Ana içeriğe atla

Hafız İHO’lardaki Hafızlık Eğitimi (1) *

4+4+4 eğitim sistemine geçmemizle birlikte daha önce sadece ortaokul olan ikinci kademeye imam hatip ortaokulları da eklendi. Yeterli ve makul seviyede olan imam hatip liseleri normalin üzerinde açıldı. Bu okullar için bazen yeni binalar yapıldı, bazen de diğer okul türlerine ait binalar İHO/İHL’ye dönüştürüldü. Bununla da yetinilmedi. Çoğu İHL’ler kız ve erkek olacak şekilde müstakil okula çevrildi. Ayrı binada açılamayan yerlerde kız ve erkek sınıfları ayrıldı. İHO ve İHL’ler ihtiyaçtan fazla dikkat çekecek şekilde açılması yetmedi. Son yıllarda proje okullar adı altında “Fen ve Sosyal Bilimler Programı uygulayan İHL”ler devreye sokuldu. Bununla da yetinilmedi. Hafız İHO ve hafız İHL’ler açıldı. Hala da açılmaya devam ediyor.

Açılan İHO ve İHL’lerin, proje İHL’lerin, hafız İHO ve hafız İHL’lerin ne kadarı ihtiyaç ne kadarı işlevini yerine getiriyor ne kadarı beklentilere cevap veriyor ne kadarı kaliteyi yakaladı? Bu konuda iyi mi yapıldı ya da bu okul türlerine istemeden kötülük mü yapıldı? Bunların üzerine etkili ve yetkili makamların epey kafa yormak gerekiyor. Bu konuda, bir şeyin ihtiyaçtan fazla açılması en azından kaliteyi düşürür kanaati hakim kamuoyunda ve eğitimciler arasında. Çünkü pek azı hariç bu okul türleri, eskinin genel lise görevini görüyor. Bunun da kaliteyi yakalayabilmesi mümkün değil. Tüm bu olup bitenlerden İHO ve İHL'ler üzerine kafa yoranların ne yaptıklarını bilmediklerini, kafalarının karışık olduğunu, kaliteyi yakalama uğruna her öneri ve seçeneği, acaba deyip hemen uygulamaya koyduklarını düşünebiliriz. 

Bu yazımda, sadece hafız İHO ve hafız İHL'ler üzerinde duracağım. Buna geçmeden önce hafızlık üzerine birkaç kelam etmek isterim. Çünkü eskiden Kur’an kurslarında verilen hafızlık eğitimi şimdilerde hafız İHO ve hafız İHL’lerde yapılıyor. İlmihal kitaplarımızda Kur'an'ı hıfzetmek tıpkı cenaze namazı kılmak gibi farzı kifaye ibadetlerdendir. Yani beş vakit namaz gibi herkesin üzerine farz değildir. Toplumun içerisinde bir veya birkaç kişi bu görevi yerine getirdiği zaman diğerlerinin üzerinden sakıt olan bir ibadettir. Kimse yerine getirmezse herkese farzı ayın olur.

İHO’larda seçme öğrencilere ortaokulu bitirinceye kadar hafızlık eğitimi veriliyor. Hafız İHL’lerde ise ortaokulda veya Kur’an kurslarında hafızlığını yapmış hafız öğrencilere eğitim veriliyor.

İçeriğini ve işleyişini tam bilmemekle beraber hafız İHO’lara öğrenci alınırken müracaat eden öğrenciler arasında, yazılı ve sözlü sınavlar yapılıyor. Sınavın tüm aşamalarını geçen çocuklar bu okullara kaydediliyor. Bu çocuklar daha fazla Kur’an eğitimi alsın diye resim, müzik, beden eğitimi ve bilişim teknolojileri derslerini görmüyor. Bu derslerin ders yükleri Kur’an derslerine ekleniyor. Çocuklar diğer ortaokul müfredatının dersleriyle birlikte ezber de yapmaya başlıyor. 6.veya 7.sınıflarda bir yıl ara vererek hafızlık yapılıyor. Yıl sonu geldiğinde öğrenci okumadığı yılın derslerinden sınava girerek sene kaybetmeden bir üst sınıfa geçiyor veya geçiriliyor. Hafızlık yaparken çocuğun eski hafızlıklarda olduğu gibi yıl kaybetmemesi ve akranlarından geri kalmaması bir avantaj olarak görülebilir. Yalnız bu şekil bir hafızlık eğitiminin dezavantajlarının olabileceğini düşünüyorum. (Devam edecek)

*09/04/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde