23 Mart 2023 Perşembe

Kimdir?

Her bir şeyi har vurup harman savuran, elde ettiği her şeyi yağma Hasan’ın böreği gibi birilerine dağıtan, ayağını yorganına göre uzatmayan ve olmayan parayı gerekirse tefeci faiziyle borçlanmak suretiyle harcayan, harcarken yerli yerince harcanmayan, gelecek nesilleri gırtlağına kadar borçlandıran, borçlanırken yarını düşünmeyen en büyük müsrif...

Kumarın her türlüsünü planlayan, izin veren, sevk ve idare eden, bunlardan iyi para kazanan en büyük kumarbaz...

Kötü günler için kenara üç beş kuruş koymayan, konmuşsa da yarını ve kötü günleri düşünmeden harcayan, ardından her doğal afette pamuk eller cebe deyip halka İban vererek pamuk eller cebe diyen en büyük dilenci...

U dönüşünde, zikzak çizmede ve dün dündür demede, ayıpladığı her şeyi yapmada eline kimsenin su dökemediği...

Ağzını bozmada, hakaret etmede ağzında fermuar olmayan...

Yanındakini uzaklaştırıp küstürmede, başkasını yanına çekmede üstüne olmayan... Dostu düşman, düşmanı dost edinmeye sınır tanımayan...

Birbirlerine karşı önce her türlü hakareti yapan sonra da hiçbir şey olmamış ve yaşanmamış gibi bir araya gelip birliktelik yapanlar...

Kendisine her şeyi mubah gördüğü halde başkasına makul olanı dahi haram kılan...

Tevazu görünümlü duruşunun ardında her hareketiyle hubris sendromu yaşayan...

Başarı için her türlü değeri hoyratça kullanıp emellerine alet eden...

Kokuşmuşluğu bir başarı gibi pazarlamada üstüne olmayan...

Kırıp döken, en son söylenmesi gerekeni ilk başta söyleyen, söyledikleriyle ortamı geren, ba’dü harabil Basra’dan sonra söylediklerini yutup kırıp döktüğünü tamire kalkan...

Hep kendisini ön plana çıkarmak için düşük profilli ekiple çalışmayı yeğleyen ve kendisini bulunmaz Hint kumaşı göstermeyi becerebilen, ehliyet ve liyakat yerine sadakati tercih eden ve her şeyin merkezine kendisini koyan...

Toplumu germede ve kutuplaştırmada üstüne olmayan...

Olguyu algı, algıyı olgu göstermede beis görmeyen...

Hamaset ve sloganla yaşayan...

Söz ve eylem çelişkilerle hayal kırıklığı yaşatan...

Başarı için rüşvet vermekten çekinmeyen...

İstifa gibi güzel bir kavramın yerine af talebi gibi insan onurunu zedeleyen kavramı yerleştiren...

22 Mart 2023 Çarşamba

İstifa Kültürü

Bu ülkenin hemen hemen her alanda çözüm bekleyen sorunları var. Çözülenler var, çözülemeyenler var, ötelenenler var, görmezden gelinenler var.

Devlet ve devleti yönetenlerin görevi de sorunu çözme iradesi ortaya koymak, sorunu çözmek, çözemiyorsa da süreci iyi yönetmesidir. Bunun için devlet yukarıdan aşağıya doğru teşkilatlanmış, bu teşkilatlara etkili, yetkili ve sorumlu kişiler görevlendirilmiştir. Yani her alanda yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya işleri yürütecek sorumlular tayin edilmiştir.

Etkili, yetkili ve sorumlu demek, süreci yönetmesi, denetlemesi, sorun çıkma ihtimali olan alanları düzeltmesi, aksayan yönleri belirlemesi, çıkan sorunlara çözüm üretmesi, birden fazla birim veya bölümü ilgilendiren hususlarda birimler arasında eşgüdüm ve uyum göstermesi gibi sorumluluğu ve yetkisi var demektir.

Diyelim ki yönettiğimiz bölge veya muhitte olumsuz bir hadise meydana geldi. Bu hadiseyi gidermek için yetkililer müdahalede ihmal gösterdi veya olayı çözemedi. Bu durumda olması gereken, yetkili kişilerin istifa etmesi, istifa etmiyorsa görevinden el çektirilmesidir ve ilgili kişilerden yargı yoluyla hesap sorulmasıdır. Yerine bu görevi yapabilecek bir başkasının getirilmesidir.

Görev ihmali, hata ve yanlış, maksadını aşan söylem ve pot kırma türünden istifa ve görevden alma devleti dinamik tutar, devlete taze kan gelir. Önceki sorumlunun verdiği kötü imaj dolayısıyla toplumun kuruma olan olumsuz bakış açısı taze kanla birlikte olumlu yönde değişir.

Görevden almaya çok sıcak bakmıyorum. Bunun yerine, istifa mekanizması bu ülkenin her kademesinde her daim işletilmelidir. Yaptıklarından hoşnut olmadığımız sorumlu kişi istifayı düşünmüyorsa, istifa etmesinin iyi olacağı kendisine hissettirilmelidir. Her istifa bir üstün elini rahatlatır. İstifa edenin de onurunu korur. Kırgınlığa sebebiyet vermez. Görevden alma, istifayı düşünmeyen sorumlular için son çare olarak düşünülmelidir. Çünkü görevden almalar kırgınlık ve küskünlüklere sebebiyet verebilir. İnsan onurunu da zedeler.

Batı ülkelerinde en ufak olumsuz bir durumda veya hakkında çıkan küçük bir şayiada en üst perdeden istifa çok olurken bizde nedense bu mekanizma işlemiyor. Bunun son örneğini de depremi etkileyen 11 ilde gördük. O kadar bina yıkılmış, o kadar insanımız ölmüş, o kadar mağduriyetler yaşanmış olmasına rağmen adı geçen bölgelerde görev yapan sorumlular arasından bir tanesi çıkıp ihmalim var, görevimi yapamadım, istifa ediyorum demedi. TV programlarına çıkarılan belediye başkanlarına, sunucuların istifayı düşünüyor musunuz sorusuna bile garip garip baktılar. Demek ki hiç akıllarından böyle bir şey geçirmemişler. Şu anda işimizi yapıyoruz, istifa görevden kaçmak olur düşüncesinin arkasına sığınmışlar. Hoş, ihmalim var diyeni de görmedim. Görev ihmalini kabule yanaşan da tek sorumlu ben değilim, diğer sorumlular da istifa etmeli deyip işin içinden çıkıveriyor.

İstifa düşünülmediği gibi diğer bölgelerde değişik kademelerde görev yapan kimseleri bir hızla görevden alıp yerine başkasını atayan irade, nedense deprem bölgesinden bir sorumluyu dahi görevinden almadı. Görünen o ki bu irade ve anlayışa göre bunca yıkım ve ölümün bir sorumlusu yok.

Halkımız da bu durumu öyle kanıksamış ki üçü beşi bir araya gelip sorumluları istifaya çağırmıyor.

Görünen o ki tüm bu olup biten ve göz önünde olanlarda bir anormallik yok. Yetkililer görevini bihakkın yerine getirdiğine kendini ve halkı inandırmış, depremden etkilenen ve etkilenmeyenler de bu kader planından razılar, başa gelen çekilir derdindeler. Şu aşamadan sonra bana, bu fiili durumu içselleştirmek için kendimi ikna etmek düşüyor. Çünkü sorun bende görünüyor.

21 Mart 2023 Salı

Ben Ben Ben

Benim teröristim, senin teröristini yener.

Benim görüştüğüm terörist değildir. Sizin görüştüğünüz teröristtir. 

Benim teröristim işini besmele ile yapar. Sizinki besmelesiz.

Ben terörü ve teröristi desteklemem. Onlar ise destekliyor. 

Ben teröristlerle görüşürüm. Siz görüşemezsiniz.

Ben masumum, siz hiç masum değilsiniz. 

Ben istediğimi yaparım, siz yapamazsınız. 

Ben ağzıma geleni söylerim. Siz söyleyemezsiniz. 

Benim her yerim samimiyet kokuyor. Siz hiç samimi değilsiniz. 

Kişi ve gruplarla arkadaşlığı ben başlatır, ben bitiririm. Gel dedim mi gelecek, git dedim mi gidecek. 

Sözümün üzerine söz söyletmem. Hep benim dediğim olacak. 

Ben asla kaybetmem. Hep onlar kaybedecek. 

Fikri, zikri, düşüncesi ne olursa olsun, yanımda olan dostumdur. Olmayan düşmanımdır. 

Dünkü düşmanım bugün yanıma gelirse, dostumdur. Bugünkü dostum benden uzaklaşırsa, düşmanımdır. Bu da insanlara karşı önyargılı olmadığımın bir göstergesidir. 

Her türlü ölüm sonrası eğer ölüm esnasında sıkıntı çekilmişse, helallik dilemek yakışır bana. Sizin ağzınıza ise helal yakışmaz.

Her ölüm toprağın suyla buluşması demektir. Ölenle ölünmez ama su hayattır. Birileri ölecek, cefasını çekecek. Biz geriye kalanlar ise sefasını.

Her türlü ölüme teçhiz, tekfin ve defin işleri itina ile yapılır. Belediye başkan adaylarını belirlerken bu konuya hassasiyet gösterenler özellikle tercih edilecek. Bir de canlı yayında ezan okunurken konuşmayı kesip bekleyenler arasından seçilecek.

Her türlü olumsuzlukta düşünülmeyecek tek şey istifa mekanizmasıdır. Kimse istifa edemez. Ancak af talebinde bulunulabilir. Bu talebi kabul edersem, ne âlâ. Değilse herkes otursun oturduğu yerde. Ben git dersem gidecek, gel dersem gelecek.

Çalıştığım kişileri görenler “Ne yapsın? Adam mı var sanki” diyecek ve herkes iyi ki o var deyip beni gösterecek.

Var mı anlaşılmayan nokta?