4 Ekim 2019 Cuma

Kira Artışı

—Kiralık ev lazım.
—Hayırdır. Zaten kirada idin.
—Evden çıkıyorum.
—Ev sahibi ile aran iyiydi hani!
—İyi olmaya iyiydi. Ama çıkacağım. Daha doğrusu o beni çıkarıyor.
—Ne oldu, hayırdır?
—Kirada anlaşamadık.
—Hani paragöz biri değildi.
—Evet öyleydi. Ama paradan ziyade teklif ettiğim kira artışına bozuldu sanırım.
—Sen ne teklif etmiştin?
—Enflasyon oranı kadar.
—Yani?
—Enflasyon oranı biliyorsun dün açıklandı. Enflasyon yıllık bazda 9.7 dendi. Ben de ev sahibim enflasyonun altında kalan bir artışla mağdur olmasın diye açıklanan enflasyonun üzerine 0.3 refah payı ekledim. Artış yüzde 10 olsun dedim.
—Ne dedi?
—Dalga mı geçiyorsun sen? Çık dışarıya dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Efendim! Beğenmediysen bir de sen söyle. Bu enflasyon oranını açıklayan ben değilim. Sonra enflasyon düştü ise benim suçum ne? Bir orta yol bulup anlaşabiliriz dedim.
—Bu oran üzerine konuşacak bir şey yok. Evimde oturmanın da bir anlamı yok. Varsın evim boş kalsın. Evi de hemen boşalt dedi.
—Sonra ne oldu?
—Kapıyı yüzüme kapattı.
—Bu kadar niye kızdı ki?
—Ben de anlamadım. Anladığım tek şey kışa ramak kala ev arıyorum şimdi.
—Kızgınlıkla öyle söylemiştir. Sakinleşince bir daha konuş.
—Onu da denedim. Kapıyı açmadı. Tek duyduğum, sen hala evi boşalmadın mı oldu.



3 Ekim 2019 Perşembe

Liderlerin Başarısında Ekibin Önemi *

Liderlik ister doğuştan ister sonradan kazanılan bir yetenek olsun, lideri lider yapan; onu yücelten ve indiren birlikte çalıştığı ekibidir. Daha doğrusu ekip ruhudur. Bakmayın siz liderin ön planda olduğuna. İşin mutfağında ekibi vardır. Ekibi yoksa veya ekip yeterince yük ve sorumluluk almadığı takdirde tüm yük üzerine binen lider, misyonunu bir müddet daha devam ettirdikten sonra yavaş yavaş efor kaybetmeye ve gözden düşmeye başlar.

Ekip derken liderin birlikte çalıştığı kişilerden bahsetmiyorum. Çünkü her liderin etrafında birlikte çalıştığı kişiler vardır. Ekip dediğin yeri geldiği zaman inisiyatif alabilen, yaptıklarıyla göz dolduran, liderini aratmayan, liderinin yüzünü kara çıkartmayan, ufku geniş kapasiteli kişilerden oluşur. Lider ekibine güvenir, gözü arkada kalmaz. Lider ekibiyle istişare eder. Ekibi de görüşlerini söyleyerek katkı sunar. Liderinin görmediği, göremediği hususları liderine söylemekten kaçınmaz. Söyleyeceğini, yerinde ve zamanında söyler, liderinin arkasından iş çevirmez, liderini sırtından bıçaklamaz. Lideri de onlara değer verir, görür ve gözetir. Ekibine yaptığı iyilikleri başa kakmaz. Ekibinde yer alan kişiler arasında koordinasyonu iyi yönetir. Ortaya çıkan sorunlara anında müdahale eder. Başına buyruk davranmaz. Hiçbirini dışlamaz ve ekibin dışına itmez. Çünkü ekipte kırgınlık, incinmişlik ve itilmişlik veya itilmişlik duygusu artarsa ekip yavaş yavaş dağılmaya yüz tutar. Çekip gidene niye gidiyorsun denmez, haydi güle güle denir, ayrılıp gidenlerin sayısında gözle görülür bir artış olursa hareket güç kaybetmeye ve lider sorgulanmaya başlar. Gidenlerin yerine yenisini monte etmek her zaman eski gidenin yerini dolduramayabilir.

İyi bir lider, herhangi bir sorun karşısında inisiyatif alıp öne çıktığı gibi yeri geldiği zaman kendisini geri planda tutmasını bilir. Çok ön plana çıkmaz. Ekibini öne sürerek onları çalıştırır. Her olayda söz söylemek ve öne atılmak liderin yüzünü eskitir ve kendisini tekrarlamaya başlar. Bu durum lideri tartışılır duruma getirdiği gibi yorar da aynı zamanda. Lider bazen geri plana çekilerek işleyişi ve gidişatı takip eder, aksayan yönleri tespit ederek giderme yoluna gider. Yeri geldiği zaman dinlenmek, kendisini ve hareketini sorgulamak için tatil yapmayı da ihmal etmez. Hareket başarılı olamadığı takdirde başarısızlığı kendine, başarıyı da ekibine mal eder.

Sonuç olarak bir harekette lider kadar ekip de önemlidir. İkisi bir bütündür, birbirini tamamlar. Lider iyiyse ekip de iyidir. Ekip iyiyse lider de iyidir. Ekip lidersiz, lider de ekipsiz yapamaz. Bir hareket lideriyle mi ön planda olmalı yoksa ekibiyle mi derseniz ekip derim. Çünkü ekip ön planda ise o hareket kurumsallaşır, kurum kültürü oluşur ve oturur. Lider ön planda olursa hareket, lideriyle sınırlı olur, lider gidince hareket ya dağılır ya da eski gücünü bir daha yakalayamaz. O yüzden hareketler, liderinden ziyade ekibiyle anılmalıdır.

*29.03.2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

 

Bekaret Satışı ***

Maddi sıkıntı yaşayan bazı kişilerin zaman zaman böbreğini satılığa çıkardığı haberlerini okuruz ve bu kişinin durumuna üzülmekle beraber bu satışı toplum olarak pek hoş karşılamayız. Çünkü her ne olursa olsun vücut ve organlar satılmaz ancak bağışlanır. Bu yüzden öldükten sonra organların bağışı özendirilir. 

Son yıllarda bir satış türü daha ortaya çıktı. Böyle giderse yaygınlaşacağa da benziyor. Nedir o derseniz? Bekaretini satılığa çıkaranlar tek-tük haber konusu ediliyor. Hatta satıştan öte ihaleyle en fazla parayı verenin oluyormuş bekaret. Öyle az para dönmüyor bu işlerde. Gazetelerin yazdığına göre milyonlar dönüyor bu sektörde. Bekaretini satanlarda böbrek satışı gibi bir ihtiyaçtan kaynaklanan bir satış söz konusu değil. Bekaretini satılığa çıkaranlar ev, araba alıp daha lüks yaşamayı hayat felsefesi kabul edenler arasından çıkıyor. Bir gecelik üç beş dakikalık bir zevk için bekareti satın alanlar ise genellikle siyasetçi ve iş adamı olan zenginler arasından çıkıyor. Bekaretini satanlar bekaretlerini satmakla kalmıyor, aynı zamanda "bekaretimi sattığımdan ailemin haberi var" veya "beni buna ailem teşvik etti" açıklaması yapanlar da var. Haberin içeriğinde boy boy çekilmiş teşhir amaçlı fotoğraflara da yer veriliyor.

Bekaretini veya vücudunu satışa çıkarıp daha sonra bir marifetmiş gibi yazılı ve görsel medyada boy gösteren bu bekaret satıcılarının haberleri gözümüze ilişince bu kadar da olmaz deyip nutkumuz tutuluyor, insanın küçük dilini yutası geliyor. Satan bu haltı işledi, bir de iyi bir şeymiş gibi bunu servis ediyor. Haydi diyelim ki bekaretini bir servete satanların gözü paraya doymaz, kazandıkları haydan gelir, huya gider, daha lüks yaşamak için kendisini tekrar satması gerekiyor. İlki kadar olmasa da vücudu yine para eder, güzelliği varken bunu paraya tahvil edecek. Merak ettiğim yazılı ve görsel basın bu iğrençliği haber diye niçin verir? Niçin onların emellerine alet olur? Haydi haber sıkıntısı çekiyorlar veya bu şekil çıplak pozlar daha fazla tıklanıp okunuyor, mecburen sayfalarında yer veriyorlar diyelim. Orta yerde büyük para ve servetlerin döndüğü bu tip haberlere genç kızlar ve üç-beş dakikalık bir zevk için servetini harcayabilecek zenginler, "Demek ki bu işler yapılıyor; alan razı, veren razı. Biz niçin yapmayalım" demeyecekler mi? Halihazırda dünyadan örneklerini ülkemiz insanına duyuran basınımız, aile kavramına biraz önem veriyorsa bu tip haberleri vermekten kaçınmalıdır. Çünkü bu tip haberler bu iğrençliğin yaygınlaşmasına sebebiyet verir. Basınımız unutmasın ki bir şeyi yapanla, yaygınlaşmasına sebep olan arasında bir fark yoktur. 

Fıtratın gereği kadının erkeğe, erkeğin kadına ilgi duyması doğaldır. Bu arzuların, bir aile kurularak giderilmesi emredilen ve tercih edilendir. Nitekim bu istekler çoğunlukla nikah çerçevesinde yürümektedir. Tarih boyunca adına zina denen ve toplumdan gizli yapılan yasak ilişkiler olmamış mıdır? Olmuştur. Vücudunu satarak para kazananlar olmuş mudur? Olmuştur, hala da devam etmektedir. Toplumların kanayan bir yarası olan nesli bozan ve aile kutsiyetini hiçe sayan bu fuhuş, hep gizliden gizliye yürümüştür. Çünkü toplum bu tip ilişkilere sıcak bakmaz ve ayıplar. Aile yapısının köküne dinamit koyan bu gizli ilişki türü de tasvip edilmez ama işi bekaret satma ve satın alma noktasına götürüp bunu basın aracılığıyla dünyaya duyurmanın hiçbir makul izahı ve ahlaki yönü yoktur. Evet "namus iki bacak arasından ibaret değildir" ama bekareti satmanın ve bunu dünyaya duyurmanın neresinde ahlak ve namus vardır? Bence bu değerlerden önce bu tiplerin insanlığı sorgulanmalıdır. Merak ettiğim feministler bu satışa ne diyor?

Toplumları bozmanın yolu, aile kavramını yok etmekten geçer. En kötüsü de suçların alenileşmesidir. Suçların, namussuzluk ve iffetsizliğin önüne geçemiyorsak, bari bu iğrençliklere haber diye yer vermeyelim. Çünkü bu, iffetsizliğin alenileşmesine ve yaygınlaşmasına katkıda bulunur.

***08/10/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.