Düşmez kalkmaz bir Allah ise de düşmeyen, kalkmayan insanlar da vardır.
İşini düzgün yapan, çağı okuyabilen, çağa uygun kendini geliştiren insanlar ayakta kalır ve başarılı olurlar.
Bir de tüm işini, fikrini, zikrini düşman üzere kuranlar vardır. Bunlar bir başına bir anlam ifade etmezler. Bunları anlamlı kılan ve başarıyı ayaklarının altına seren ise düşman bulmaktır.
Ne alaka düşman demeyin. Bu tipler tüm eforlarını düşman bulmaya harcarlar. Düşmanla yatıp düşmanla kalkarlar. İnsanları etkilemek için hep düşmanıyla korkuturlar. Düşman gösterilenden korkan da şemsiyesinin altında toplanır.
Bulunan bu düşmanlar alt edebileceği kişi ve zihniyetten olmalı. Değilse bir varlık gösteremezler.
Bulunan bu düşmanlar ezeli olabileceği gibi dönemsel ve konjonktürel de olabilir.
Ezeli düşman şeytan gibidir. Onunla hiç kavgası bitmez. Kimse de şeytanla birlikte hareket etmediği gibi şeytanı da savunamaz. Şeytandan korkan bir bakmışsın yanı başında kenetleniverir.
Ezeli düşmanı alt etmek için çok bir çaba göstermesine gerek yok. Çünkü şeytana dair malzeme çoktur. Şeytan da buna teşnedir zaten. Sureti haktan görünmek, hamaset yapmak, milli ve manevi değerleri dile getirmek ve algılar oluşturmak fazlasıyla yeter.
Bu ezeli düşman çantada keklik.
Bir de konjaktürel düşman edinmeler vardır. Bunun için önce düşmanı belirlemek, onların yaptığı kötülükleri bir bir sıralamak. Bunlar var ya bunlar şöyle kötüdür, bunları yapmıştır deyip insanları korkutmak ve bu yeni düşmanla mücadele etmek ya da mücadele eder görünmek var.
Zaman ve zemine göre böyle düşmanlar üretmek, başarıyı getiren ve hep ayakta tutan en kolay yoldur. Çünkü bunlardan ekmek yer. Değilse açlıktan ağzı kokar.
Başarı için sürekli aynı kişi ve zihniyetleri düşman bellemek gerekmez bunlar için. Bugün düşman seçtiğini bir bakmışsın bir başka zaman yanına çekmek suretiyle can ciğer kardeş oluverirler. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez. Dün düşmanlık yaparken söylenen sözlerin yerini daha güzel sözler alır.
Hasılı bazı kişiler düşmansız yaşayamaz. Düşmanla ayağa kalkar, düşmanla ayakta tutunur, düşmanla başarıdan başarıya koşarlar. Dşman ve düşmanları sayesinde ekmek yerler. Hiç düşmanı kalmasa yok olur giderler. O yüzden sürekli düşman üretmek zorundadırlar.
Bu yolda etkili olmanın yolu da düşman bellediğini düşman belleyecek çoğunluğu ikna etmektir. Bu da bu tipler için çocuk oyuncağı gibidir. Çünkü ikna olmaya kani o kadar çok insan var ki. Yeter ki ikna edecek korku salınsın. Korkunun ecele faydası olmasa da insanları hizaya getirmede üstüne yoktur.
Siz siz olun, başarılı olmak ve başarmak için her yolu mubah görüyorsanız, insanlara korku salacak ve insanları kutuplaştıracak düşman belleyin, düşman üretin. Bir de tüm bunları yaparken dini elden bırakmayın. Hamaseti söylemeye gerek yok. Zaten hep sureti haktan görüneceksiniz. Göreceksiniz, hiç sırtınız yere gelmez. Demedi demeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder