Evin arka balkonu tam kafa dinlendirme yeri. Ne ses ne gürültü ne kir ne de pas. Çünkü ne caddeye bakar ne de sokağa. Sitenin 8-10 araçlık açık otoparkı var sadece. Karşımızda da birkaç bina. Onlar beni görmez, ben de onları.
Yaz demem, kış demem. Evde oldukça ara ara bu balkona çıkar, teşehhüt miktarı oturur, nefeslenirim.
25 Aralık sabahı da çıktım balkona. Ama balkon her zamanki gibi değildi. Yuvarlak masanın üstüne adeta is yağmış. Sandalye hakeza. Balkon demirleri ve kurutmalık da öyle.
Benden habersiz akşam bu balkonda mangal sefası mı yapıldı diye aklıma gelmedi değil. Yalnız bizim evde mangal sefasının siftahı yoktur.
Bir gariplik vardı. Belli ki hava kirli, adeta gökten is yağmış dedim. Sağa sola dokunmadan ve sandalyeye oturmadan ayakta üç beş dakika durdum. Sonrasında eve geçtim.
Evden çıkıp çarşı-pazar, eş-dost dolaştım.
Akşamında eve geldiğimde, kayın biraderin ablasının elinde bir bezle evi bir baştan öbür başa siler gördüm. Bu uğurda kaç bezi heba etti bilmem. Bildiğim, balkonda gördüğüm is tüm pencerelerin dışında da oluştuğu gibi evin içine de girmiş. Çünkü bezler simsiyah olmuş.
Bu neyin nesi demeye gerek kalmadan kayınvalidenin kızı, dün akşam kandil dolayısıyla yakılan lastiklerin isi bu dedi. Her sildiği yeri “şuna bak” diye bana gösterdi. Sanki lastikleri ben yakmışım, kandili ben kutlamışım gibi.
Meğer evin islenmesi sadece balkondan ibaret değilmiş. Turpun büyüğü evin içine kadar girmiş. Benim ev olmuş isli ev.
Hasılı, Konyalı belli yerlerde ve buldukları boş yerlerde lastik yakarak, üç ayların gelişini akşamın karanlığından gecenin geç vakitlerine kadar kutladılar. Gönüllerince eğlenip hoşça vakit geçirdiler. Sanki bizim evin içinde yakılmış gibi ertesi günü evin her bir yerini silmek bize düştü. Kısaca onlar eğlendi, ceremesini biz çektik.
Daha bu iyi günüm. Bu evin isinin gitmesi öyle alelacele silmekle gitmez. Yarın is tam çıkmamış. İki kadın çağıracağım denirse işte o zaman yandığımın resmi. Çıkan paraya mı yanarsın, akşama kadar girişi kapalı eve mi? İşin yoksa çarşı pazar dolaş dur.
Düşündüm de iyi ki önü arkası kapalı bir sitede oturuyorum. Ya bir de cadde üzeri bir yerde ikamet etseymişim, isten evin içine girilmezdi. Beterin beteri var. Buna da şükür.
Sadede gelirsem, kandiller kültürün bir gereği. Geçmişten günümüze kutlanıyor. Varsın yine kutlasın, bu gelenek devam etsin. Yalnız şu lastik ve ateş yakma işine bir son vermek lazım. Çünkü her yakılan ateş hem havayı kirletiyor hem evleri is dolduruyor hem de oksijen yerine is soluyoruz. İnan abartmıyorum. Lavaboda ihtiyacımı giderdim. Burnumdan is aktı. Görünen tablo, eskilerde kalmış soba kovasına kömür doldurma sonrası oluşan tablo.
Bu senenin fener alayı ve kandil kutlaması geçti. Önümüzdeki yıldan itibaren hava ve çevreyi kirletecek lastik ve odun yakma türü kutlamaya, uygulanan bir yasak konmalı. Yetkililerden caydırıcı müeyyidesi olan bir karar almasını bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder