17 Ağustos 2019 Cumartesi

Bu Dünyada Yaşarken Boş Bir Mezarınız Olsun İstemez misiniz?

Kim istemez ki kendisine ait boş bir mezarının olmasını. Yüzü soğuk olsa da hepimizin hayalidir boş bir mezara sahip olmak. En azından nereye gömüleceğin bellidir. Ayrıca mezarın hazır olunca -olur ya- dostlar son görevimizi yapalım diye cenazeye katılmak isterlerse kimse defin işinde fazla beklemez.

Ne anlatıyorsun, kendinde misin? Biz öldükten sonra nereye gömüleceğimizin ne önemi var dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız elbet. O zaman size dünyada iken içinde bir ailenin kalabileceği büyüklükte boş mezarlarda yaşayanlar var desem, herhalde kim bu şanslılar deyip merak edersiniz. O zaman sizi fazla merakta bırakmayayım. Unutmayın ki bu anlatılmaz, yaşanır.

*Bir kamu veya amme görevi ifa ederler.
*Maaşlarını devletten alırlar. Maaşları asgari ücretlinin çok üstünde olup bir memurun maaşından fazladır.
*Gece gündüz part time çalışırlar. Diğer devlet memurları gibi 08.00-17.00 arası değil.
*Boş mezarları, iş yeri ile aynı bahçe içindedir. İşe gitmek için ayrıca vasıtaya ihtiyaçları yoktur. 8-10 adımlık bir yerdedir.
*İzinli oldukları zaman çoğu mezarda kalır, iş yerine gitmez. Çünkü izinlidir.
*Oturdukları boş mezar için ekseriyeti kira ödemez. Beleş otururlar yıllar yılı. Mezar kendisine tahsislidir. Bir hayırsever tarafından yaptırılıp teslim edilmiştir ya da satın alınmıştır veya iş yeri sakinleri tarafından yardım toplanarak yaptırılır. 
*Bu boş mezarlarda oturanların çoğunun kendisine ait evleri vardır ama oraya gidip oturmazlar. Kiraya verir, kirasını alır, gelirine gelir katarak kendisine katma değer üretirler.
*Boş mezarların bir kısmının araba garajı bile vardır. 
*İş yeri ve müştemilatı boş mezarda bir tadilat ve tamirat gerekirse iş yerinin müdavimlerine müracaat edilir veya belli periyotlarla sergi açılır. Çoğu "Ben bu boş mezarda yıllar yılı kalıyorum. Şu ihtiyacını da ben gidereyim deyip elini cebine atmaz. Çünkü cebinde akrep vardır veya öyle alıştırılmıştır.
*İş yeri tercihinde iş yerine ait boş mezarının olması tercih sebebidir. Boş mezarı yoksa kolay kolay tercih edilmez. Kazara tercih etmek zorunda kalan olursa ilk işi sakinlerle görüşerek boş mezar yapımına öncülük eder ve yaptırtır. Sonra güle güle oturur.
*Boş mezarın çevrili olduğu bahçe bir güzel ekilir, dikilir, hasılatı kaldırılır, iş yeri veya boş mezar sahibi tarafından afiyetle yenir. Fazlası satılır.

Hasılı emeklilik gerektirmeyen bir iş icra edilen vazife. Nimetlerini say say bitmez. Sakın ola ki kim bu tür çalışan talihliler, keşke biraz daha okuyup böyle bir göreve talip olsaydık demeyin. Zorlasanız da kimler olduğuna dair ağzımdan tek kelime alamazsınız. Zira ben aklımı yolda bulmadım. Ölümlü dünya. Yarın önlerine varmama durumum yok. Elim mahkum onlara.

Sadede gelirsek... Burada, boş mezarda kalanlara kızıyor veya onları kıskanıyor değilim. Ama gıpta etmiyor da değilim. Görevleri icabı boş mezarları iş yerlerine yakın olmalı. Ama bu deruhte ettikleri görevi meccanen yapmıyorlar. Karşılığında devletten maaşlarını alıyorlar. Niçin kira vermezler veya kira alınmaz bu durumda? Diğer devlet memurlarının suçu ne burada? Bence bu boş mezarları kullanmalarına karşılık kira vermeleri gerekir. Alınan kira, iş yeri veya boş mezarın ihtiyaçlarını gidermede kullanılmak üzere bekletilebilir.

Oturdukları boş mezara kira verenler vardır mutlaka. Sadece bu boş mezarlarda oturanlar için söylemiyorum. Diğer bazı amir ve memurlar da boş mezarlarda oturmakta. Ödenen kira, piyasa değerinden çok uzak ve sembolik olmamalı, makul bir fiyata oturulmalı. Çünkü buraları kim yaparsa yapsın, buralarda kim oturursa otursun, buralar amme malıdır. Karşılığı ve değeri verilmeden oturulmamalı. 

Günümüzde halen bu boş mezarlarda ücretini ödemeden oturanlar varsa burada hesap soracağımız kişiler, o yerlerden kira almayan sorumlu kişilerdir. Onlar, ilk baştan bu konuyu konuşup hatta karşılıklı  kontrat imzalamalıdırlar. Baştan konuşmaz, iş kurala bağlanmazsa herkes oturur böylesi boş mezarlarda. Kim istemez beleş boş mezarı. Ben de isterdim; oturur, üzümünü yer, bağını sormazdım.

Bir Yönetim Kurulu Üyeliği

Dostlarım! Bugün lafı hiç eğip bükmeden size kendimi anlatacağım. Daha doğrusu bir durumumu arz edeceğim. Normal şartlarda enaniyetin en büyüğünü taşımama  rağmen bugüne kadar kendimden hiç bahsetmedim. Ben kendimi göstereceğime siz beni görün istedim. Maalesef ne ben kendimi gösterebildim ne de siz beni görebildiniz. Ama bekleyecek sabrım kalmadı artık. Zira 57 yaşına girdim. Geldim gidiyorum. Çünkü herkes gibi ben de bir faniyim. Beni zaman zaman üzüntüye gark eden durumumu sizinle paylaşmasam çatlayıp öleceğim. Derdimi/isteğimi anlatacağım ki sonra “ne istediğini bilmiyorduk, anlayamadık, halbuki bir değermiş” demeyin.

57 yılı küçümsemeyin. Yarım asrı deviren bir tecrübe, bir birikim demektir bu. Her ne kadar eğitim ve öğretim sahasında görev yapıyor olsam da çoğu kimse gibi anlamadığım yoktur. Yazar, çizerim; her konuda kalem oynatırım. Nefes almadan konuşmanın alasını yaparım.

Tek istediğim ve en büyük hayalim, bu aşamadan sonra devlete daha fazla hizmet etmek için birikimimi bir yönetim kurulu üyeliği yaparak nihayete erdirmektir. Ekonomiden, siyasete, sosyal politikalardan eğitime, banka üyeliğinden yüksek istişare kurulu üyeliğine kadar her alanda çalışabilirim. Tüm bu ve benzeri görevleri yapmaya bilgim, görgüm ve birikimim yeterli olduğu kadar sağlığım da elverişlidir. Bugüne kadar doğru dürüst hiç ilaç kullanmadığım gibi  akıl sağlığı dahil, hiçbir zührevi rahatsızlığım da yoktur. 

Durumum bu iken mevcut öğretmenliğimi ne kadar yapabilirim? 65 yaşına gelince kış-kıyamet demeden artık yaramazsın diyerek kapının önüne koyuveriyorlar. Halbuki benim hizmet anlayışımda beşikten mezara çalışmak vardır. Bu açıdan yönetim kurulu üyeliği, benim gibi vazgeçilmez biri için bulunmaz Hint kumaşıdır. Zira yaş şartı yok. Taş atıp elim de yorulmayacak. Çalışabildiğim kadar çalışacağım.

Hak ettiğim isteğimi öğrenince "Senin derdin anlaşıldı. Sen birden fazla yerden maaş almak istiyorsun" diye aklınıza gelebilir. Haklısınız. İlk etapta ben de sizin gibi -kötü- düşünürüm. Ama niyetinizi bozmayın. Zira kazın ayağı öyle değil. Bilin ki benim yönetim kurulu üyeliğim, mevcut yönetim kurulu üyeliği yapanlardan farklı olacaktır. Beni okumaya devam edin ki farkı görün.

Yönetim kurulu üyeliğine geçtiğim zaman ben, birden fazla yerden maaş almayacağım. Asıl mesleğim olan öğretmenlikten tahakkuk ettirilen maaşa elimi bile sürmeyeceğim. Olduğu gibi hazineye geri vereceğim. Hazine “olmaz, böyle bir usulün mevzuatta yeri yok” derse ilgili kanun değişikliği için yönetim kurulu üyeliğimi kullanarak tanıdığım vekiller aracılığıyla Meclis'e kanun teklifi verdireceğim. Diyelim ki Meclis, "Kötü emsal olmaz" dedi, teklifi reddetti. Bu durumda yönetim kurulu üyeliği dışında kalan asıl maaşımı -kuruşuna bile dokunmadan- ya öğrencilere burs vereceğim ya mağdurlara yardım edeceğim. 

Gördüğünüz gibi kendim için bir şey istemiyorum. Parolam, devlete hizmet etmek. Bu durumu bilin, sonra iş işten geçtikten sonra timsah gözyaşı dökmeyin, derim. Burada kendimi anlatırken sizi de unutmuş değilim. Bana bu konuda vereceğiniz destek, aynı zamanda sizin de önünüzü açacaktır. Her biriniz yönetim kurulu üyesi olmak için beklenti içerisine girecek, o yaptıysa biz hayli hayli yaparız, diyeceksiniz. Bu kıyağımı da unutmayın.


16 Ağustos 2019 Cuma

Bezdiren İnternet Siteleri *

Bir haber sitesinin bir haberi nasıl verdiğini, sadede ne vakit geldiğini, haber diye yazdığının incir çekirdeğini doldurmadığını dikkatinize sunmak istiyorum:

Haber başlığı: Ziya Selçuk'tan son dakika yeni ders açıklaması
Alt başlık: Ziya Selçuk'tan son dakika yeni ders açıklaması
I/16: FLAŞ GELİŞME 
Ziya Selçuk'tan son dakika yeni ders açıklaması
2/16: Milli Eğitim bakanı ziya Selçuk önemli açıklamalarına devam etti.
3/16: Dün verdiğimiz flaş açıklamaların ardından bugün de Selçuk'tan flaş açıklamalar geldi.
4/16: Bakan Selçuk, gündeme ilişkin değerlendirmeleri ile birlikte eğitime dair önemli bir konuyu gündeme getirdi.
5/16: Selçuk, yeni okutulacak ders için detayları verdi.
6/16: İşte Bakan Selçuk'un yeni okutulacak dersle ilgili açıklamaları ve gelişmenin detayları:
7/16: Bakan Selçuk'un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar:
8/16: Bakan Selçuk'tan Sosyal Medya Okuryazarlığı Dersi Açıklaması
9/16: Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kişisel twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada sosyal medya okuryazarlığı dersi ve SERÇEV Engelsiz MTA Lisesi'nden bahsetti.
10/16: Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ''Sosyal medya okuryazarlığı dersini okullarımıza ilaveten Halk Eğitim Merkezlerinin programına da aldık. 
11/16: Siber zorbalık, siber bağımlılık, kişisel bilgilerin korunması, sosyal medyada nezaket dili,
12/16: doğru ve sınırlı kullanım konularında verilecek derslere katılım ücretsiz olacak.'' dedi.
13/16: Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ''SERÇEV Engelsiz MTA Lisesi, bir tersine kaynaştırma okulumuz.
14/16: Normal gelişim gösteren öğrencilerle, serebral palsili öğrencilerimizin birlikte eğitim aldığı meslek lisemiz bu yıl ilk mezunlarını üniversiteye gönderdi.
15/16: Gençlerin azimlerinin tüm çocuklarımıza örnek olması dileğiyle.'' dedi.
16/16: (Ziya Selçuk'a ait bir fotoğraf)

16 sayfalık haberde Sayın Ziya Selçuk'a ait birbirine benzer 15 resim ve 9 reklam var. Verdiği haber de yukarıda. Takdirlerinize sunuyorum. Allah aşkına soruyorum, bu haber kaç cümlelik bir haber, ne kadar yer kaplamış? Maalesef bu şekil haber yapan internet sitelerinin sayısı da az değil. Sadede gelmiyorlar bir türlü. Haberi hazırlayıp yayıma veren, aynı cümleyi tekrar tekrar kopya ediyor. İnsan utanır da aynı cümleyi farklı şekilde bari ifade eder. 

Merak ettiğim bu tür haber sitesinde çalışanlar ne mezunu? Önüne gelen çalışıyor mu buralarda? Eğer bu haberi hazırlayan okulda olsa kesintisiz sınıf tekrarına kalır. Yazık gerçekten! Yoksa benim bilmediğim bu tür haber şeklinde bir hinoğlu hinlik mi var?

*18/09/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.