12 Kasım 2025 Çarşamba

Çin İşkencesiydi!

Kasım ve nisan aylarında yapılan ara tatilde öğrenciler bir hafta tatil yaparken öğretmenler de bu zaman diliminde mesleki çalışma yapar.

Ziya Selçuk zamanında uygulamaya konan ara tatilde seminerler yüz yüze olarak planlanmıştı. Eylül ve haziran aylarında yapılan seminerler yüz yüze yapıldı ama ara tatillerde yapılan mesleki çalışmalar hep uzaktan yapıldı.

Mevcut Bakan ara tatilde seminerler yüz yüze yapılacak açıklaması yapmasına rağmen "öğretmenler odasında" öğretmenlerden gelen talep üzerine hep uzaktan yapıldı.

Uzaktan yapılan seminerler, ÖBA'ya yüklenen videoları öğretmenler izlemek suretiyle mesleki çalışmayı yapmış sayılıyordu.

Kasım 2025 ara tatilindeki seminer de uzaktandı. Günler öncesinden duyurular yapılıp öğretmenler bilgilendirildi.

Kasım semineri diğer uzaktan yapılan mesleki çalışmalara hiç benzemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı çok önem vermiş. 15 saatlik bir seminer programı hazırlamış. Hazırlamakla da kalmamış. Tedbir üzerine tedbir almış.

MEB'in aldığı bu tedbirleri görünce, bu seminer bir güvensizlik semineri olmuş dedim. Öyle zannediyorum, bu seminer programını hazırlayanlar bir zaman öğretmen olmalı. Zamanında bu seminerleri görmüş olmalılar ki her türlü suiistimali önleyecek tedbirleri almışlar.

Semineri uzun bir uğraş sonucu dinleyip bitirdim. Bitirdim ama ben de bittim. Çünkü gördüğüm ve bize reva görülen bir Çin işkencesi idi. Belki de Çin işkencesi çok masum kalır.

Bu seminere niçin güvensizlik semineri ve Çin işkencesi dediğime gelince, tüm mesele şifreyle ÖBA'ya girip hazırlanan videoları dinlemekten ibaret değil:

ÖBA'ya giriyorsun. Videoyu tıklıyorsun. Sayfa dönüyor dönüyor. Ama video kolay kolay açılmıyor. Belli ki alt yapı çekmiyor. Çünkü giren sayısı fazla olunca alt yapı kaldırmıyor.

Videolardan geçtim. Kısa kısa sayfalar hazırlanmış. Her sayfa otomatik olarak diğer sayfaya geçmiyor. Bir elinle telefonu tutuyorsun. Diğer elinle de sürekli "ilerle" butonuna basmak zorundasın. Çoğu zaman da "ilerle" butonu aktif olmuyor. Sayfa donuyor. Ne ileri ne geri gidebiliyorsun. Mecburen sayfadan çıkıp yeniden giriyorsun. Bazen de İngilizce "Debug window could not be opened, popup blocker in place?" yazısı karşıma çıktı. "Hata ayıklama penceresi açılamadı, açılır pencere engelleyici yerinde mi?" demekmiş.

Her açılan sayfanın içinde bazı başlıklar, tarih ya da resim koymuşlar. Hepsinin üzerine tıklayıp yapılan açıklamayı dinlemeden diğerine geçirmiyor. Hepsi bitmeden ilerle butonu aktif olmuyor.

Her başlığın içinde özellikle bazılarına, 30 kadar alt başlık konmuş. Dinliyorsun, ilerle butonuna basıyorsun. İlerledikçe 30-33'e varıyorsun.

Her yeni konuya ya da başlığa başlarken o konu hakkında sorular sorup yazdırıyor.

İlk iki modülün sonuna anket, en sonuna da 15 soruluk değerlendirme soruları konmuş. Sınavı geçme puanı elli.

Değerlendirme sorularına gelmeden aralarda da sorular sorup cevap veriyorsun.

İşlenen konularda o kadar ayrıntıya girilmiş ki akılda kalması mümkün değil. Adeta her türlü teknolojinin tarihçesine yer verilmiş.

Bir elinle dinlerken ekran belli bir süre sonra kararınca, "bu adam telefonu bırakıp bir yere gitti. Beni dinlemiyor" diyerek konuşma da kesiliyor. Bu durumu görünce, sağına, soluna bakan öğrenciye bakma der gibi hissettim kendimi.

Bir elimde telefonu tutup diğer elim eğer sayfa donmamışsa, sürekli ilerle demek zorunda. Ah ilerle butonuna bir defa basınca ilerlese yine gam yemeyeceğim. Birkaç defa basmak zorunda kalıyorsun.

İzle, dinle, ilerle, anket, değerlendirme, videolar, gir, çık derken uğraş didin, bu semineri bitirdim. Bitirdim ama ben de bittim. Şu seminer uzaktan olacağına vara yüz yüze olsaydı bile dedim. Çünkü çekilir gibi değil. Zira tatil burnumdan geldi.

Bu semineri bu şekil hazırlarken, MEB sanki siz misiniz seminerleri uzaktan isteyen. O zaman alın, gününüzü görün dercesine bir seminer hazırlamış.

Hasılı, semineri bitirince, oh be dünya varmış dedim. Bundan sonrasını semineri bitirmeyen ve daha başlamayanlar düşünsün.

İşin içinde olmayanlar, abartma o kadar da demesin. Hiç abartı yok. Zira hiç çekemem. Çünkü siz eşekten düşmediniz. Beni anlamak için eşekten düşen biri lazım. Çünkü karşınızda eşekten düşen biri var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder