30 Aralık 2023 Cumartesi

Sivri Dilliyim Sivri Dilli

Dilim dilim, büyük dilim

Sivri dilim, acıtan dilim

İğneleyici dilim, kırıcı dilim

Kırılsanız da ne edeyim ki ben buyum.

 

Dilimden vazgeçemem. Zira benden bir parça

Susamam. Çünkü dilsiz şeytan olmak istemem.

Kesip atamam. Zira emanete ihanet etmiş olurum.

Beni böyle kabul edin. Zira ben buyum.

 

Sevseniz de nefret etseniz de

Dilimden dolayı bunu yapın

Yeter ki başka bir günahım olmasın

Bu da bendeki bir kusur olsun.

 

Çektiğim hep dilimdendir

Bunu bilir, bunu söylerim

Ne ederim ki benden bir parçadır

Atsan atılmaz, satsan satılmaz.

 

Beni bilen böyle bilsin

Beni kabul eden böyle kabul etsin

Yok ben bunu kaldıramam diyen

Kendini benden ırak etsin.

Kabus Bitsin!

Bir mesaj vermeyecek misin?

Ne mesajı?

Yeni yıl için. 

Bu sene mesaj vermeyi düşünmüyorum. 

Niye ki?

Bugüne kadar her yeni yıl için iyi dilek temennisinde bulundum. Yeni yıl huzur getirsin. Dertleri bitirsin. Bir önceki yılı aratmasın dedim. 

Ne güzel. 

Güzel de bugüne kadar iyi niyet temennilerim hiç tutmadı. Çünkü her yaşadığımız yıl kabustu. Yeni yıl bu kabusun kalktığı ve nefes alacağımız bir yıl olsun dedim. Maalesef her gelen yeni yıl bir önceki yılı arattı. Adeta boğdu ve bir önceki yıla rahmet okuttu. 2023, 2022'yi, 2022 de 2021'i. O yüzden yeni yıla bir de temennide bulunmadan gireyim istiyorum. Bakarsınız, 2024, 2023'ü aratmaz. Bu da çıkmazsa seneye yılbaşına çıkarsam bu sefer de 2025 önceki yılları aratsın. Beter olalım diyeceğim. Bakarsınız o zaman da dediğimin tersi çıkar. 

Bu kadar karamsar olmaya ne gerek var. Bakarsın yeni yılda bahtımız açılır.

Karamsarlık yaraşmaz elbet. Yalnız perşembenin gelişi çarşambadan belli değil mi?

Orası öyle.

Yeni yılda terör, doğal afet olmasa bile yine de belimiz bükülecek.

Mesela?

Zamlar hız kesmeden devam edecek.

Hayat pahalılığı hayatı daha da zorlaştıracak.

Vergiler artacak.

Enflasyon azacak.

Kışı daha görmedik. Doğal gaz canımızı yakacak.

Asgari emekli maaşı alan ve 20 binin altında ücret alacak için yıl çekilmez olacak.

Mart seçimlerinden sonra TL’nin döviz karşısında daha da eriyeceğini söylemeye gerek yok. Zaten biliyorsun.

Resesyon dönemine gireceğiz.

İflaslar baş gösterecek.

İnsanımız işini kaybedecek.

Desene yine biz ağlayacağız.

Bize biçilen rol bu. Rolümüz de ağlamak ve dişlerimizi sıkmaktır. Yine de usuldendir. Usule uyalım ve yeni yılın hayırlar getirmesini temenni edelim.

Birileri Milliyetçi Oylara Talip

Ne zamandır şehit haberinin gelmemesine alışmıştık. 

Uzun bir aranın ardından gelen 12 şehit, 12 eve ateş düşürdü.

Tüm millet olarak acımız büyük. Şu var ki ateş düştüğü yeri yakıyor. 

12 şehit haberinin ardından ülke ilginç olaylara gebe gibi. 

Konya'da birer gün arayla gördüğüm terör örgütünü protesto yürüyüşleri öyle zannediyorum, tüm Türkiye'de oluyordur. 

Ardından İstiklal Marşı, bayrak, Atatürk poster ve Atatürk resimli forma ile maça çıkma isteği ve bu istek dolayısıyla süper kupa maçının iptal edilmesi... 

Bu iki olay Türkiye'de bir şeylere gebe. Birileri bir şeyler kaşıyor dedirtiyor insana. 

Bu iki olayın da yaklaşmakta olan mahalli seçimler öncesine denk gelmesi düşündürücü. 

Öyle görünüyor ki mahalli seçimlerin galibini, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde olduğu gibi milliyetçi oylar belirleyecek. 

Birileri yine milliyetçi oylara ihtiyaç duyuyor olmalı ki 12 şehitle Türk-Kürt kutuplaşmasını, Riyad'da yapılmasına karar verilen ve FB ve GS arasındaki süper kupa maçının iptal edilmesiyle, Türk-Arap kutuplaşmasını körüklemek istiyor. Zaten kutuplaşma gelince oylar çantada keklik oluyor. 

Bu konuda bu ülkede potansiyel var mı? Var. 

Bu konuyu yazmaya bir çay ocağında başladım. Karşımda oturan üç kişiden biri, maçın iptal edildiğinden bahsetti. Diğeri sebebini sordu. Ne olacak dedi uzman olanı. Araplar bizi sevmez diyerek devam ettirdi konuşmasını. Hasılı oturduğum çay ocağında üç kişilik bir potansiyel var şimdiden. Belli ki Türk-Arap düşmanlığı seçim öncesi zirve yapacak. 

Tarihi geçmişe dayalı Türk-Arap düşmanlığı, 2011 yılından beri bu ülkenin bir ferdi olan Suriyeliler dolayısıyla zaten yeniden depreşmişti. Maçın iptali de bu fitilin ateşleneceğine işaret. Yarın zaten bu Araplar bizi arkadan vuran değil miydi diye başlarız. 

Suriyelilerin ülkemizde olmasından, terör örgütü üzerinden günah keçisi gördüğümüz Kürtler rahat bir nefes almıştı. Bunu birkaç gün önce mütedeyyin bir Kürt eğitimcide gördüm. 

Kapının önünde iki müdür yardımcısı ile tüttürüyorum. Karşımızda iki katlı bir evde üç hanımlı bir Suriyeli oturuyor. O kadar gelip geçerken ve kapının önünde dururken o iki katlı evde kaç çocuk olduğunu hiçbirimiz tespit edemedi. Çünkü bahçeye bir iniyorlar. Karınca gibiler. Birbirleriyle aynı yaşıt çocuğu say say bitmez. Tam şu kadar derken sağdan, soldan çocuk çıkıyor. Biri sordu. Bunlarda kaç çocuk var diye. Bir ara ben on saydım dedim. Bir başkası daha fazla dedi. İçeri geçerken Kürt eğitimci, "Hocam, bunların bu ülkeye gelmesi en çok bizi rahatlattı. İyi ki geldiler" dedi gülerek. "Çünkü bunları görünce biz unutulduk. Eskisi gibi bize tepki yok" dedi. Ben de gülmesine karşın "Siz bunlara göre baya Sünni imişsiniz" dedim. Katıla katıla güldü. 

Anlattığım bu anekdot, şaka yollu bir konuşma olsa da her şakada bir gerçeklik var sözünü düşündüğümüz zaman içinde önemli bir tespiti barındırıyor. Gerçekten Suriyeli Araplardan sonra Kürtler suçlanma yönünden biraz geri plana itildi.

Abartmıyorum. Temenni etmiyorum ama bugünden bir sorun görünmese de Suriyeliler üzerinden Türkiye, Türk-Arap sorunu yaşayacak.

Hasılı bu seçim 12 şehit üzerinden Türk-Kürt oylarını dizayn edecek. Türk oyları Türk milliyetçilerine, Kürt oyları da Kürt milliyetçilerine gitsin isteniyor. Aynı şekilde maçın iptaliyle Türk-Arap milliyetçiliği tetiklenerek Türk milliyetçiliği oyları birleştirilecek.