Futbol, siyaset, ticaret, eğitim ve öğretim, iş veya hayatın her alanında işi kuralına göre yapıp başarılı olanlar var. Bir de başarılı olamayanlar var.
Başarılı olanlar için vardıkları hedef, nihai hedef değildir. Savsaklamadıkları müddetçe yolları açıktır ve hiçbir zaman başarıya doymazlar. Başarı üstüne başarı gösterirler.
Bir de başarılı olup bir müddet sonra tökezleyenler var. Bunlar nerede hata yaptım deyip yaptıklarını bir güzel analiz ederler. Aynı hatayı yapmayarak eski başarı çıtasını tekrar yakalarlar.
Hem başarılı olanlar hem başarılı olduktan sonra tökezleyip yanlışlarıyla yüzleşerek tekrar düze çıkanlara bu başarıyı getiren etmen, yaptıkları hatayı kendilerinde bulmaları, hata ve yanlışlarını düzeltmeleridir. Bunda bahane ve gerekçelerin arkasına sığınmama yatar. Başkasının ne yaptığı bunları pek ilgilendirmez. Çünkü bunlar kendilerinden sorumludur. Başarı da kendilerinin eseridir, başarısızlık da. Bunlar takdiri hak eden kişilerdir.
Bir de başarılı olamayıp kendilerine bakmayarak hata ve yanlışlarıyla yüzleşmeyenler var. Bunların başarılı olma gibi bir niyetleri yok. İşleri, güçleri ve tüm zamanları bahane üretme, gerekçe bulma, mazeretin arkasına sığınmaktır. Kendi işlerine odaklanacakları yerde rakiplerine bakarlar. Rakiplerinin başarısını küçümsemeye, onların başarısını gölgelemeye çalışırlar. Gerçek başarının kendilerinin başarısı olduğunu yaymaya, bu konuda taraftar bulmaya odaklanırlar. Nerede hata yapıyoruz diye kendileriyle hiç yüzleşmezler. Çünkü şımarıklıkları, hasetleri, hazımsızlıkları buna müsaade etmez. Hep rakiplerinin korunup kollandığını, kendilerine ise haksızlık yapıldığını her platformda dillendirirler. Bunu yaparken ne yorulurlar ne üşenirler ne de utanırlar.
Bu şekil mazeret ve kılıf üretmek suretiyle gerçeklerin üzerini örtmeyi marifet bilirler.
Bükemedikleri eli asla öpmezler. Onların başarısını takdir etmezler.
Başarısız oldukça hırçınlaşırlar, çirkinleşirler.
Bunlara dense ki Allah'tan öyle bir şey isteyin ki Hak Teala istediğinizi verecek. Yalnız rakibinize iki katını verecek. Bunlar düşünürler, taşınırlar: "Ya Rabbi, bir gözümüzü kör et" derler. Böyle derken rakiplerini iki gözünün kör olmasını, kendileri gözün birinden olup diğeriyle yaşamayı murat ediyorlar.
Halbuki şu bir gerçek ki her şeylerini rakiplerine göre ayarlamak, hep rakiplerine bakmak yerine kendilerine baksalar, kendi işlerine yoğunlaşsalar, başarı için odaklansalar, başarı kriterlerini yerine getirseler şimdiye kadar çoktan başarılı olup rakiplerini sollayıp geçerlerdi.
Bilsinler ki hep mazeret ve gerekçe üretmek;
Topu taca atmaktır.
Gülünç duruma düşmektir.
Yine başarısız olacağım demektir.
Başarısızlık benim karakterimdir demektir.
Başarısızlıklarını gölgelemek demektir.
Bükemedikleri bileğin başarısını kıskanmak, başarılarına gölge düşürmek demektir.
Külliyen haset etmek demektir.
Tüm bu yaptıklarının haset olduğunu bilmemektir ve bunun haset olduğunu kabul etmemektir.
Tüm işleri ortamı germekten ibarettir.
Huzur vermezler, huzur kaçırırlar.
Kısaca acınası tiplerdir bunlar. Ama acımaya değmez. Zira bile isteyerek kendilerini bu hale getirenlere acınmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder