17 Ekim 2025 Cuma

Mirasta Paylaşım Sorunumuz (2)

Bir önceki yazımda İslam miras hukukunun bugün Müslümanların bir yumuşak karnı olduğundan, pek gün yüzüne çıkmasa da alttan alta bir kaynamanın olduğundan, miras paylaşımının, çoğu ailelerde özellikle kız çocuklarında kırgınlıklara sebebiyet verdiğinden bahsetmeye çalışmıştım.

İslam hukuku kadın ve erkek arasında miras paylaşımı yaparken 1/2 oranını belirtmesinin gerekçelerini şöyle sıralayabiliriz:

İslam, kadın erkek arasında 1/2 oranını koyarken her türlü sorumluluğu erkeğe yüklemesinden dolayı bu eşitsizliğin olduğu fıkıhçılar tarafından açıklanır: Kadına yüklenen sorumluluk ev işleri ve çocuk büyütmek. Hatta kadın çocuğunu bile emzirmek zorunda değil. Gerekirse süt anne ister. Diğer her türlü sorumluluğu erkeğe verir. Anne babanın bakımı, görüp gözetilmesi, evin her türlü ihtiyacının karşılanması erkeğin sorumluluğunda. Zaten kadın bir alırken, kocası da iki almak suretiyle yine herkes üç pay almış oluyor, böylece herkes eşit alıyor şeklinde izah yapılır.

Genelde kadın bir, erkek iki alır şeklinde bilinse de İslam miras hukukunda paylaşım, farklı farklıdır. Annenin oranı, eşin oranı bile bellidir ve her biri farklı oranlarda mirastan pay alır. Vereseler arasında erkek yoksa, bir kız varsa malın yarısını, iki ve daha fazla kız var ise mirasın 2/3'ünü alır. Mirasın geri kalanını ise ölen erkek kocanın kardeşleri kendi arasında pay eder. Erkek eş vefat ettiği takdirde, sağ kalan kadın eş eğer çocuğu yoksa mirastan 1/4 oranda pay alır. Ancak vefat eden erkek eşin çocuğu varsa, sağ kalan kadın eşin miras payı 1/8'dir. Gerisini erkeğin kardeşleri kendi aralarında pay eder.

Burada diyebiliriz ki İslam sorumluluğa göre mal paylaşımını öngörmekte.

Kendi içinde mantıklı görünen bu izahlara şöyle eleştiri getirilebilir:

Bugün kadın da erkek de çalışıyor. Her ikisinin de sorumluluğu var. Evin geçiminde kadının da katkısı var. Yine anne baba bakıma muhtaç hale geldiğinde kadın da anne babasına bakıyor. Bu durumda her türlü sorumluluk eşitse kadının erkek kardeşine göre eksik alması durumunu nasıl izah ederiz? Her türlü sorumluluğun eşit olduğu günümüzde bu şekil paylaşım ne derece adalete uygun?

Fıkıhçıların açıkladığı gibi kadın bir, erkek iki alarak durum eşitleniyor izahı da havada kalıyor. Çünkü kimi, medeni hukuka göre paylaşım yapıyor kimi de İslam hukukuna göre yapınca eşitleme olmuyor.

Bir diğer husus açıklama kadının evlenmesi üzerine. Bugün evlenmeyip bekar kalan kadınlar da var. Anne babasıyla birlikte yaşıyor. Belki de anne babanın her türlü sorumluluğunu üstleniyor.

Yine ölen kişinin birinci derece vereseler kız ise mirasın hepsini alamaması, bila veled olan kadının malın 1/4'ünü aldıktan sonra geriye kalan malın erkeğin kardeşleri arasında pay edilmesi de günümüzde izaha muhtaçtır. Ne kadar izah edilse de elinden baba malının bir kısmının alınmasına ya da çocuğu olmayan kadının kocasından kalan tüm malı alamaması günümüzde pek anlaşılamıyor.

Tanıdığım, her ikisi de dindar ve mütedeyyin iki aile var. Birinin üç kızı vardı. Babaları öldü. Amcaları ve babaanneleri de mirasa ortak oldular. Diğeri de çocuğu olmayan bir aile idi. Kocası vefat edince kocasının kardeşleri şeriata göre paylaşım yaptılar. Yalnız paylaşıma rağmen sorun bitmedi. Her iki aile de kırgın ve kızgın. Erkeğin kardeşlerinin mirasa ortak olmasını çökme olarak görmekteler.

Eskisi gibi kardeşlerin işi ortak ya da bir olsa, gelir ve giderleri tek elden giderilse ya da kardeşleri vefat edince onun yetimlerine amcalar baksa, onları görüp gözetse, dersin ki bu paylaşım normal. Ama bugün herkesin evi, barkı, işi, gücü ve kazancı ayrı. Kişinin kazandığında kardeşlerin payı yok. Birinin başına bir şey geldiğinde kolay kolay elinden tutan yok. Bu durumda paylaşım şöyle olacak. Biz buna ortağız demek çok anlaşılır gibi değil.

Burada İslam'ın miras hukukunu eleştirme gibi bir niyetim yok. Bu konuyu ele alırken İslam miras hukuku değişsin, günümüzde yeri yok iddiasında değilim. Yalnız İslam böyle emrediyor, herkesin alacağı oran ayetle ortaya konmuş. Üzerine söz söyleme hakkımız yok demek de bu sorunu çözmüyor. Elde bir sorun var. Bu sorun nasıl aşılır derdindeyim. Unutmayalım ki izah edemediğimiz ve ikna edemediğimiz doğru, doğru değildir.

Burada kimsenin böyle bir sorunu yok. Yok yere ortaya sorun çıkarıyorsun da denebilir. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi müftülüğe gelip fetva soran çokça kadının sorularından biri boşanma üzerine ise diğeri de miras üzerine olduğunu yeri gelmişken tekrar hatırlatayım. Öyle ya sorun yoksa kadınlar müftülüğe gelip niye fetva istesinler.

Bu sorunu ele alma sebebim, bugün sorun gibi duran bu konuyu nasıl aşabiliriz üzerine kafa yormak. Çünkü ayetin indiği zamanki sorumluluklar bugün değişmiş durumda. Ayet herkesin oranını belirttikten sonra "Bunlar Allah'ın sınırları" derken bu oranları alt sınır olarak ele alabilir miyiz ya da sorumluluklar değiştiğine göre oranlar da değişebilir mi üzerine kafa yormaktır. Öyle ya indiği dönemde paylaşımda adaleti esas alan miras paylaşımını, bugünün sorumluluklarını göz önüne alarak sorumluluğa göre yapabilir miyiz? Aile içindeki fertlerin üstlendiği sorumluluğa göre adil bir paylaşım ortaya koymak miras ayetini değiştirmek değil, anlamaktır bana göre. Çünkü toplum yapısı ve şartlar değişmiş ise oranları da şartlara uygun şekilde düşünmek gerek. Tek kıstas, fertlerin yüklendiği sorumluluk olmalı. Sadece kan bağı ya da erkek, kadın olmak miras paylaşımında esas olmamalı diye düşünüyorum.

Medeni kanunun belirlediği gibi kızın ve erkeğin eşit paylaşımı sorunu çözüyor mu? Bu da çözmüyor. Ama en azından eşit bir paylaşım var denebilir. 

Bu durumda sorunları almak için paylaşım nasıl olmalı? Bunu da bir başka yazımda ele almak isterim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder