11 Mart 2024 Pazartesi

Ayak Oyunu Futbolumuz

Şu su götürmez bir gerçek ki şampiyonluğa oynayan, özellikle üç büyükler dediğimiz futbol kulüpleri klasman veya deplasmanda olsun, hakemlerimiz tarafından korunup kollanıyor.

Korunup kollanma ve destekleme yönünden bu üç takımı sıraya koyarsak; FB, GS ve BJK şeklinde bir koruma söz konusu. Bunların içinde belki de en az faydalanan takım BJK’dir. Aslan payı daima FB'nin olur.

FB ve GS yeter ki bir maçta zorlansın veya skor yönünden geriye düşsün. Maç böyle biter derken bir bakmışsın hakem devreye girer. Ben bitti demeden bu maç böyle bitmez diyerek skora ağırlığını koyuveriyor ve ne yapar ne eder, 90 artı da bir penaltı üretir. Sonra maç çözülüyor. Şu ana kadar hakemlerin tek yapmadığı, golü siz atamayacaksınız. İş başa düştü deyip topu alıp Anadolu takımlarına gol atmadıkları kaldı. Bunu da yapsalar da tiyatro tamamlansa...

Ligde hangisi şampiyon olur, bilinmez ama bu sezon bittiği zaman şampiyonluk kadar FB lehine 90 artıda hakem marifetiyle üretilen penaltılar konuşulacak.

Canlı yayında, o kadar seyirci ve ter döken futbolcular önünde, “var” kuralına rağmen bu trajedi devam ediyor. Bunun adına da futbol diyoruz.

Üç büyükler arasında içlerinde en mağduru Beşiktaş’ı bir kenara koyarsak, Süper Lig her yıl şampiyonluğa oynayan FB ve GS için var. Bu ikisinden biri şampiyon olacak. Ligde ölüm kalım mücadelesi veren Anadolu takımları ise bunları şampiyon yapmak için dolgu malzemesi olarak kullanılacak.

Yazık değil mi bin bir emek ve çaba ile kıt kanaat kadro ve bütçe imkanlarıyla bu ligde ter döken Anadolu takımlarına. Gerçi gücün adaletinin geçerli olduğu bu ülkede futbolda da iki güçlü takım korunuyormuş. Bizim için ne gam ne keder. Anadolu takımları küme düşüyormuş, birinci ligi boyluyormuş, asansör takımı gibi düşüp düşüp çıkıyor ve bu iki kulübe hizmet ediyormuş... Kimin umurunda? Feda olsun tüm Anadolu takımları FB ve GS için. Varlıkları bu iki takıma armağan olsun.

Merak ettiğim, bariz bir şekilde bu iki takımı koruyan hakemlerimiz halkın arasına nasıl çıkabiliyor? Bu hakemliği hala nasıl yürütebiliyorlar?

Şampiyonluğa oynayan takımlar kendi sahalarında bile en alt sırada olan takıma karşı ölüp ölüp diriliyor, son anda hakemin koruyup kollamasıyla galip geldiklerine nasıl sevinebiliyorlar? Bu hali pürmelal ile şampiyon olduklarına içleri nasıl rahat edecek?

Görünen o ki şampiyonluğa oynayan takımların hakemler tarafından kollanmasına, Futbol Federasyonu yetkilileri de göz yumuyor. Federasyon da bu şampiyon adayı takımlara hizmet için var.

 Olup biten komediye siyaset kurumu da bir şey demiyor.

Hasılı her alanda sınıfta kaldığımız yetmediği gibi futbol alanında da adalet dağıtamıyoruz. Küçük Anadolu takımlarını eziyoruz durmadan.

Diğer alanları geçtim. Bir oyundan ibaret futbol oyununda bari adaleti sağlayalım, oyun oynamayalım, ayak yapmayalım diyeceğim ama hiçbir alanda yüz ağartmayan bu ülke niçin futbolda yüz ağartsın? Sonra futbolun ayrıcalığı nedir, değil mi? Biz yedisinde ne isek yetmişinde de oyuz. Diğer alanlarda ne isek futbolda da oyuz. Nerede bir ayak var. Maalesef biz o ayağız.

İnan ben olsam ligden çekilirim. Üç büyükler! Kendi aranızda körler, sağırlar, birbirinizi ağırlayın. Maç da sizin olsun, şampiyonluk da. Kendiniz çalın, kendiniz oynayın derim. Başka da bir çözüm göremiyorum.

10 Mart 2024 Pazar

İki Sendrom Birden

Moralin bozuk. Hayırdır? Üstelik gerginsin.

Yok bir şey.

Yok bir şey demişsen var bir şey. Haydi söyle.

Sebebini ben de bilmiyorum.

Nasıl bilmezsin sebebini? İçini yokla.

Tarifsiz bir moral bozukluğu bendeki.

Atlatmaya çalış. Pazarın keyfini çıkar.

Deniyorum ama olmuyor. Her pazar bu pazar moralli olayım diyorum. Olmuyor.

Allah Allah!

Ben de hayret ettim.

Doktora gittin mi?

Ağrım yok, sızım yok. Ne diyeceğim doktora? Sonra doktor ne desin bana?

Yahu sendeki bu tatil sonrası sendrom olmasın.

Pazartesi sendromu hep vardı da bu pazar daha fazla hissediyorum.

Şimdi anladım.

Nedir?

Sen şu anda iki sendromu birlikte yaşıyorsun.

Abartma! O kadar da değil.

Abarttığım yok. İki pazartesi sendromu hem de. Biri tatil sonrası ilk iş günü yani pazartesi sendromu. Öbürü de ramazan pazartesi başladığı için ramazanın ilk günü sendromu. Yani iki pazartesi sendromunu yoğun bir şekilde hissediyorsun.

Ama ne zamandır bu mübarek ayı bekliyordum.

Beklenir beklenmeye de iş başa düştü mü alışıncaya kadar bunun psikolojisini çekersin.

Ama ben oruçta hiç açlık ve susuzluk çekmiyorum.

Tamam da sen onu gel nefsine anlat.

Ne zamana kadar sürer bu?

İlk iş gününü ve orucun ilk gününü atlatıncaya kadar. Sonrası Allah kerim.

Hayırlı ramazanlar!

Hayırlı ramazanlar!

9 Mart 2024 Cumartesi

Siyasi Partiler ve Futbol Kulüplerimiz

Türkiye, siyasi parti yönünden çok zengin. İrili, ufaklı, tabanı olsun veya olmasın, aynı yelpazeye hitabeden çeşit çeşit partiler var.

Öyle parti isimleri var ki böyle bir partiden çoğunluğun haberi bile yok.

Çoğu partiler tabela partisi. Seçime bile katılmıyor. Bir siyasi parti seçime de katılmıyorsa niçin kurulur? Kuruldu. Seçime katılmadığı halde niçin kapatılmaz?

Bazıları her seçime giriyor. Binde 1 bile oy alamıyor. Olmuyor deyip çekilmiyor.

Tabanı olan partiler her seçime giriyor. Ya yerinde sayıyor ya hafif oyunu artırıyor ya da mevcut oyunu koruyamayıp geri düşüyor.

İster tabanı olsun ister tabela partisi olsun, başarılı olsun veya olmasın, partilerin başında partiyi kuran kişi partinin genel başkanı oluyor. Nedense başarısızlık durumunda -bir iki parti dışında- genel başkan değiştirme yoluna gidilmiyor. Adeta demirbaş olarak partinin başında durmaya devam ediyor. Gören de babasının özel mülkü sanır.

Diyelim ki tabela partileri çeşitlilik olsun diye duruyor. Parti tek kişiden ibaret olunca lider değişimini ihtiyaç görmüyor. İktidar olma hedefi koyan ve istediği hedefi yakalayamadığı ve başarısız olduğunu girdiği her seçim göstermesine rağmen partinin genel başkanı niçin koltuğunu bırakma yoluna gitmiyor? Partinin delegeleri hala bu başarısız genel başkan dursun diye nasıl oy verir? Başarısız olduğu halde partinin genel başkanlığını bırakma iradesi ortaya koymayanların yoksa iradelerin kendi ellerinde değil mi? Oyun kurucular istediği için mi o koltuğu işgal etmeye devam ediyor?

Hasılı partiler üzerinden ülkenin siyasi görünümü böyle. Ülke yönetimi gibi ciddi bir işe soyunanların, izahı mümkün olmayan bu başarısızlıkları gerçekten izaha muhtaç. Başarısızlıkları tescillenmiş, ülkeye verebileceği bir şey olmayan bu tür siyasi aktörlerin sayısız başarısızlıklarına rağmen niçin değişikliğe gidilmez? Bu tür başarısız siyasi partiler ve liderleri futbol kulüplerini de mi örnek almazlar? Ciddi paraların döndüğü, bir oyundan ibaret olan profesyonel futbol liginde bile başarısız teknik direktörün işine son verilir. Takım, puan sıralamasında yukarı yükseltebileceğine inanılan bir başka teknik direktöre teslim edilir.

Aşağıda, Süper Ligimizdeki teknik direktör değişikliğine bir bakalım.

Sezon          Kulüp Sayısı            Değişiklik Sayısı

2023-2024        16                             26  

2022-2023        17                             20

2021-2022        15                             24

2020-2021        17                             36

İstatistiklere baktığımızda, 20 takımın olduğu ligde 3-5 kulüp dışında kulüpler sezon içinde teknik adam değişikliğine gitmiş. Bazı kulüpler birden fazla değişiklik yapmış. Sezon sona ermeden bu takımlar niçin teknik ekip değişikliğine gitmiş? Herhalde başarılı teknik ekip değil, kulübün koyduğu başarı çıtasından uzak kalan teknik direktörler değiştirilmiş olmalı. Değilse keyfi teknik ekip değişikliğine niçin gidilsin? Özellikle küme düşecek kulüpler hoca değişikliğine gidiyor. Amaç, kümede kalmak. Hoca değişikliğine gidilmesinde acaba taze kan ile ligde kalabilir miyiz çırpınışı bu. Aynı şekilde hoca değişikliğine giden bu kulüpler ara transfer döneminde yeni futbolcu transfer yoluna gidiyor ya da kiralık futbolcu alıyor. Takıma takviye yapıyor.

Sahi  seyir zevki ve bir oyundan ibaret olan futbolda başarı için teknik direktör değişikliğine gidiliyor, takviye için yeni futbolcular alınıyorsa, ülke yönetimi diyebileceğimiz daha ciddi bir konuda başarısızlık durumu ayan beyan ortada iken niçin genel başkan ve ekip değişikliğine gidilmez? Bu durumu anlayan varsa beri gelsin. Zira çok ihtiyacım var.