22 Haziran 2017 Perşembe

Bayramlık ya da masrafsız arkadaşlıklar

Çeşit çeşit arkadaş türleri var. Bunlar saymakla bitmez. Niyetim tüm arkadaş tiplerini anlatmak değil. Tadına doyum olmayan iyi günde ve kötü günde her daim yanında olan iyi dilek ve temennilerini her zaman hissettiğin iyi ki böyle arkadaşlarım varmış dediğin kimselerin sayısı az da olsa vardır. Bunlar aynı zamanda dert ortağındır.

Telefon hafızan ne kadar kayıtlı numara ile dolu olsa da bunların çoğunu aramak gelmez içinden sıkıntılı anlarında. Çünkü bir isteğin olduğunda mazeret üretip hayır deme ihtimalleri yüksektir. Hele bazıları vardır ki telefon hafızamda niçin yer ediniyor dediğin kimseler vardır. Bu tipler bayramlık arkadaşlardır. Belirli gün ve gecelerde ekranına düşer. Telefon hafızanda kalabalık ettiği yetmediği gibi telefonunun geri kalan hafızasını doldurmak için başkasının hazırladığı mesajları gönderir sana. Ben bu tipleri dostlar alışverişte görsün türü arkadaşlar olarak görürüm. Dini sadece mevlit okutmaktan ibaret sanan kişiler gibi bunlar da dini günlerde mesaj göndermeyi iyi bir şey yaptım, arkadaşlık görevimi yerine getirdim sanıyorlar. Özenip iki satır yazıp gönderseler mesajlarına değer vereceğim ama onu dahi beceremiyorlar. Gönderdikleri ve layık olarak gördükleri sadece ruhsuz birer mesajdır.

Bu tipler ne düğününe gelir, ne hasta olduğun zaman arar, ne bıraktığın davetiyeyi aldım, katılamayacağım, hayırlı olsun der. Çünkü düğününe katılsa ufak da olsa bir hediye getirmesi gerekir. Uzaktan atıştır onunki. Masrafsız bir arkadaşlık. Ne geleyim ne de gel türünden kişilerdir. Ne benim sana, ne de senin bana verebileceğin bir şey vardır psikolojisini taşırlar. Ne zamana kadar? Ancak başları sıkışıncaya kadar seninle işi olmaz. Ne zaman ki bir işi olacaktır, artık çoluğu çocuğu büyümüştür, onları baş göz etmesi gerekiyor, bakar ki dostlar olmadan olmaz, işte o zaman damlar senin yanına.

Böylelerinin düğününe gitsen bir türlü, gitmesen bir türlü. Davetine icabet etmesen onun durumuna düşersin. Gitsen içinde ona söylenmesi gereken şeyler boğazında düğümlenir ama söylemezsin. Çünkü erdemli insanın özelliklerindendir gelmeyene gitmek.

Öyle zannediyorum sizin de vardır etrafınızda böyleleri. Allah iyi dostlar edinmeyi nasip etsin, sayılarını çoğaltsın... Bayramlık da olsa Allah onları da eksik etmesin, en azından ölmediklerini biliyoruz. Kim bilir, belki de onlar en iyisini yapıyordur? Vardır bir bildikleri... 21/06/2017


Camileri "Kerhaneye döndürecekler" diyen zihniyetle aynı familyadan bu adam!

Kadir ve kıymeti bilinsin, bir güne hasredilmesin, insanlar kurtuluş umuduyla arayış içerisinde olsun, her günü kadir bilsin diye Kur'an'ın indirilmeye başlandığı gece olan Kadir gecesini Allah, bin aydan daha hayırlı kılmıştır. Peygamberimizin buyurduğu üzere Allah, Kadir Gecesini ramazan ayının içerisine gizlemiştir. 'Son on gün içerisinde arayın, tekli günlerde arayın, kuvvetle muhtemel 27.gecesinde arayın' şeklinde belirtir Peygamber Efendimiz. 

Kuvvetle muhtemeldir diyerek ramazanın 26'sını 27.gecesine bağlayan gece ülkemizde resmi Kadir Gecesi olarak kutlanır. Gündüzünde sms ve whatsapp mesajlarıyla kutlanmaya başlanan gecenin akşamında teravih namazı kılmak için camilerimiz  teravih vaktinde tıklım tıklım dolar. Sair günlerde camiye, cemaate sürekli gelmeyen devamsızlarımız da camilerimizde boy gösterir. 

Gecenin bu mana ve ehemmiyetiyle mahalle camimize gittim. Her zaman dört saflık müdavimi olan camimiz gece dolayısıyla iyice dolmuştu. On saflık caminin dokuzuncusunda yer bulabildim kendime. En son saf ise 8-10 yaş arası çocuklarla süslenmişti camimiz. Yatsının ilk sünnetini kılarken arka safta bulunan çocuklar konuşmaya ve gülüşmeye başladılar. Yanımda namaz kılan 55-60 yaşlarındaki ihtiyar namazını bitirir bitirmez hemen çocuklara müdahale etti: "Konuşmayın, gülüşmeyin, eğer konuşup gülecekseniz dışarıya çıkın," şeklinde çocuklara müdahale etmeye başladı. Diğerlerine göre biraz daha sorumluluğunu hisseden bir çocuğun, "Ben konuşmuyorum" demesine aldırmadan, "Kalkın namaz kılın, burası konuşma yeri değil" diyerek uyarısına devam etti bey amcamız. Yatsının farzını kılarken  çocuklar biraz kikirdemeye, pıskırmaya devam ettiler. Beyefendi yine her defasında arkasına dönerek çocukları azarladı durdu. Olmadı önümüzdeki saftan biri elini dudaklarına götürerek susun şeklinde ikaz etti çocukları. Nihayet ikisinin yaptığı uyarılar meyvesini verdi. Az sonra arkamızdaki saftan hiçbir çocuk kalmadı içeride. Kendilerini dışarıya attılar. Babaları namazdan çıkıncaya kadar doyasıya sesleri içeriye gelircesine eğlenmeye, koşmaya devam ettiler. Bizimki dışarıya çıkıp çocukları uyarmadı bereket! Çünkü amacı çocukları dışarıya atmaktı. Bunda da başarıya ulaştı ihtiyar adam.

Caminin en arkasında kendisine yer bulan benim gibi sürekli caminin müdavimlerinden olmayan yanımdaki kişinin çocuklara karşı bu davranışı hoşuma gitmedi, uyarmak istedim, değmez dedim kendi kendime. Küçük, masum, camiye bir heves gelen çocukların sevinçlerini kursağında bıraktı bu gece. Adam sanki namaz kılmak için değil, çocukları susturmak ve onları camiden kovmak için gelmiş camiye. Diyanet İşleri Başkanı istediği kadar proje geliştirsin. "Camiler çocuk sesinden mahrum kalmasın" diyerek camilere çocukları çekmek için oyun alanı oluşturmaya kalksın, bizimki büyüklerinden gördüğünü uyguluyordu kendince. Güya iyi bir iş yaptığına inanıyor. Bu adam Diyanetin bazı camilerde pilot uygulama olarak başlattığı camilerde oyun alanını görse, oradaki çocukların sesini duysa ne yapardı merak ediyorum. Nihayet camilerdeki oyun alanına karşı çıkarak camileri kerhaneye çevireceksiniz diyen zihniyetle bu adam aynı familyadan. Hiçbir farkı yok. Adam çocuk değil, camide evliya arıyor. 

Yazık! Bu gece çocukları yine memnun edemedik içimizdeki bu şekil yol bilmez, yordam bilmez tipler yüzünden. Peygamber kalkıp gelse, çocuklara karışmayın, onları kendi haline bırakın dese bu tipler öyle zannediyorum, Peygambere de karşı çıkarlar. Çocuğun çocukça yaptığı şeylere katlanılır da yaşını başını almış bu tiplerin kendi doğruları üzerine bu şekilde inat etmelerine asla tahammül edilmez. Ama ne edeceksin, camilerimiz böyle tiplerle dolu.

Geceniz mübarek olsun! 22/06/2017

21 Haziran 2017 Çarşamba

Dünya Mülteciler Günü de varmış!

Dünya Mülteciler Günü de varmış. 2001 yılından beri anlıyormuş Haziran'ın 20'sinde. Daha bu gidişle ne günlerle karşılaşacağız kim bilir?

Dünyada 65 milyondan fazla insan mülteci durumunda imiş. En fazla mülteci de Suriye, Afganistan ve Somali'denmiş. Yani sömürgecilerin ülkelerini yerle bir ettiği ülkelerin insanı kendi ülkelerinden uzak bir şekilde yaşıyor. Öyle zannediyorum bu günü ilan edenler aynı zamanda bu insanların mülteci olmalarına sebep olanlardır. Oh ne ala dünya! Önce bir ülkede savaş çıkaracaksın, o ülkeyi yerle bir edeceksin, o ülkede iç savaş çıkaracaksın, insanlar işini-gücünü kaybedecek, sonra  birbirini öldürecek, kalan sağlar ülkesini terk edip bir başka ülkeye sığınacaklar. Sonra da onların sıkıntılarını anlatmak için bir gün ilan edeceksin. Buna özrü kabahatinden büyük denir bizde. Önce sorunu çıkaracaksın, oradaki kirli savaşın içerisinde yer almak istemeyenleri komşu ülkelere  iskana mecbur bırakacaksın, sonra hamasi duygularla o insanların dertlerini paylaşıyor görüneceksin. Yesinler sizin hayvandan bozma insanlığınızı! Yazıklar olsun sizin   iki ayaklı halinize!

Bitmek tükenmek bilmeyen menfaatiniz yüzünden dünyayı kana bulayan, insanları birbirine düşüren, ülkelerini yaşanmaz kılan siz sömürgeciler, dünyada barışsever görünen kabadayılığınıza devam edin bakalım. Bu dünyanın üstü varsa bir de altı var. O mazlumların ahı inşallah sizin sonunuzu getirecek, şimdi gülen sizler acınacak halde olacaksınız ve hayatınız boyunca bu rezilliği çekeceksiniz.

Açık konuşun ne kadar kan istiyorsanız o kadar kan verelim size, ne kadar para, yeraltı ve yer üstü zenginlik isterseniz verelim size. Söyleyin ne doyurur sizin o midenizi. Söyleyin de hepsini hazır edelim, yeter ki elinizi çekin dünya mazlumlarının üzerinden. Çatlayıncaya kadar yiyin durmadan bu dünyada. Dünya sizin olsun ahiret ise o mazlumların olsun. Bize ahiret yeter. Siz gülmeye devam edin ama unutmayın ki son gülen iyi güler...

Biliniz ki 20 Haziran mültecilerin günü falan değil. Bugün olsa olsa sizin gününüz olur. Gününüz ve eseriniz kutlu olsun! 20/06/2017