Öldükten sonra insanın elinden tasarrufu da gider. Tüm iş ve işlemler geride kalanların iradesiyle yürür. Geride kalanlar bazen vasiyeti şu idi. Bunu yerine getiriyoruz dese de vasiyetin yerine getirilip getirilmediğini ölenin görmesi, itiraz etmesi mümkün değil.
Bir ayağı mezara girmiş bir fani olarak bu sayfada vasiyetimi cümle aleme duyurayım da olur ya birileri okur, okuduğunu unutmaz, cenazeme katılır, çocuklarımı cenazede görürse onlara vasiyetimi hatırlatır. Gençler, babanızın vasiyeti şu idi der. Tabi, çocuklarım cenazeme gelir, teçhiz ve tekfin işiyle ilgilenirse.
Vasiyetim:
Müslüman mezarlığına gömülmek isterim.
Cenazem İslami usullere göre kaldırılsın.
Cenazemin kalabalık olmasını tercih ederim. Cenazemde saf tutanlardan şayet haberdar olursam amma da sevenim varmış diyeyim. Benim haberim olmasa da cenazeme katılanlar kendi aralarında konuşurken merhumun seveni de pek çokmuş desin.
Baktınız ki cenazeme katılım pek olmayacak. Cenazemi birkaç cenazenin kalktığı ana kadar bekletebilirsiniz. Hatta hatırı sayılır birinin cenazesinin arasına sıkıştırabilirsiniz.
Bir de ölümümden defin sonrasına kadar merasimime katılanlardan bazıları bir kenara özellikle defin esnasında bir kenara çekilip de sohbet etmesin. Ha ha hi hi şeklinde gülmesin. Çünkü hiç yeri değil. En azından bu süreçte üzüntülü gibi görünsün. Hele cenazeme İkbal Hanım katılarak İnstagramda program yapmasın. Çünkü onun gülüşüne, laubali davranışına tahammül edemem.
Mezara koyduktan sonra toprak atmada yarışmayın. Acele edip tozu dumana katmayın.
Definden sonra telkinim pardon talkınım verilse de olur, verilmese de. Çünkü talkın kültürümüze sonradan girmiş bir uygulamadır.
Talkın önemli. Sonradan çıkmış olsa da bu merasim yerine getirilmediği zaman sağda solda talkını verilmedi diye hakkımda konuşulsun istemem. O yüzden bu adet de yerine getirilsin. Yalnız,
Talkınım herkesin anlayacağı şekilde Türkçe verilsin. Arapça talkın istemiyorum. Çünkü ben Türkçeyi zor bilen ve konuşan biriyim. Bana mezarlıkta tercüman aratmayın.
Talkında bana hitap edilirken “Ey Hatice oğlu Ramazan” şeklinde anamın adıyla değil de “Ey Ahmet oğlu Ramazan” şeklinde babamın adıyla hitap edilsin. Kısaca anam karıştırılmasın. Bankalar hatta GSM operatörleri bile anamı ve kızlık soyadını bıraktı. Siz de değişin artık. Lütfen babamla hitap edin.
Rabbin kim, peygamberin kim, dinin ne gibi beylik soruları sorup ardından kopya pardon cevap vermeyin. Bu verdiğiniz kopyaları zaten biliyorum. Kopya verecekseniz bilmediğim soruların cevabını verin.
Unutmadan söyleyeyim. Bilirim kabirde para, pul işleri yok. Orada para geçmez ise de hiç kullanmasam bile kefenimde bir hatta iki cep olsun. Orada üşürsem ellerimi cebime sokarım. Adet böyle. Eski köye yeni adet getirme demeyin. Cebi severim. Lütfen bu vasiyetimi ciddiye alın. Hatta gücünüz yeterse yeni moda penyelerden kaldırılan ceplere de bir el atın. Stilistler başka stillere yönelsinler. Ölüye cebi gereksiz görüyorsunuz, bari diriden esirgemesinler.
Sanırım meramımı anlatabildim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder