9 Mart 2025 Pazar

Vebali Büyük Sorumluluklar

Evlat hayırsız çıkar. Ceremesini sadece aile çeker.

Baba tam görevini yapmaz. Perişanlık aileyle sınırlı kalır.

Bir boşanma olur, ceremesini varsa çocukları çeker.

Bir sınıftaki yaramaz bir öğrencinin zararı o sınıfla sınırlıdır. 

Deprem olur. Depremin zarar ve etkisi o bölge insanıyla sınırlı kalır.

Bir öğretmenin kötü ders işlemesi ve dersinden öğrencileri nefret ettirmesi, sadece öğretmenin dersine girdiği öğrencileri kötü etkiler.

Bir camide göre yapan bir imam hatibin görevini kötü yapması, yanlış söz ve eylemlerde bulunması sadece mahalle cemaatini etkiler.

Bir aşiret ağasının zulmü marabasıyla sınırlı.

Bir ilçe kaymakamının kötü yönetimi o ilçe insanını etkiler.

Bir valinin ilinde asayişi sağlayamaması o il ile sınırlı kalır.

Mahalle bakkalının fahiş fiyatla ürün satması mahalle müşterilerine zarar verir.

Sarhoş olup sağa sola sataşan bir sarhoşun zararı, elinin uzandığı kişilerle sınırlıdır.

Eşini aldatan kendi yuvasını yıkar. Ailesi etkilenir.

Bir memurun işini savsaklaması o dairenin işlerini aksatır.

Örnekleri çoğaltabilirim. Verdiğim örnekler hep kötü örnek üzerine. Bunun tersi de mümkün. Görevini iyi yapan kişilerin faydası da hitap ettiği alanla sınırlıdır. Sadece etkilediği kişiler faydalanır.

Bir de ülkeyi ilgilendiren ekonomi, siyaset, dış politika, savaş, hayat pahalılığı, terör, adalet vs. gibi konular vardır ki zamanında tedbir alınması, aksayan yönlerin iyileştirilmesi, yerinde ve zamanında karar alınması tüm memleket insanının yararınadır. Aksi tüm memleket insanının ceremeyi çekmesidir. Çünkü yanlış karar ve politika, o ülkede yaşayan herkesi etkiler. Bu etki yıllar yılı sürebilir. O yüzden ülkenin geleceğine dair etkili, yetkili ve de sorumlu kişilerin vebali daha büyüktür.

4 yorum:

  1. Merhabalar Ramazan Hocam.
    Olayı çok güzel örneklerle ve de çok güzel bir şekilde izah etmiş ve anlatmışsınız. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.

    Ülkeyi ilgilendiren büyük veballere gelelim. Bir ülke her şeyiyle kötü yönetiliyorsa, sorumlu kişilerin vebali büyük. Peki bu büyük vebal, seksen beş milyonun sorununu çözecek mi? Sorumlular büyük veballeriyle kalıyorlar ve hala kötü yönetmeye de devam ediyorlar. Nasıl olacak? Bu büyük vebalden etkilenen seksen beş milyon insanın sorununa çözüm mü olacak? Hayır!..

    Sayın hocam, ülkeyi bu hale getirenlerin hiç birinde Allah korkusu, ahiret korkusu yok, ben öyle zannediyorum ki bunların inanç ve imanları da yok! Bunlar, kendilerine Cenab-ı Peygamberi değil, Emevileri örnek alıyorlar. Var mı bunun daha doğru bir açıklaması?..
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Büyük vebal 85 milyonun sorununu çözmez. Daha az derinleştirir. Bu halleriyle ülkeyi yönetmeye devam ederler. Niye etmesinler. Nasılsa vebali büyük olsa da hesap sıra yok. Sandıktan bir daha çıkamam korkusu yok. Çünkü ülkede kahtı rical durumu söz konusu. Alternatif çıkmayınca kaybetme korkusu da olmuyor.
    İnançları nedir bilmem. Ama ayet ve hadis ağızlarından düşmüyor yalnız. Kimsenin iç halini bilme imkanımız yok. Yalnız yönetenler etki ve yetki kullanır. Nimetinden faydalanır ama sorumluluk üstlenmezler. Halk çeker bedelini. Burada yönetenlerin büyük vebali olmasına rağmen bunları haka kurtarıcı gören, kötü icraatlara sesimi çıkarmayan büyük Kesimin vebali daha büyük. Görevini yapmadan zirvede duracaksa niye çalışsın değil mi? Bizim halkımızın durumunu da şu anekdot güzek ortaya koyuyor: Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiçbir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilememiş.
    Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya ölülerin kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir. Hasta "tabii ki kanamaz, çünkü ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur" der.
    Bunun üzerine psikiyatrist küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır. Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir.

    "Lanet olsun! Ölüler de kanarmış."

    İbni Sina’nın dediği gibi: Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Sayın Hocam.
      Çok güzel izah etmişsiniz. Teşekkür ederim. Kaleminize ve gönlüne sağlıklar dilerim.
      Ben artık yazmaktan da söylemekten de bıktım usandım, diğer bir tabirle YORULDUM, YORULDUK. Takatimiz kalmadı yazmaya, konuşmaya...
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  3. Teşekkür ederim. Yoruldum ve yorulduk ise de en azından üç maymuna oynamadığımızı, biz bunlardan rahatsız olduğumuzu dile getirerek hem tarihe şahitlik ediyoruz hem de böyle düşünüyorum, bunları görüyorum diye içimizi rahatlatırız. Şu yazdığımız yorum bile sayılarımız az olsa da bir beyin jimnastiği, bir dert edinmedir. İçi dökmek de bu hayatın bir parçası. Duygudaşlık bizi ayakta tutan vesselam.

    YanıtlaSil