İnsanımız oturduğu yerden ahkam keser, mangalda kül bırakmaz, bir kendisinin doğru düşündüğünü sanır. Kendi düşüncesinden başka doğru olabileceğine kat’a inanmaz. Buna kendi aklına hayran hatta aşık demek lazım.
Mesela bu tipler tek partiye karşı çıkar. Demokrasinin gereği olarak çok parti olmalı. Partiler arasında rekabet olmalı ve eşit şartlarda yarışmalı, biri diğerinin alternatifi olmalı türünden şeyler söyler durur.
Bu tiplerin demokrasiden anladıkları, içki şişesinin şişede durduğu gibi durduğunu sanmaları. Halbuki göze, kulağa ve gönle hoş gelir demokrasi. Hele bu topraklarda demokrasi bir numara büyük gelir.
Durum bu iken bilmiyorlar ki en tehlikeli yönetim şeklinin demokrasi olduğunu. Kısaca demokrasi demek problem demektir. Çünkü, demokrasi çok sesliliktir. Her kafadan bir ses çıkar. Çıkan her ses ise kafa ağrıtmada ve ütülemede birebir. Önüne gelen ülkeyi ben yöneteceğim diye parti kurmaya kalkar. Eğer bir ülkede birden fazla parti varsa o ülkede o kadar ayrışma var demektir. Her ayrışma bölünmeye ve gruplaşmayı beraberinde getirir. Zira parti demek hizip demektir. Hizipçilikte ise huzur ve barış olmaz. Çünkü o bu partili, bu şu partili olur. Hepsi de benim partim daha iyi diye yarışır durur. Seçimlere girer. Sandıkta önüne bir metre uzunluğunda bir oy pusulası gelir. Oy verme yerinin loş ışığında vereceğin partiyi ara dur artık.
Halbuki tek partide ayrışma, bölünme ve gruplaşma olmaz. Herkesin tek partisi olur. Kimse kimseye sen şucusun, bucusun demez. Kimse dışlanmaz. Sandıkta uzun oy pusulası olmaz. Böylece en büyük kamu tasarrufu sağlanmış olur. Oy verme yerine giden epey oyalanmaz. Oy pusulasını zarfa koymak için uğraşmaz. Girdiğiyle çıktığı bir olur. Çünkü tek kişi oylanacaktır. Oy verme işlemi erkenden biteceği için sonuçlar aynı gün öğle vakti açıklanır. Böylece zaman tasarrufu sağlanmış olur.
Kazanan aday baştan belli olduğu için kimse seçim sonuçlarını merak etmez. Siyasete bel bağlamaz. Şu bizi kurtaracak demez. Herkes koşa koşa sandığa gitmez. Katılım düşer ama demokrasi daima kazanır.
Tek parti olduğu için 7/24, 365 gün siyaset konuşulmaz. Konuşacak konusu olmayan vatandaş işine kendini verecek. Böylece ülke ekonomisi çağ atlayacak. Cari açık cari fazlaya dönecek. Ülkenin enflasyon diye bir derdi olmayacak.
Kısaca tek partinin faydası say say bitmez.
Yine de demokrasinin gereği olarak her şeye rağmen birileri alternatif olacağım, ben de ülkeyi yönetmeye talibim diye parti kurmaya kalkar. Bunun önüne geçmek için tek partinin dışında kurulan diğer partileri kapatmak çözüm değil. Çünkü kapatırsın, bir başka adla yeniden kurulur. Öyle bir şey yapacaksın ki diğer partileri anasından doğduğuna pişman edeceksin. Kapatmaktan beter edeceksin. Eski askerlikte askeri oyalamak için mantık dışı yollara başvurulduğu gibi onları içişleriyle oyalayacaksın. Birbirine düşüreceksin. Sakın, ne yapabilirim deme. Zira sen bir şey yapmayacaksın. Maşa varken elini ateşe sokmayacaksın. Yeter ki iste. Değişik yollara tevessül edeceksin. Birinden sonuç alamazsan diğerini devreye sokacaksın. Onlar birbiriyle uğraşırken sen keyif çatacaksın. Böylece her seçimi kazanacaksın ve bu demokrasiden hiç ümidini kesmeyeceksin. İyi ki demokrasi var diyeceksin.
Merhabalar.
YanıtlaSilSözel ironide üstünüze yok! Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
As. Merhabalar. Eyvallah, çok teşekkür ediyorum. Bilmukabele.
YanıtlaSil