiğini biliyorum. FETÖ'cü ağzıyla konuşuyorsun. Görüşme burada sona ermiştir. 

Seçim Merdiveni

Sandık başkanı mısın? Derdin çok demektir

Zarf, pusula, sayım, döküm, tutanak hep senin

Elinden geçecek sabahtan akşama bir bir

Zor mu zor ama bunu baştan düşünecektin


İşin zoru bitti deyip adliyenin yolunu tuttun

Son bir gayret, çoğu gitti azı kaldı dedin

Merdivenlerdeki kalabalığı görünce

Eyvah, turpun büyüğü heybede imiş dedin


Bir elinde saman renginde ağır bir torba

Öbüründe tutanakların olduğu bir zarf

Girdin hemen herkes gibi upuzun sıraya

Karşına çıktı sonu görünmeyen merdiven


Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Pardon dikileceksin. Yürümek ne kelime

Her bir basamağında duracaksın güç bela

Bel ağrır, ayaklarına kara sular iner


Çıkmak ne mümkün bunca basamakları bir bir

Çünkü başkanlardan örülmüş etten bir duvar

Dikil, adımla, çık. Bitmez bir türlü merdiven

Çünkü daha çıkılacakmış üç kat merdiven


Üç katın merdiveni sürdü doksan dakika

Bu zaman zarfında atardım on bin adım ben

Onca evrak teslimi sürdü on beş dakika

Ardından indim onca basamağı birden


Ahmet Haşim bugünleri yazmış Merdiven'de

Bu şiiri her basamağında hatırladım

Allah rahmet eylesin Ahmet Haşim şaire

Nur içinde yatsın merdivensiz ebediyen


Bir dahaki seçimde görev alır mıyım hiç 

Allah ne dostuma versin ne de düşmanıma

Emri vaki olursa olmasın ramazanda

Bir de teslimatta olmasın üç kat merdiven


Yüce kulun der ki Allah başka dert vermesin

Seçim sonuçları ülkeme hayırlı olsun

Seçilen başkanlar hepten hizmette yarışsın

Güzel ülkem her yönüyle tez elden kalkınsın


Şiirim oldu mu a dostlar, sorarım size

Olur mu benden bu asrın şairi

Demezse Haşim şiir böyle eza görmedi

Bilin ki o zaman olurum ben de bir şair