20 Ocak 2023 Cuma

Seçme Fıkralar (17)

En iyi vali


Adamın biri Erzurum'a vali tayin edilmiş. Gitmiş, görevi devralmış. Halkı ve çevreyi tanımak için çıktığı gezilerin birinde köy halkına sormuş: “Şimdiye kadar Erzurum'a tayin edilmiş valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?” Köylünün biri cevap vermiş: “Sizden iki önceki vali, Mehmet Paşa’ydı.
“Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yaptı?”
-Daha Erzurum'a gelirken yolda, Bayburt'ta öldü.

Devlet Sırrı


İçip kafayı bulan bir sarhoş, sokakta 'öküz başbakan öküz başbakan' diye sayıklıyormuş. İki polis adamı karakola götürmüşler. Sonra adam mahkemeye çıkmış. İdam cezası almış. İdam edilmeden önce cezasının nedenini sormuş:
“Bu ülkede demokrasi vardı hani? Herkes istediğini söyler.”
“Senin suçun o değil ki... Devlet sırlarını ifşa etmek.

Ölü Sayısı

İçindeki 4 kişilik mürettebatıyla birlikte bir uçak mezarlığa düşer. Kurtarma ekibinin başına Temel getirilir. Uzun bir aradan sonra Temel, ilk basın toplantısını düzenlemek için basının karşısına çıkar:

“Değerli basın mensupları, ölü sayısının artmasından endişe ediyoruz. Şu âna kadar 250 ceset çıkardık”.

Aynı Gerekçe

Mehmet Aydın okumak için devlet tarafından yurt dışına gönderilir. Sınıfında her millet ve dinden insan varmış. Bir gün bir ders hocası: “Kimler ateist? Görebilir miyim” der. 8-10 kadar öğrenci parmak kaldırmış. Hoca bunlara, ateistliği seçmelerinin sebebini sorar. Genelde Hristiyanlıktan ateistliğe geçmiş olan yedi öğrenci sebebini söyler:

“Efendim, biz, teslis* (üçleme) inancı ve asli günah** inançları aklımıza yatmadığı için Hristiyanlıktan çıkıp ateist olduk, diye cevap verirler. Ateistlerden üçü de eski bir Müslüman Türk. Hoca onlara gerekçesini sorar. Türk: “Efendim, Biz de aynı gerekçeler yüzünden Müslümanlığı bırakıp ateist olduk”, derler.

*Teslis, Allah’ı; baba, oğul ve kutsal ruh şeklinde kabul etmek.              

**Asli günah: Hristiyan inancına göre Hz Adem'in yasak ağacın meyvesinden yemesiyle ilk günahı işlemesi. Bundan sonra doğan ve gelen her çocuk günahkar olarak dünyaya gelmesi inancı.

Seçme Fıkralar (16)

Akıllı Eşek


Milletvekilinin biri bir köyü gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.

Yanındaki köylüye sormuş:
Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ?
Efendim, demiş köylü, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor.
Akıllıca, demiş vekil. Peki, eşek olduğu yerde durup da başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?
Anlayamam ama ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda.

Devlet Sırrı


İşsizdi, parasızdı; kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline.

Bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder, meşhur olurum hem de altı ay ekmek elden su gölden; yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.

Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.

“İnbe başbakan inbe başbakan!”

Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça götürdüler.

Ertesi gün mahkemeye çıktı. Şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.

“Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir”.
Birden gözleri karardı, ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı ve haykırdı:
“İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanununun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte?

Hakim acıyan gözlerle adama baktı:
“Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi senedir”.

Önce Devlet


Bir gün bir Amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:

“Karın mı yoksa devletin mi?”

Amerikalı düşünmeden cevaplamış:
“Devletim.”
Oradakiler:
“O zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.”

Adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamayarak “Yapamayacağım.” demiş.

Daha sonra bir Türk milletvekilini aynı odaya almışlar, aynı soruyu sormuşlar: “Karın mı yoksa milletin mi?”

Milletvekili hiç düşünmeden:

“Devletim” demiş.

“O zaman al şu tabancayı, git yan odadaki karını vur.”

Odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş. Çıkınca sormuşlar:
“Ne oldu? “

“Sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı. Ben de karıyı camdan aşağı attım.

Seçme Fıkralar (15)

Peşin Namaz

Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar. Bir süre sonra hoca:
“Namaz saati” demiş, başlamış namaz kılmaya.
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam. Bektaşi’nin beklemekten canı sıkılmış. Hoca namazı bitirince sormuş:
“Yahu bu ne uzun namaz böyle?”
“Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim.

Bektaşi: “Eh, ben de bir namaz kılayım” demiş ve başlamış namaza.
Ama ne namaz... bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış:

“Erenler, senin namaz da uzun sürdü”.
“Önümüzdeki haftanın namazını kıldım”.
Hoca şaşırmış:

“Yahu olur mu böyle şey?”
Bektaşi gülmüş:

“Allah senin veresiyeni kabul ediyor da benim peşinimi niye kabul etmesin? ”


Trafik

Papazın biri bisiklet kullanırken polis bunu durdurmuş. “Ehliyet ve ruhsat lütfen!” demiş. Papaz, “ehliyetim yok ama cebimde incilim, sağ omuzumda İsa, sol omuzumda iyi melek var” demiş.
Polis, “Hem ehliyetin yok hem de bisiklete üç kişi biniyorsun” demiş.

Papaz ile Zangoç

Papaz, iki metre ilerisinde duran Zangoç’a sormuş:

"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoç’da derin bir sessizlik.
lyice köpürmüş papaz:

"Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?"
"Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!"
“Olacak şey mi? İki adım öteden beni duymuyorsun."

Zangoç bıyık altından gülmüş: "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız." Yer değiştirmişler.

Bu kez Zangoç seslenmiş:
"Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?"

Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."