Akıllı
Eşek
Milletvekilinin biri bir
köyü gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.
Yanındaki köylüye sormuş:
Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ?
Efendim, demiş köylü, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale
edince tekrar harekete başlıyor.
Akıllıca, demiş vekil. Peki, eşek olduğu yerde durup da başını sağa sola
sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?
Anlayamam ama ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda.
Devlet Sırrı
İşsizdi, parasızdı; kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet
edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan
Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline.
Bir gün onu okuyarak
vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı
ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım hem bütün gazeteler, televizyonlar benden
söz eder, meşhur olurum hem de altı ay ekmek elden su gölden; yiyecek, yatacak
derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge
gitti, Küçükistan başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün
gücüyle bağırmaya başladı.
“İnbe başbakan inbe
başbakan!”
Güvenlik kuvvetleri
hemen müdahale edip yaka paça götürdüler.
Ertesi gün mahkemeye
çıktı. Şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.
“Sanığın suçu sabit
görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir”.
Birden gözleri karardı, ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı ve haykırdı:
“İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanununun şu maddesinin şu bendine
göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte?
Hakim acıyan gözlerle
adama baktı:
“Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak
yirmi senedir”.
Önce Devlet
Bir
gün bir Amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
“Karın
mı yoksa devletin mi?”
Amerikalı
düşünmeden cevaplamış:
“Devletim.”
Oradakiler:
“O zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.”
Adam
sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamayarak “Yapamayacağım.” demiş.
Daha
sonra bir Türk milletvekilini aynı odaya almışlar, aynı soruyu sormuşlar: “Karın mı yoksa milletin mi?”
Milletvekili
hiç düşünmeden:
“Devletim”
demiş.
“O
zaman al şu tabancayı, git yan odadaki karını vur.”
Odadan
önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş. Çıkınca sormuşlar:
“Ne oldu? “
“Sizin
verdiğiniz silah kurusıkı çıktı. Ben de karıyı camdan aşağı attım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder