Ferritin değerinin düşmesi, diş tedavisi, endoskopi, ameliyat derken 4-5 sene kan bağışında bulunamamıştım.
5 Ağustos 2025 itibariyle nihayet kan verebildim. Üç ayı doldurur doldurmaz yine soluğu Kızılay kan merkezinde aldım.
Kan ve tansiyon kontrolünün ardından kan vermemde sakınca olup olmadığımı incelemesi için doktorun odasına gitmem söylendi. Doldurduğum evrakla birlikte kırmızı çizgiyi takip ederek doktorun odasına geçtim.
Doktoru görünce hafif bir şaşırdım. Çünkü doktor, bildiğimiz buğday benizli, beyaz tenli, sarışın, esmer değildi. Simsiyah biri idi. Belli ki yabancı bir doktordu.
Bakalım anlaşabilecek miydim?
Selam verdim. Selamımı aldı. Lütfen oturun dedi. Anladım ki kolay anlaşacağız. Çünkü doktor simsiyah olsa da düzgün bir şekilde Türkçe konuşuyor ve bizimkilerden farklı değildi.
Doldurduğum evrakı dikkatli bir şekilde inceledi. Evrakta evet dediğim kısımlara dair sorular sordu.
İncelemesi sonucunda ve sorduğu sorulara verdiğim cevaplardan kan vermemde bir sakınca olmadığına kanaat getirdi.
Doktorun söylediğine göre bu vereceğim kan ile birlikte Kızılay'a yaptığım kan bağışı sayısı 21 olmuş. Siz buna 41 kere deyin. Arkasını getirin. Bilin ki ölmezsiniz.Eğer herhangi bir mani olmazsa 65'ine üç yıl kalmış. O zamana kadar ne kadar bağışta bulunabilirsem artık.
Test için kanımı alan ve tansiyonumu ölçenden, evrakımı titiz bir şekilde inceleyen doktora ve kanımı alan hemşireye varıncaya kadar Kızılay kan merkezinde görev yapan tüm görevlileri her zaman olduğu gibi yine çok ilgili gördüm. Hepsi içten, candan, güler yüzlü, pratik, ve işinin ehliydi.
Kan vermek için buyur ettikleri koltuğa uzandım. Daha çocuk diyebilecek yaştaki kızımız bir çırpıda kan verme işlemini başlattı. Kıza sordum. Doktor bey nereli diye. Çadlı. Güzel Türkçe konuşuyor değil mi? Liseden beri Türkiye'de imiş dedi. Tıp fakültesini nerede bitirmiş dedim. Kayseri dedi.
Kısaca bu son bağışımda bir Çadlıya çattım. Zamanla yabancı doktorlar görev yapacak dedikleri bu olsa gerek.
Gördüğüm kadarıyla işinin ehli biri. Dil problemi de yok. Rengi yabancı olduğunu ele vermese konuştuğu dilinden yabancı olduğu anlaşılamaz. Yani bizden biri. Üstelik her bağışçının ardından gideceği yere kadar da eşlik ederek hem değer verdiğini gösteriyor hem de koltuğa sabit olmadığını.
Görünen o ki Çadlı veya başka ülkeli doktor veya başka meslekten yabancı uyruklu insanları şimdilik tek tük görsek de bundan sonra bu tip yabancıları daha fazla göreceğiz. Ki ben bizzat gördüm, muayene oldum ve konuştum. Hasılı, siz göremediniz. Kan vermediğinize yanın artık.
Bu Çadlı doktorun dışında daha önce Meram Tıp Fakültesinde annemi göz hastalıklarına götürdüğüm zaman annemi muayene eden, göz hastalıkları bölümünde ihtisas yapan doktor da yabancı idi. Filistinli Muhammed diye daha önce yazı konusu edinmiştim. Uzmanlığını bitirip Devlet Hizmeti Yükümlülüğü (DHY) için başka bir şehrimizde görev yapıyordur. Annemi muayene eden doktorun Filistinli olduğunu yanımdaki biri söylemese; tipinden, renginden, davranışından ve konuşmasından yabancı olduğunu anlamak mümkün değil.
Belli ki hekim olarak çalışan bu yabancılar Türk vatandaşlığına geçmiş olmalılar.
Bu Çadlı doktora göre öyle zannediyorum, bu ülke Avrupa. Bizimkilerden fırsatını bulanlar da soluğu Avrupa'da alıyor. Öyle zannediyorum, bizimkilere göre de bu ülke bir Ortadoğu ülkesi. Bu iş biraz memnuniyet meselesi.
Yabancı doktor bize gelecek, bizimkiler de Avrupa'ya gitmenin yoluna bakacak. Gelen yabancı da işinin ehli olsun, bizden giden de.
Yalnız devlet, emek sarf edip masraf ettiği, işini uygulamalı gösterdiği hekimleri bu ülkede tutmanın yollarını arayıp bulsa daha iyi olacak.
Not: Bu yazıyı paylaşınca, okuyucumun bir tanesi, "Kızılay'ın doktora verdiği maaş düşük olunca, Türk hekimleri Kızılay'da çalışmayı bırakıp, iş yabancılara kalmış" bilgisini paylaştı.

Merhabalar Ramazan Hocam.
YanıtlaSilKan bağışında bulunmuşsunuz ne güzel! Hem tebrik ederim, hem de geçmiş olsun dileklerimi iletirim. Ben de kan vermeyi çok severdim. Ben de kan verdim ama, sayı sizinki kadar çok değil. Ondan sonra da yaş 60 olunca olmaz dediler. En son kanı da 55-57 arası verdim galiba.
Doktorlara gelince, aynen yazınızda açıkladığınız gibi, katılıyorum.
Selam ve saygılarımla.
As, merhabalar Recep Bey. 65'e kadar alıyorlar bildiğim kadarıyla. Doktorun inisiyatif olmalı size söylenen. Halen 62 yaşındayım. Sağlığım yerinde olursa son raddeye kadar devam inşallah. Bizden geçti de gençlerin kan vermeyi rutine indirmesi gerek.
SilMerhaba Ramazan Bey,
YanıtlaSilYazınızı gerçekten keyifle okudum. Özellikle 60 yaşında bir blog yazarı olarak hâlâ böyle canlı, meraklı ve gözlem gücü yüksek bir şekilde yazmanız takdire değer. Gözlemleriniz sadece bir olayı anlatmıyor, aynı zamanda değişen toplumsal yapıya da ışık tutuyor.
“Çadlıya çattım” derken hem tebessüm ettiriyor hem de düşündürüyorsunuz. Yabancı doktorların artık sağlık sistemimizde yer almaya başlaması ilginç bir dönemin göstergesi.
Samimi, içten ve yaşanmış bir yazı olmuş. Kaleminize, emeğinize sağlık.
Merhabalar Nizamettin Bey! Duygu, düşünce ve iltifatlarınız için çok teşekkür ediyorum. Yorumunuz bana güç verdi. Çok sağ olun, var olun.
Sil