21 Mart 2019 Perşembe

Nevruz


Günler, aylar, mevsimler, yıllar Allah'ın bize bahşettiği günlerdir. Yazı var, kışı var, güzü var, baharı var. Her bir mevsimin ayrı bir yeri var. Soğuğu, sıcağı, serinliği hep bizim için. Birbiri ardı sıra birbirini takip ediyor durmadan. Günler ayları, aylar mevsimleri, mevsimler yılları kovalıyor. Hep kış olsa hayat çekilmez, hep sıcak olsa hayat yine çekilmez olur. Gönlümüz hep bahardan yanadır. Ama bazı ürünlerin yetişmesi için soğuğu da göreceğiz, sıcağı da. 

Küçücük ülkemizde dört mevsimi yaşıyoruz. Bundan dolayıdır ki her türlü ürün yetişiyor bu ülkede. Burkina Faso'ya gidip gelen bir arkadaşım, bu ülkede buğdayın yetişmediğinden bahsetti. Çünkü hava sıcaklığı 18 derecenin altına  hiç düşmüyormuş. Bunu duyunca bize dört mevsimi yaşatan, her türlü ürünü almamızı sağlayan Rabbimize binlerce şükretsek azdır. Yoksa kim istemez baharın gelmesini, kim sevmez baharı, kim istemez toprağın yeşermesini. Her birimizin gözdesidir bahar. Dört gözle bekleriz baharı. Çiçeklerin açmasını, ağaçların tomurcuklanmasını görünce içimiz açılır. Sanki bir cennet havası çıkar ortaya. 

Hayat sadece bahardan ibaret olsa belki de baharın kıymetini bilemeyiz. Yazın yanarız. Allah ardından güzü gönderip serinletir bizi. Ardından kışı görür, üşürüz. Baharın özlemini duyarız. Zaman bu şekilde alıp gidiyor.

Her ne kadar bu sene doğru dürüst kış görmesek de fazlaca üşümesek de yine bekliyor insan baharı. Beklemekle kalmayıp üstelik bayram olarak kutluyoruz baharın gelişini. İşte geldi yine yeni bir bahar. Bu bayramı sadece biz değil Afganlar, Türkler, Arnavutlar, Azeriler, Farslar, Gürcüler, Karakalpaklar, Kazaklar, Kırgızlar, Kürtler, Uygurlar, Özbekler, Tacikler, Türkmenler ve Zazalar da kutluyor.  Kimi 21'inde, kimi 22 veya 23'ünde kutlar bu bayramı. 

Bu bayramın adı Nevruz'dur. Bayram yapacak kadar var. Çünkü bugün baharın müjdecisidir, kış uykusuna yatmış doğanın yeniden dirilişidir, yeni yıldır, yeni gündür, baharın bayramıdır. 

Allah'ın günleri, ayları arasında bir fark, bir üstünlük olmasa da baharın ayrı bir yeri var. Sadece mevsimsel özelliğinden değil. Bahar aynı zamanda bir umuttur, hayata olumlu bakışı simgeler. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun, akan kanın son bulacağı umudunu taşır bünyesinde. Hayatımızdaki olumsuzlukların bahar gibi olmasını isteriz.

2019 baharının müjdecisi Nevruz'un hayatımızda yeni bir sayfa açmasını, insanların kardeşçe geçinmesini, akan kanların durmasını, mağdurların mağduriyetlerinin sona ermeye başladığı bir gün olmasını temenni ediyorum. Allah mutluluğumuzu daim eylesin, huzurumuzu bozmasın. 





Camiam Eleştiriye Gelmiyor

Doğru dürüst dinimi yaşayan biri olmasam da dindar-mütedeyyin camiaya ait hissederim kendimi. Bu camianın içinde büyüdüm. Bir bilgi birikimim varsa bu camianın içerisinde bulunmak suretiyle elde ettim. Yaptığım iyi, doğru, güzel şeyler varsa bu camianın bana kazandırdığıdır. Hata ve yanlışlarım ise kendimden kaynaklanan birer nakısamdır.

İçinde bulunduğum veya kendimi ait hissettiğim camiam her ne kadar bugün devlet yönetiminde ise de bu camianın dününe baktığımız zaman devleti yöneten elit tabaka tarafından horlanmış, dışlanmış, hayat hakkı tanınmamış bir kesim olduğu görülecektir. Önceleri fikirleriyle alay edilmiş, biraz sesi yükselmeye başlayınca gerici, yobaz olarak görülmüş, hakarete uğramıştır. Fikrini açıklayınca 163. veya 312.maddeden ceza almış mağdurlarımızın sayısı az değildir. Mütedeyyin insanların çatısı altında toplandığı, oyunu verdiği parti belli periyotlarla kapatılmış, yerine yenisi açılmış, peşinden onlar da kapatılmıştır. Gerekçe de irticaın odağı olmaktı hep. Okumak isteyenlerin önleri katsayı engeliyle kesilmiş, dinin emri olan başörtüsü taktığı gerekçesiyle okulundan ve kamu görevinden atılan insanlarımızın sayısı da az değildir. Hasılı rejimin gözünde vebalı insanlardık.

Camiamın fazla bir istediği yoktu. Dini yaşantısından dolayı çocuklarımızın eğitimi engellenmesin. İnsanlar rahat bir şekilde dini vecibesini yerine getirsin; ülkede inanç, fikir, kanaat ve ifade hürriyeti olsun. Fikirlerin önündeki engeller kalksın. Ülkede adalet olsun, haksızlıklar olmasın vs idi.

Sonunda devir değişti. Allah bize eziyet edenlerin elinden iktidar gücünü aldı, bize verdi. Bayrağı biz devralmıştık. Artık denenme sırası bizdeydi. 

Bayrağı devraldıktan sonra Allah var, iyi çalıştık. Ülke yıllardır görmediği hizmeti gördü. Vatandaş devletle barıştı. Bize soğuk bakan çoğunluk bile bize sempati duymaya başladı. Hizmet geldikçe vatandaş da kredisini eksik etmedi, sevdi bizi. Sevgi ve sempatide bir azalma olsa da vatandaş kredisini tamamen çekmedi. Ama böyle giderse bu sevgi azala azala biteceğe benziyor.

Niçin böyle olduk? Nedenleri çoktur. Burada niyetim sevginin azalma nedenlerini saymak değil. Ama şunları söylemeden edemeyeceğim: Sanki biz savrulduk, yozlaştık, şımardık; para, güç ve koltukla imtihanı kaybettik. Eskisi gibi hatalarımızla yüzleşmiyor, kendimizi yenilemiyoruz. Eleştirinin hiçbir türüne gelmiyoruz. Tamam bizi kötülemek için yapılan eleştirilere hep birlikte karşı koyalım. Ama biz yapıcı eleştirilere de kapımızı kapattık. İçten gelen eleştiri ve önerilere de tahammülümüz yok. Halbuki dost acı söyler, yüze söyler sözünü unuttuk. Kim konuşur, yazarsa en hafifinden şimdi zamanı mı diyoruz. Keşke bu kadarla kalsa, ya nankörlükle itham ediyoruz ya ihanet etmekle suçluyoruz. Kapı dışarı ediyoruz. İşinden ediyoruz. Gözünle dizine dursun diyoruz.

Hasılı bize dün yapılanın aynısını bugün biz yapıyoruz. Dün bizi konuşturmuyorlar, bu ülkede fikir hürriyeti yok diyen biz, bugün eleştirileri ifade ve kanaat hürriyeti çerçevesinde görmüyoruz. Gerçekten biz niye böyle olduk? Niçin sorgulamıyoruz kendimizi? Aslında bir güzel sorgulasak  ve gereğini yapsak uzaklaşmaya yüz tutmuş gönülleri yeniden kazanabiliriz.

Merak ettiğim, dün elimizde imkan olmadığı için mi dürüsttük biz? Makam ve şöhret bizi eritmeye mi başladı? Allah imtihanı yüzünün akıyla geçenlerden eylesin. 

20 Mart 2019 Çarşamba

Yeni Yönetici Olmak İsteyenlere Öneriler

Pek tavsiye etmem ama ben bilgi, birikim ve tecrübelerimi yöneticilik yaparak vatana, millete katkıda bulunmak istiyorum diyor ve benden bir yöneticide olması gereken özellikler neler olmalıdır ya da yönetici olunca neler yapmalıyım diyorsanız size ben bu işten anlamam derim. Ama yine de öneride bulunmaktan geri kalmam. Bakalım önerilerim hoşunuza gidecek mi?

*Öğretmenlerle arana mesafe koymalısın. Çünkü öğretmen milletinin isteği bitmez. Uzak duracaksın ki gizemini korumalısın. Hatta onlara selam bile verme, selamlarını da alma. Kazara karşılaşırsan görmezden gel, yanındakiyle konuşur gibi yap, ya da kafanı çevir veya önüne eğ. Bu demek değildir ki hiç onlarla konuşma. Bazı teneffüslerde öğretmenler odasına gir, teneffüs boyunca otur. Otururken de fazla muhatap olma.
*Okulunda bir A grubun olsun. Onlar genelde pek öğretmenler odasını kullanmasın. Çoğunlukla senin yanında veya yardımcılarının odasında otursunlar. Onlara kol kanat ger. Koruyup kolla. Okulun nimetlerinden onları faydalandır. Onlara kol kanat gerersen onlar okulunu açar, okulunu bekler, hatta sabah çayını bile demletirsin.
*Bütün iş yükünü yardımcılarının üzerine yık. Sen bir şey yapma. Odanda otur, iş yapar gibi görün. Ara ara namaz kılmak ve tuvalete gitmek için odanı terk et. İş yükünün ağır olduğu imajını hep ver. Ara sıra yardımcılarının odasına giderek onları ziyaret et. Bunu çok yapma. Genelde onları odana çağır.
*Üstün ile aranı iyi tut. Çünkü yerinde tutunman için bu gerekli. Amirin kurumunu ziyaret ederse sosyal medyada paylaş: "Falan kurumumuzu ziyaret ederek bizi onurlandırmıştır. Ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkürlerimizi arz ederiz" yaz.
*Bakanlık ve valiliğin belirlediği iş takvimine göre yapılması gereken toplantıları gününde yapma. İlk gün toplantı mı olurmuş de. Bir gün sonra yap toplantını. Toplantıya hazırlık yapmadığını belli etme. Toplantıda kimseye söz verme. Çabucak bitir toplantıyı.
*Yardımcıların girmekle yükümlü olduğu altı saat ders yerine iki saat girseler yeter. İkili öğretim yapıyorsan yardımcılarından bir kısmı sabah gelip öğlen gitsin, diğerleri öğlen gelip akşam gitsin. Sabahtan akşama mesai yapmalarına gerek yok.
*Takviye ve Yetiştirme kursu aç. Görev alacak öğretmenleri belirlerken önceliği yardımcılarına ve sevdiğin öğretmenlere ver. Daha hala ders yükü kalmışsa öbür öğretmenlere ver. Yardımcılarından bazısının paraya ihtiyacı varsa onlara girmekle yükümlü olduğu dersin üzerinde ek ders alacak şekilde fazla ders ver.
*Öğretmenlerinin hakkında ne konuştuğunu öğrenmek için öğretmenler arasından birkaç jurnalci belirle. Olup biteni onlardan öğrenirsin. Hakkında konuşanı düşman belle. Suratını as, selamı sabahı kes.
*Reklamını yapacak bazı branşlara çok önem ver. O öğretmenleri el üstünde tut. Onları ara sıra odanda topla. Toplantılarda onlara söz ver. Onların gösterdiği başarıyı sosyal medyada durmadan paylaş, "Kendisini başarılı hissediyor yaz. Diğer derslerle ilgili özellikle bilgiye dayalı başarılar olursa sosyal medyada paylaşma. Böylece dervişin fikri ne ise zikri de o olur düşüncen ortaya çıksın.
*Seni il ve iller arası yapılacak yarışmalarda temsil edip başarılı olan okulunu müdürler grubunda paylaş. Başarını kaç kişi kutlayacak, bunun takibini yap.
*Bazı öğretmenlerin özellikle bir branşın bir gününü boşalt. Onlar o gün eksersiz çalışması yapsın. Başka öğretmen ders programıyla ilgili bir istekte bulunursa zaten yarım gün çalışıyorsun de.
*Okulun watsap grubunu iyi kullan. Oradan durmadan emirler yağdır. Tehditlerini oradan savur. Bazen cümleni yarım bırak. Devamına üç nokta koy.
*Öğretmen senden kalem isterse bu senin görevin, kağıt isterse okul kağıt işine bakmaz de.
*Okulun gelirlerini ve öğretmenlerin vasıtasıyla toplanan yardım parasını istediğin şekilde kullan. İstediğin kadar hizmetli çalıştır. Hatta telefonlara bakmak için bir memur bile çalıştır. Harcadığın para konusunda şeffaf olma.
*Yardımcılarınla beraber yemek yemek için okulda yemek pişirt. Kokusu tüm okula yayılsın. Siz yemek yerken biri kapıyı açıp afiyet olsun derse sağ ol falan deme. Duymazlara oyna. Çünkü sağ ol dersen bakarsın bir kendini bilmez "Tam benim istediğim yemek" deyip sofrana oturmaya kalkar.
*Bir öğretmeninin tayini çıkar da öğretmen watsap grubundan "Arkadaşlar, tayinim çıktı. Hakkınızı helal edin" şeklinde yazarsa onu hemen gruptan çıkar. Diğer öğretmenlere de "Tebriklerinizi özelden yazın" yaz. Öyle ya, okulun watsabı özel işler için kullanılır mı?
*Hiç alakası yokken 12 yaşından beri  hiç namaz geçirmediğini öğretmenlerine söyle. Bunu sadece Allah bileceğine öğretmenin de bilsin. Bu konuda şeffaf olmanda fayda var.

Gördüğün gibi müdür olarak yapacakların çok. Sen şimdilik bir başla. Yapacaklarını peyderpey ben sana söylerim.