16 Mart 2022 Çarşamba

Hafız İHO’lardaki Hafızlık Eğitimi (1) *

4+4+4 eğitim sistemine geçmemizle birlikte daha önce sadece ortaokul olan ikinci kademeye imam hatip ortaokulları da eklendi. Yeterli ve makul seviyede olan imam hatip liseleri normalin üzerinde açıldı. Bu okullar için bazen yeni binalar yapıldı, bazen de diğer okul türlerine ait binalar İHO/İHL’ye dönüştürüldü. Bununla da yetinilmedi. Çoğu İHL’ler kız ve erkek olacak şekilde müstakil okula çevrildi. Ayrı binada açılamayan yerlerde kız ve erkek sınıfları ayrıldı. İHO ve İHL’ler ihtiyaçtan fazla dikkat çekecek şekilde açılması yetmedi. Son yıllarda proje okullar adı altında “Fen ve Sosyal Bilimler Programı uygulayan İHL”ler devreye sokuldu. Bununla da yetinilmedi. Hafız İHO ve hafız İHL’ler açıldı. Hala da açılmaya devam ediyor.

Açılan İHO ve İHL’lerin, proje İHL’lerin, hafız İHO ve hafız İHL’lerin ne kadarı ihtiyaç ne kadarı işlevini yerine getiriyor ne kadarı beklentilere cevap veriyor ne kadarı kaliteyi yakaladı? Bu konuda iyi mi yapıldı ya da bu okul türlerine istemeden kötülük mü yapıldı? Bunların üzerine etkili ve yetkili makamların epey kafa yormak gerekiyor. Bu konuda, bir şeyin ihtiyaçtan fazla açılması en azından kaliteyi düşürür kanaati hakim kamuoyunda ve eğitimciler arasında. Çünkü pek azı hariç bu okul türleri, eskinin genel lise görevini görüyor. Bunun da kaliteyi yakalayabilmesi mümkün değil. Tüm bu olup bitenlerden İHO ve İHL'ler üzerine kafa yoranların ne yaptıklarını bilmediklerini, kafalarının karışık olduğunu, kaliteyi yakalama uğruna her öneri ve seçeneği, acaba deyip hemen uygulamaya koyduklarını düşünebiliriz. 

Bu yazımda, sadece hafız İHO ve hafız İHL'ler üzerinde duracağım. Buna geçmeden önce hafızlık üzerine birkaç kelam etmek isterim. Çünkü eskiden Kur’an kurslarında verilen hafızlık eğitimi şimdilerde hafız İHO ve hafız İHL’lerde yapılıyor. İlmihal kitaplarımızda Kur'an'ı hıfzetmek tıpkı cenaze namazı kılmak gibi farzı kifaye ibadetlerdendir. Yani beş vakit namaz gibi herkesin üzerine farz değildir. Toplumun içerisinde bir veya birkaç kişi bu görevi yerine getirdiği zaman diğerlerinin üzerinden sakıt olan bir ibadettir. Kimse yerine getirmezse herkese farzı ayın olur.

İHO’larda seçme öğrencilere ortaokulu bitirinceye kadar hafızlık eğitimi veriliyor. Hafız İHL’lerde ise ortaokulda veya Kur’an kurslarında hafızlığını yapmış hafız öğrencilere eğitim veriliyor.

İçeriğini ve işleyişini tam bilmemekle beraber hafız İHO’lara öğrenci alınırken müracaat eden öğrenciler arasında, yazılı ve sözlü sınavlar yapılıyor. Sınavın tüm aşamalarını geçen çocuklar bu okullara kaydediliyor. Bu çocuklar daha fazla Kur’an eğitimi alsın diye resim, müzik, beden eğitimi ve bilişim teknolojileri derslerini görmüyor. Bu derslerin ders yükleri Kur’an derslerine ekleniyor. Çocuklar diğer ortaokul müfredatının dersleriyle birlikte ezber de yapmaya başlıyor. 6.veya 7.sınıflarda bir yıl ara vererek hafızlık yapılıyor. Yıl sonu geldiğinde öğrenci okumadığı yılın derslerinden sınava girerek sene kaybetmeden bir üst sınıfa geçiyor veya geçiriliyor. Hafızlık yaparken çocuğun eski hafızlıklarda olduğu gibi yıl kaybetmemesi ve akranlarından geri kalmaması bir avantaj olarak görülebilir. Yalnız bu şekil bir hafızlık eğitiminin dezavantajlarının olabileceğini düşünüyorum. (Devam edecek)

*09/04/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır. 

15 Mart 2022 Salı

Hafızlık Nasıl Yapılır? *

Süre başlıklarının olduğu sayfalar hariç her sayfasında 15 satır olan Kur’an; 606 sayfa, yuvarlak hesap 6666 ayet, 114 süre ve her biri 20 sayfa olmak üzere 30 cüzden ibarettir.

Şimdiki proje hafız İHO’larda hafızlık eğitiminden önce hafızlık yapanlar; bir yılı yüzünden, iki yılı da ezber yapacak şekilde üç yılını hafızlığa ayırırlardı. Bazı yerlerde ilkokuldan önce hafızlık yapılsa da Türkiye’nin genelinde ilkokulu bitirdikten sonra hafızlığa başlanırdı. Eğitim genelde Kur’an Kurslarında yapılırdı. Hafızlığını bitirenler ağırlıklı olarak İmam Hatip ortaokullarına kayıt yaptırırdı. Orta birinci sınıftan okumaya başlarlardı.

Hafız olanlar ve hafızlık çalışanlar bilir. Kur’an ezberlemeye Fatiha’dan başlanmaz. Her cüzün birinci (20.sayfa) sayfasından ezbere başlanır. 2.cüzün 1.sayfası, 3.cüzün 1.sayfası şeklinde 30.cüze kadar bu şekilde birer sayfa ezberlenir. Ezberlenen her sayfa hocaya ezberden verilir. 30.cüz bittikten sonra tekrar başa dönülür. 1.cüzün 2’nci, 3.cüzün 2’nci sayfası şeklinde her cüzün hem ikinci hem de birinci sayfası, birlikte okunarak 30.cüze kadar devam eder. Kısaca her cüzün 1.sayfasından başlanır, her cüzün 20.sayfasına kadar ezberlenerek Kur’an baştan sona ezberlenmiş olur. Hafızlık yapanlara sorulduğu zaman birden gidiyorum, ikiden gidiyorum derler. Bundan kasıt da mesela ikiden gidiyorum diyen biri günlük iki sayfa ezberden verir. Bu iki sayfanın birinci sayfası, bir önceki turda ezberlediğidir. Buna pişik deniyor. Yeni ezberlediği sayfaya da ham deniyor. Her cüzden yeni ezberlenen sayfaya, cüzün diğer sayfaları da eklenerek hocaya okunur. Böylece önceki ezberler de her turda tekrarlanmış olur. Her cüzü bir binaya benzetirsek, birinci sayfalar temel ise cüzün diğer sayfaları temelin üzerine çıkılan katlar gibidir. Her cüz aşağıdan yukarıya bu şekilde örülür. Hafızlık yapanlara 5.cüzün 15.sayfasını oku dediğin zaman o sayfanın neresi olduğunu bilir. Bu, hafızlar arasında bilinen bir şey. Hafızlık yapmayanlar bunu bilmezler.

Hafızlığa çalışanlar iki dizinin üzerinde saatlerce aynı sayfayı yani ertesi gün hocasına okuyacağı sayfaları döner döner okur. Genelde ezber yapmak için sessiz ve sakin ortamlar seçilir. Uykudan önce yapılan ezberler daha sağlam olduğu için genellikle akşam ve gece saatleri seçilir. (Çünkü uykudan önce yapılan ezberler uykunun ardından hafızaya güzelce yerleşiyor. Sabah erkenden yapılan ezberler ise daha çabuk yapılsa da hocanın önüne gidildiği zaman çoğu zaman okunamaz.) Akşamdan ezberini yapan, hocasına dersini okumadan önce sabah erkenden kalkarak akşamki yaptığı ezberini tekrar eder. Dersini hocasına veren öğrenci derin bir nefes alır, sevincine diyecek yoktur. Ama sevinci fazla sürmez. Çünkü sırada yarının dersini yapmak var. Bu yüzden fazla vakit kaybetmeden yarınki ezberine çalışmaya başlar.

Gördüğünüz gibi ben anlatırken zorlandım. Ama şu bilinmeli ki anlatıldığı gibi kolay değil, Kur’an’ı baştan sona ezberlemek. Çünkü hafızlık her gün ezber yapılması gereken; tatil, dur-durak bilmeyen, sabır isteyen uzun soluklu bir eğitim sistemidir. Bir hevesle hafızlığa başlayanların çoğu hafızlık yapmayı bırakmışlardır.

Hafızlık yapmak zor olsa da iş hafızlığı bitirmek ve hafız olmakla bitmiyor. Hafız olan kişi hafızlığını unutmaması için belirli periyotlarla sürekli Kur’an okuması ve tekrar etmesi gerekiyor. Piyasada, zamanında hafız olmuş ama dünya meşgalesi yüzünden en azından yılda bir tekrar edemediği için hafızlığını unutmuş niceleri vardır. Vatandaş bir hafız gördüğü zaman önce maşallah dedikten sonra hafızlığın sağlam mı diye sorar. Unuttum diyenlere halk arasında “ha”sı gitmiş, “fız”ı kalmış hafız denir.

Allah okuduğunu anlamayı, anladığını yaşamayı nasip etsin.

*06/04/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

14 Mart 2022 Pazartesi

Hafızlığın Faydası *

Hafızlık güzel bir ibadettir. Hafız olan bir kişi hem farzı kifaye olan bir ibadeti yerine getirerek sevap kazanmış hem de Allah kelamını beynine nakşetmiş olur. Özellikle İmam, müezzin, müftü ve vaiz olacakların, ilahiyat ve İslami ilimler okuyacak olanların hafız olmasında fayda vardır. Çünkü bu meslek sahipleri hep Kur'an'la haşır neşir olmaktadırlar. Hem namaz kıldırırken zammı süre olarak namaz sürelerinin dışında farklı ayet ve süre okuyabilirler. Hafızlığı sağlam olanlar teravihlerde hatimle namaz kıldırabilirler. Cemaate vaaz verenler ayetleri ezberden okuyabilirler. Öğretmen olarak görev yapanlar Kur'an derslerinde öğrencilerin okuduğu sayfayı ezberden takip edebilirler. Hafız olanların Arapçaları da iyi ise okudukları ayetlerin anlamlarını bilirler ve muhataplarına anlamlarını da vermiş olurlar.

Tüm bunların yanında hafızlığın zekayı açtığını, hafızayı güçlendirdiğini düşünüyorum. Çünkü zeka ile zekat aynı kökten gelir. Nasıl ki zekat verdikçe malın bereketi artıyorsa, zekayı kullandıkça zeka da açılır. Kişinin ezberleme yeteneği gelişir. Sürekli tekrarlandığı için çoğu hafızın güçlü bir hafızaya sahip olduğu gözlemlenmektedir. Okuduğu metni daha çabuk kavrayabilir. Hafız olan bir kişi, gördüğü Arapça bir metnin Kur’an ayeti olup olmadığını, okunan ayetin Kur’an’da nerede geçtiğini bilir. Düğün, cenaze vb. yerlerde aşır okunacaksa genelde hafız olanlardan okumaları istenir. Bir yerde bir sohbet yapılacaksa hafızlara söz verilir. Ortama uygun birkaç ayetle, pekala bir sohbet konusu ortaya çıkar. Kısaca hafız olanlar Kur’an’ı zihnine nakşetmiş kimselerdir. Bunlara ayaklı Kur’an dense yeridir.

Tek başına hafız olmak yeterli midir? Ezberleme yönünden yeterli olsa da okuduğu ayetin anlamını bilebilme ve vaaz verirken içeriğini tercüme edebilme yönünden hafız olanların aynı zamanda Arapça bilgisine sahip olmaları çok iyi olur. Maalesef çoğu hafızın Arapça bilgisi olmadığı için okuduğunun ne anlama geldiğini bilememe gibi bir durumları söz konusu. Bu da Kur’an’ın iniş mantığı ve amacına uygun düşmez. Çünkü Kur’an; okumaktan ve bol bol tekrardan ziyade okuduğunu anlamak ve anlaşılanı yaşamak için gönderilmiştir. İdeal olan okunan ile yani ilmi ile amil olmaktır. Çünkü Müslümanlıkta ideal olan Müslümanların yaşayan Kur’an olmaları, teorinin pratiğe dönüşmesi ve Kur’an ahlakı ile ahlaklanmalarıdır. Dinin de toplumun da özellikle dini bilenlerden beklentisi böyledir. Bunu sahabenin “Peygamberin ahlakı nasıldı” sorusuna, Hz Ayşe’nin “Siz Kur’an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an ahlakı idi” sözüyle de hepimiz biliyoruz. Allah okuduğunun anlamını bilen ve bildiğiyle yaşayan kimselerden eylesin.

Hasılı, tüm bunlar ve daha fazlası için Kur’an’ı ezberlemek teşvik edilir. Toplumda hafızlık yapanlara ve hafızlara ayrı bir değer verilir, saygı gösterilir ve el üstünde tutulur. Hafızı kelamsın denilir.

Anadolu’da çoğu ailenin çocuğunu hafız yapma ideali vardır.

Hafızlık sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimle birlikte sekteye uğrasa da son yıllarda uygulanan projelerle hafızlık yeniden diriltilmeye çalışılıyor. 

*08/04/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.