5 Eylül 2025 Cuma

Kayınvalideye Bakmanın Hükmü

Uzun süredir görüşmediğim Avrupa’da yaşayan bir gurbetçi ile teşehhüt miktarı oturup çay içtik.

Şuradan, buradan derken biraz lafladık. Belli ki dertli imiş.

Annesi yaşlı. Bakıma muhtaç hale gelmiş. Yatağa bağlı yaşıyormuş.

Bir ara karı koca bakıcı bulup öyle idare etmişler.

Böyle olmayacak diye yaşadıkları yere götürmüş.

Kız kardeşine, “Annem bakıma muhtaç bakar mısın diye sormuş. “Bakamam” cevabını almış. “Bakman karşılığında şu kadar para verelim” deyince, o zaman bakarım demiş.

Hazıra dağ dayanmaz. Birikmiş para da suyunu çekmeye başlamış.

Erkek kardeşine, “Gün gün sırayla bakalım. Abinle bir görüş haber ver” demiş.

Dönüş olmayınca küçük erkek kardeşine konuyu kendisi açmış, “Anneme sırayla bakacağız. Tamam mı” demiş.

Kardeşi epey bir düşünmüş. Sonunda ağzındaki baklayı çıkarmış: "Abi, araştırdım. Sordum soruşturdum. Gelinin kayınvalideye bakması farzı ayn değilmiş" deyince, ağabeyi şaşırmış ve eklemiş: "Oğlum, namaz kılman, oruç tutma, dini vecibelerini yerine getirmiyorsun. Farz nedir de bilmezsin. Ne ara farzı ayını öğrendin? Sen bu kadar dindar mıydın" demiş.

Bu üzücü anekdotta en ilginci kardeşin farzı ayın değilmiş demesi. Ağlanacak hale gülmekten kendimi zor tuttum. Öyle ya farz değilse, gelin niye müstehap ya da mubah olanla uğraşsın.

Kardeşin biri böyle yan çizince, bir bakıcı ayarlamak için babasına, üzerindeki dükkanı atmasından başka çare kalmadığını söylemiş.

Rakam aklımda yanlış kalmadıysa, bin avro karşılığında bir bakıcı tutmuşlar.

Gurbetçinin içini döktüğü bu duruma ne denir bilmem ama olsa olsa aile dramı denebilir dedim. Bu durumda olan aile sayısının da az olduğunu düşünmüyorum. Yeter ki anne babadan biri ya da ikisi bakıma muhtaç hale gelsin.

Bu hal kardeşlerin arasında soğuk rüzgarların esmesine sebebiyet veriyor. Bakardın, bakmazdın, bakıcı bulalım, şöyle olsun, böyle olsun, benim işim var, ben hastayım, sen şu kadar baktın, ben bu kadar baktım tartışmaları sürüp gidiyor.

Bakıcı bulalım dense, anne baba razı olmuyor. Ben sizi boşuna mı büyüttüm. Beni bakıcı eline mi bırakacaksınız demek suretiyle bakıcıya rıza göstermiyor.

Anne babayı zor kötek bakıcıya ikna etsen, bakıcı parası az uz ile olmuyor. Haydi para ver, bakıcı tutacağız desen kardeşlerden biri param yok deyip yan çizebiliyor.

Gurbetçinin babasının bakıcı için satılacak yeri varmış. Ya satılacak emvali olmayanlar ne yapsın?

Pek dillendirilmese de muhtaç anne ve babaya bakım ileride bu toplumun başını çok ağrıtacağa benziyor.

Bu sorun nasıl aşılır bilmem. Ama şu var ki büyük insana bakmak hem bakan için hem de bakılan için zor bir durum.

Bakıma muhtaç anne baba için en zor olan da evlatları tarafından kendilerinin yük olarak görüldüğünü anne babanın hissetmesi. Bu durum ölmekten beter bir durum olsa gerek.

Konu buradan açılmışken bir yıldır muhtaç durumdaki kayınvalidesine bakan bir arkadaşın anlattıkları da üzücü.

“Annesi de olsa hanım bıkıp usandı. Kayınbirader, ‘Hanım istemiyor’ diye evine almıyor. Diğer kızına gitmek istedi. O kızı ‘bakamam’ dedi. Bir de o kızının çocukları teyzelerini arayarak ‘o kadın anneme gelmeyecek’ demişler.

O kadın dedikleri de anneanneleri. Vay be!

Haydi bir tane daha anlatayım. Bir öğretmen, evinde hem abisine hem de annesine yıllarca bakıyor. Her ikisi de yatalak. Diğer kardeşleri bakmamış. Her ikisi vefat ettikten sonra diğer kardeşleri mahkemeye başvurarak, ‘Abimiz, şu kadar yıl annemizin evinde oturdu. Oturduğu süre boyunca ev kirasını ödemesini istiyoruz’ davası açmışlar.

Bir aile faciası da bu. Bu hikayede abi ve anneye bakan kişi diğer bakmayan kardeşler tarafından takdir edileceği yerde kardeşler kira derdine düşmüşler.

İnanın, bakıma muhtaç anne babanın dramlarına yer versem, sayfalar yetmez. En iyisi bu kadarla yetineyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder