9 Ekim 2025 Perşembe

Paylaşımlarıma Dair

Kendi halimde nicedir bu alemde yazar çizerim.

Kendimce dert edindiğim bir meseleyi kendi penceremden, o anki haletiruhiye içerisinde çalakalem yazarım.

Yazarken bu konuda başkası ne düşünür, yazdığımdan dolayı birileri hakkımda ne düşünür diye düşünmem. İçimden geldiği gibi yazarım. Yazdığım illaki doğrudur, tek doğru bundan ibarettir diye bir iddiam hiç olmadı, olmaz da.

Yahu ben yazıp çiziyorum ama bu konuda mahallem ne düşünür diye de düşünmem. Çünkü fikir ve vicdan hürriyetine inandıklarını düşünürüm. Öyle ya Allah vermiş bu özgürlüğü. Kulu niye vermesin? Sonra kulun ne haddine...

Kısaca kim ayıplar kim yeter ki mimler diye düşünmem.

Öyle ya bu ülkede herkes her şeyi söyleme hakkına sahip.

Yazarken kendimi çok bilgili ve kültürlü de görmem. Dağarcığımda ne varsa onu yansıtmaya çalışırım.

Buna ister cehaleti deyin ister başka bir şey. Yaptığım koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misali Abdurrahman Çelebi olmak.

Yine yazarken yazdığım her bir şey kendi özgün düşüncem ve cümlelerim.

Başkasını etkileyeyim diye bir iddiam yok. Ki zaten böyle bir gücüm de yok. Zira herkesin fikri ve zikri kendisine.

Sayfalara içimi dökmek, o konuda kafa yormak benimki.

Yazdıklarımın bir kısmını da sosyal medyada paylaşıyorum ki ben bu konuda böyle düşünüyorum. Siz ne dersiniz demek istiyorum.

İlla siz de böyle düşüneceksiniz diye bir iddiam yok.

Görüşümde olan olursa, bu konuda yalnız değilim. Demek ki benim gibi düşünen de var diyorum.

Düşünceme katılmayan da olur. Bu da doğaldır. "Bu görüşünüze katılmıyorum. Şundan dolayı. Ben böyle düşünüyorum" diyenden hiç gocunmam hiç de gücenmem.

Yazılarımı isteyen beğenir isteyen beğenmez isteyen yorum yazar isteyen yazmaz. No problem.

Yazılarıma yorumla olumlu olumsuz katkı sunan herkese cevap yazmayı saygının gereği görürüm.

Ama yazılarıma yorum yaparken bana ayar vermeye çalışanlara,

Niyet okuyuculuğu yapanlara,

Nem kapanlara,

Nasıl böyle yazarsın, senden hiç beklemezdim diye ayıplayanlara,

Birilerinin temsilciliği görevini üstlenenlere,

Karşı mahallenin ağzı gibi yazıyorsun, onlara şirin görünmeye çalışıyorsun diyenlere,

Yazılarımı ön yargılı okuyanlara,

Yazımdan çıkarılmayacak anlam çıkaranlara,

Kutuplaşmanın tarafı rolünü üstlenenlere,

Yazılarıma tepeden ve üstenci bakanlara, dudak bükenlere,

Özellikle kaba ve bozuk üslupla suçlayıcı yazanlara,

Yazarken saygı ve nezaketi elden bırakanlara...

Rezervim var.

Bu tipler yazılarımı ne okusun ne de sayfamda boza pişirsin. Akıl vermeye kalkmasın. Uzak dursunlar benden.

Bilsinler ki onlar gibi düşünmek zorunda değilim.

Kimseye şirin görünme gibi bir niyetim hiç olmadı.

İyi niyetle yazımı okuyup dostane uyarıda bulunanlara saygım her daim var. Ama kendisi gibi düşünmediğim için saygıyı elden bırakanlara, hop oturup kalkanlara hiç saygım yok.

Hele bozuk ve kaba üslubuyla, benim sayfamda bana ayar vermeye kalkanlara tavsiyem şudur: Sayfamı kirletmeyin. Sayfamda boza pişirmeyin. Bunun yerine kendi sayfanızda istediğiniz görüşü, istediğiniz üslupla yazın. Ama yazınız kendi öz mahsulünüz olsun. Bir de benimle olan sanal arkadaşlığınızı da sonlandırın. Kısaca beni bana bırakın.

3 yorum:

  1. Merhabalar.
    Uzun bir süre yazılarınızı okur ve yorum yazarım. Ama sizin serzenişte bulunduğunuz şekilde ben hiç yorum görmedim.
    Selâm ve saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Recep Bey. Blogda haklısınız. Çünkü blogda yorum yok. Sizin ve adsız tek tük yorum olur. Bunlara teşekkür ediyorum. Seviyeli ve katkı sunan yorumlar. Benim serzenişte bulunduğum yorumlar Facebookta paylaştığım bazı yazılarıma yapılan yorumlar üzerine. Siz bu alemde olmadığınız için görmüyorsunuz. Kastım bu idi. Teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil