28 Mayıs 2025 Çarşamba

Ders Programı Benim İşim

Bir liseye müdür olarak atandım. İlk müdürlüğüm. İkinci dönem için ders programı hazırlanacak. Müdür yardımcısı ders programı yapmayı bilmediğini söyledi. Öğretmenler yapıyormuş programı.

Böyle olmaz, ben bir başkasına yaptırayım dedim. Cihanbeyli'de görev yapan bir okul müdürüne telefonla öğretmen bilgilerini, ders yükünü söyleyerek program yaptırdım. Hafta sonu buluşup yapılan ders programını aldım. Ders programı istediğim gibi olmamıştı ama hiç yoktan iyiydi.

O dönem iki, üç defa ders programını yine bu şekilde değiştirdik.

Bu şekil taşıma su ile bu iş olmaz deyip bir firmadan ders programı satın aldım. Acemi olarak başladığım ders programı yapımında kısa zaman ustalaştım.

Program güzel olsun diye öğretmenlerin ders programlarını tek tek incelerdim. Bir kişinin ders programını beğenmezsem yaptığım ders programını bozar, yenisini yapardım. Herkesin programı güzel ve düzgün olsun diye yaptığım programı bozarak otuz defa program yaptığım olmuştur.

Program yapmadan önce öğretmenlerden yazılı isteklerini alırdım. Öğretmenlerin çoğu Konya'dan gidiş geliş yapardı. Ders yüküne göre her öğretmene boş gün ayarlamaya çalışırdım.

Bir toplantıda ilçe yöneticileri, "Burada okul müdürleri olarak karar alalım. Hiçbir öğretmene boş gün vermeyelim. Ders yükü ne olursa olsun, beş güne yayalım" dediler. Ardından oylamaya geçildi. Benim dışımda herkes el kaldırarak tamam dedi. Bana, "Siz niye kaldırmıyorsunuz" dendi. Öğretmenlere bir gün boş gün vereceğim. Çünkü ilçede uzman doktor yok. Her bir öğretmen hastaneden Konya'ya sevk yaptırıyor ve Konya'daki hastanelerden muayene, tahlil ve tetkik yaptırmak suretiyle o gün okula gelmiyor. Dersler de boş geçiyor. Boş gün vereceğim ki öğretmen o boş gününde hastane işlerini halletsin dedim. "Öğretmenler sizin bu iyi niyetinizi kötüye kullanır" dediler. Kullanmazlar. Toplantıda onlara, arkadaşlar! Ölüm, kalım, yaralama olmadığı müddetçe randevularınızı boş gününüze denk getirin. Benim B planım yok. Çocukların dersleri boş geçmesin. Sabah ayağa kalkabiliyorsanız, hasta da olsanız, okula gelin dedim. Şu ana kadar da öğretmenlerim bu hassasiyetime riayet ettiler. Bundan sonra da aynı duyarlılığı göstereceklerine inanıyorum dedim. Ardından ayrıca boş gün vermez isem, ek ders kararına göre ayda dört defa sevk alan bir öğretmen yüz yüze eğitim yaptığı kabul edildiğinden zaten ek dersi kesilmiyor. Öğretmen kötüye kullanmak istese haftada bir sevk alır, yine bir gününü boşa çıkarır dedim. Bu izahıma rağmen oy çokluğu ile karar alındı. Her müdür beş güne yayacak şekilde programlarını hazırlayıp öğretmenlere tebliğ tebellüğ etsin. Biz de bu kararın uygulanıp uygulanmadığını yerinde görmek için okullara geleceğiz" dediler.

Tüm okullar beş güne yaydı öğretmenlerinin ders programını. Ben ise söz ve gerekçemin ardında durdum. Bu kararı uygulamadım.

İçe merkezinde çalıştığını belirten ama ilçede o isimli bir öğretmenin olmadığı bir kişinin, BİMER'e (şimdiki CİMER) şikayet ettiği yazı da ilçe MEM'e ulaşmış. "Bazı okullar bir gün boş verdiği halde bazı okullar boş gün vermiyor. Haksızlık bu" şeklinde.

Bir gün iki şube müdürü okula gelerek ders programını inceledi. İfadeni almak zorundayız. Kararı uygulamayan tek müdür sensin. Bir öğretmenin mağduriyet dilekçesi var" dediler. Tamam, vereyim ifademi dedim. Ben söyledim. Onlar yazdılar. 

Aradan birkaç hafta geçtikten sonra bir vesileyle şube müdürlerinin odasındayım. Şefleri bir yazı getirdi. Yazıyı görünce yüzleri asıldı, moralleri bozuldu. Aralarında fısır fısır konuşmaya başladılar. Şöyle yapsaydık, böyle yapsaydık türünden konuştular.

Hayırdır, kötü bir durum mu var dediler. "Yok bir şey" dediler önce. Sonra bir tanesi "Oldu olacak, ver okusun" dedi. Sonra bana uzatmadan bir tanesi okudu. Teftiş kurulu başkanlığından geliyormuş yazı. "Herhangi bir veli ya da öğrencinin ders programından dolayı mağdur olduğuna dair bir şikayet dilekçesi olmadan müdür hakkında inceleme başlatılıp soruşturma açılması isteğiniz uygun görülmemiştir" içerikli bir cevabi yazı idi gelen. Meğer bizimkiler, benim ifademi ekleyerek soruşturma izni için il milli eğitime yazı yazmışlar.

Ardından ne yapalım istişaresine giriştiler. İsterseniz ben size birkaç öğrenci ayarlarım dedim. Gülüştük. Tamam, böyle kalsın deyip bu meseleyi kapattılar.

İdareciliği bıraktığıma bakmayın. Ders programı yapımında zorlanırsanız, bir telefon kadar yakınım. Böylece öğretmenlerin hayır duasını almış olurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder