Habertürk TV ana haber sunucusu Mehmet Akif Ersoy'un kısa bir videosu önüme düştü.
Videoda şöyle diyor: "İki, üç hafta önce bir üniversiteye konferans vermek için gittim. Salonda 700 öğrenci vardı.
Öğrencilere, 'Kendisini bu ülkede istediği gibi ifade edebiliyor mu? İstediğinizi, düşündüğünüzü söyleyebiliyor mu' diye sordum.
Üç kişi el kaldırdı, isteğimizi söyleyebiliyoruz diye.
700 kişilik salonda 'söyleyemiyoruz' diyenler el kaldırsın dedim.
600 kişi elini kaldırdı.
Hayırlısı dedim.
Bir 10-15 kişi daha kaldırdı diyor.
Sonrasında Mehmet Akif konuşmasına şöyle devam ediyor: Eğer bir üniversitede 700 kişiden 600 kişi fikrimizi ifade edemiyoruz diyorsa, burada bir sorun var. Yetkililerin bu sorunu gidermesi gerekir. Eğer böyle bir şey yoksa bile yani fikir açıklamanın önünde bir engel yok da üniversiteli gençler böyle bir algıya sahipse bu daha büyük bir sorundur. Üzerine gidilmesi gerekir" açıklamasını yapıyor.
Ersoy'un başından geçen bu anekdot düşündürücü. Zira vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Bir ülkenin gözü pek genç ve delikanlısı ve de kanı deli olanı yani üniversite öğrencileri görüş açıklayamıyoruz endişesi taşıyor ve bu psikoloji ile yaşıyorsa varın öbür kuşakları bir düşünün. Zaten bu ülkenin önemli bir oranı çocuk. Yaşlı olanlar da azımsanamaz. Çalışan nüfustan işçi ve memurun sesi çıkmaz. Makam sahibi bürokrat zaten konuşmaz. Serbest iş yapanların çoğunun böyle bir derdi olmaz. Gazete ve TV'ler bir el tarafından parsellendiği için buralarda görev yapanlar da sahibinin sözünün ve görüşünün dışına pek çıkmaz. Ancak birilerinin borazanı olur. Geriye sadece siyasiler kalıyor görüş açıklayacak. Onların da durumu malum.
Bu durumda bu ülke siyasiler dışında bir sessiz yığından ibaret olur. Bu sessiz yığınlık dilsiz şeytan olmaktır ki b sessiz yığın ordusu ile de yola çıkılmaz, görüş ortaya çıkmaz, orijinal fikir ortaya konmaz, eleştiri yapılmaz. Bu kadar sessizin ortasında görüş ortaya koyanlar bir şekilde malı götürür.
Eğer bir ülkede eleştirel düşünme, görüş açıklama yoksa, olumsuzluklara tepki verilmiyorsa o ülkede hak arama mücadelesi verilmez, bilimsel gelişme başta olmak üzere hiçbir alanda gelişme, değişme ve dönüşüm olmaz. O toplum hep yerinde sayar. Yerinde saydıkça gerisin geri gider. Her gün bir önceki günü aratır.
Hasılı eğer bu ülke her alanda gelişmek istiyorsa, Mehmet Akif Ersoy’un ortaya koyduğu bu problemin üzerine gidilmesi gerekir. Bu bir problem görülmez, biz uslu çocuğu severiz, zira bunların yönetilmesi daha kolaydır denirse, sanırım birilerinin ekmeğine yağ sürülmüş olur. Sanki istenen de bu gibi.
Yorumlar
Yorum Gönder