23 Ocak 2024 Salı

Paraşüt Adayın Avantaj ve Dezavantajları

Bir metropole, ülke çapında alanında şöhret bulmuş birini, dışarıdan aday olarak göndermek ne demektir?

Bu şehre çok büyük önem veriliyor demektir. 

Karşısındaki adayı çok güçlü görüyor demektir. 

Karşısındaki adaydan çok korkuyor demektir. 

O şehirde adaylığa layık kimseyi bulamamak demektir. 

O şehri dışarıdan gönderdiğim biriyle yöneteceğim demektir. 

O şehri başkasına emanet edemem demektir. 

Bir kez daha kaybetmekten çok korkuyorum demektir. 

O şehri ikinci defa şansa bırakamam demektir. 

Ben sizi paraşütle gönderdiğim adayla yöneteceğim demektir.

Bir deliğe ikinci defa girmek demektir. 

Bu son dediğini anlayamadım.

Daha önce denendi bu yol ve kaybetti. O zaman da şimdikinden daha şöhretli bir ağır topunu göndermişti. Buna rağmen aynı yol yeniden deneniyor. Belki öncekine göre şimdiki aday ve hava daha avantajlı görünüyor.

Şehrin bünyesi niye kabul etmedi bunu?

Şehrin insanı ister tanısın ister tanımasın ama aday içimizden biri olsun. Sokak ve caddelerimizi bilen, şehirle özdeşleşmiş olmalı diyor. Gönderilen aday iyi ve başarılı olabilir ama yabancıya sıcak bakmıyoruz demek istiyor. Çünkü bu, başka bir sınıftan sınıf başkanı göndermek gibidir.

Dışarıdan gelen aday avantajlı ve favori dedin. Biraz açar mısın? Önceki paraşütle gönderilmiş adaydan farkı ne?

Adayın genç  ve daha önce yıpranmamış olması aday yönünden bir avantaj. Diğer avantaj ise metropolü yöneten başkan seçim ittifakıyla kazanmıştı önceki dönemini. Şimdi ise o ittifaktan iz kalmadı. Her biri kendi adayını gösteriyor. Dışarıdan gönderilen aday ise ittifakın ortak adayı olarak seçime hazırlanıyor. Bu da onu avantajlı kılıyor. Şu var ki seçimi ya da maçı her zaman avantajlı olanlar ve favoriler kazanmıyor.

Dışarıdan paraşütle aday gösterilenin şehre yabancı olmasının dışında başka dezavantajı var mı?

Olmaz olur mu?

Nedir?

Bu kimseyi aday yapanın işi adaya bırakmaması. Kendisinin her yönüyle ağırlığını koyması.

Bu avantaj değil mi?

Avantaj görünse de aslında avantaj değildir. Aday geri planda kalır. Seçim de adaylar arasında değil de rakip adayla kendisi arasında olur.

Bedelli Askerlik Niçin Teşvik Edilmez? *

Bedelli askerlik bir zamanların gündemden düşmeyen konusuydu. Askerlik bedelle yapılır mıydı? Yaşı gelen her Türk mutlaka bedenen askerliğini yapmalıydı. 

Ne kadar tartışılsa da olurdu, olmazdı dense de her ekonomik krizde ekonomiyi biraz rahatlatması için bedelli askerliğe yaş sınırı konmak suretiyle zaman zaman geçit verildi. 

2019 yılından itibaren yaş şartı aranmaksızın herkese  bedelli askerlik yapma imkanı verildi. Kimse bundan dolayı tepki koymuyor artık. 

Geçmişe oranla ne değişti? Ordu profesyonelleşti. Askerlik süresi 6 aya indirildi. Başka da değişen bir şey yok. 

Bedelli askerliği, bazı zamanlarda belli yaşı tutan insanlara imkan sunmaktan ziyade bedelli askerlik aslında hep olmalıydı. Parası ve ihtiyaç fazlası olan herkese her daim bedelli askerlik yapma imkanı verilmeliydi. Parası olan bedeliyle, parası olmayan ise bedeniyle askerlik görevini yapmalıydı. Öyle denge kurulmalıydı ki bedelli askerlikten gelen para bedenen askerlik yapanların masrafını ve halen profesyonel askerlik yapanların maaşını karşılamalıydı. Hatta fazlası savunma sanayiinde kullanılmak üzere savunma sanayi bütçesine aktarılmalıydı.

Burada herkes askerliği bedelli yaparsa askerliği kim yapacak denebilir. Hepimiz biliriz ki asker fazlamız var. ASAL, her askerlik yaşına geleni asker fazlalığından dolayı alamıyor. Askerlik süresi inince bu ihtiyaç fazlası daha da arttı. Profesyonel askerliğe geçince altı aylığına herkesi askere almanın bir gereği yok zaten. Gereksiz askere almak, herkese askerlik yaptıracağım demek devlete yükten başka bir şey değil. 

Burada yıllara göre  bedelli askerlik sayısına dair bir istatistiğe yer vermek istiyorum.

Yıl         Yararlanan Sayısı       Kışla Şartı    

2011            69.073                         Yok         

2014            203.824                       Yok

2018            635.582                       21 gün   

2019-2023   402.045                       28 gün

Görüldüğü gibi bedelli askerliğin kalıcı hale getirildiği 2019-2023 yılları arasındaki beş yılın bedelli sayısı, önceki yıllara göre anormal artış göstermediği gibi azalmış. Türkiye asker ihtiyacı yönünden sıkıntı da çekmemiş.

Yaş şartı olmadığı halde bedelli askerliğin düşmesinde, TL’nin döviz karşısında erimesinin etkili olduğunu, bedelli askerlik fiyatının önceki yıllara göre daha da artış gösterdiğini söyleyebiliriz.

Burada bedelli askerliğin bedeline dair bir istatistiğe de yer vermek istiyorum.

         Yıl                    Ortalama Fiyat (dolar      

2019 (1-6.ay, 7-12.ay)         6.000-5.800            

2021  (1-6.ay, 7-12.ay)        5.300-5.000

2020  (1-6.ay, 7-12.ay)        4.500-5.500           

2022  (1-6.ay, 7-12.ay)        4.100-4.800

2023  (1-6.ay, 7-12.ay)        4.100-4.300             

2024   (1-6.ay)                     6.200-

2024 yılında askerliğini bedelli yapacak kimselerin ödemesi gereken miktar, 6.200 doların karşılığı 182.608 liradır. Bu fiyat her ocak ve temmuz ayında memur zam oranına göre güncelleniyor. Bir önceki dönem 122.351 liraya askerlik yapan, gelen 49.25 oranındaki zamla birlikte 182.608 TL yatırması gerekiyor.

Bu oran yani bedelli askerlik bedeli çok yüksek. Böyle yükselmeye devam ederse bedelli askerlik yapanların sayısı zaten düşmüş daha da düşecek. Bu demektir ki bedelli parası yatırıp ardından bir ay askerlik yapan Mehmet Ağa’nın diğer yapmadığı askerliğinin her bir gününün bedeli (182.608/150 =1.217) 1.217 liraya geliyor ki bu para çok yüksek. Bu da bedelli askerliğin önünü kapamak demektir. Çünkü kaç kişi Mehmet Ağa olmak ister bu durumda? Halbuki devlet yetkilileri bu bedelli askerlik fiyatını makul fiyata çekip bedelliliği insanımıza teşvik etmesi gerekir.

Bunun için askeriye her yıl ihtiyaç duyduğu asker sayısını açıklar. İhtiyaç duyduğu kadarını silah altına alır. Geriye kalan asker yükümlülerinin, askerliğini bedelli yapması için teşvik eder. Gerekirse bedelli askerliğin fiyatını düşürür, 28 günlük kışla şartını kaldırır, gerekirse taksit imkanı sunar.

*12/02/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır. 

22 Ocak 2024 Pazartesi

Çalışanın ve Emeklinin Hayali *

Bir başına, çırılçıplak geliriz bu dünyaya. Bir başkasına özellikle annemize muhtaç olarak büyürüz. Bu muhtaçlık emme, yeme, yedirme, kucakta taşıma, emekleme, düşe kalka yürüme derken bir 10-15 sene sürüyor.

Uzun veya kısa bir okul hayatının ardından ebeveynin ve bizim en büyük hayalimiz bir iş güç sahibi olmak. Kimimizi iş bulur, kimimiz de iş ararız. İş konusunda hepimizin arzusu masa başı iş. Elimiz sıcak sudan soğuk suya değmeyecek. İş garantili işimiz olacak. Maaşımız da iyi olacak.

Kimimiz arzusuna göre işini bulur kimimiz istemediği işte çalışmak zorunda kalır kimimiz uzun süre iş arar kimimiz de bir işte tutamaz. Daldan dala atlar. Sonuçta işimiz kolay da olsa zor da olsa sosyal güvencesi olması hasebiyle mevcut durumumuza razı oluruz.

İş bulduktan sonra en büyük hayalimiz emekliliği hak etmek. Emeklilik ise uzun bir maraton. Biter mi emekliliği hak etmek için o kadar yıl deriz. Ah bir elde edebilsek... Üstelik mezarda emeklilik çıkardılar bir de. 

Sayılı günler ve yıllar çabuk biter. Bir gün o acı ve tatlı günler sona erer. Emeklilik gelir çatar.

80-90-2000'li yıllarda emekliliği gelenler bir gün dahi beklemeden bu emeklilik hayalini gerçekleştirdiler.

Son yıllarda emekliliği gelenler, dün ah bir emekliliğim gelse bir gün dahi beklemem diyenler, emekli olmamak ve son zorunlu emeklilik gününe kadar beklemek zorunda kalıyor. Hatta zorunlu emeklilik yaşı yaklaşanlar emekli olma fobisi yaşamaya başlıyorlar.

Nasıl yaşamasınlar. Çünkü çalışırken aldıkları maaş, emekli olunca kuşa dönecek. Bu yüzden geçim gailesi yaşamamak için kimse emekliliği düşünemiyor. Halbuki her çalışmaya başlayan, gücüm kuvvetim yerinde iken çalışıp didineceğim. Çalışamaz noktaya gelince emekli olup keyif çatacağım hayalini kurmuştu.

Ama hayatın gerçekleri böyle değil. Çalışırken aldığı maaşla, emekli olduktan sonra aldığı maaş arasında uçurumlar olduğunu öğrenince bir hayali daha suya düşüyor. Onca yıl niye çalıştığına hayıflanıyor. Çünkü ne umdu ne buldu.

Çocukken başta anne olmak üzere bir başkasına ihtiyaç duyarak yaşamak çocuğun zoruna gitmez. Babasının harçlığını vermesi hoşuna gider. Ama emekli olduktan sonra bir başkasının eline muhtaç olacak şekilde gelir ve gider dengesi yaşamak, öyle zannediyorum zor mu zor emekli için.

Heyhat ki heyhat... Seslerini duyan bile yok. 

*26/01/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.