Ben terörist başını asacağım diye meydanlarda havaya yağlı ip atarım. Onu asmak için asar keserim.
Bunun karşılığında oy patlaması yapar, Meclisteki yerimi alırım.
Terörist başının idam edilmemesi için idam cezasının kaldırılması sürecinde, Mecliste yapılan oylamaya katılmayarak idam cezasının kaldırılmasına destek veririm.
Elimdeki ipi de kim verdi lan bunu elime deyip elimden atarım. Bir daha da elime almam, ağzıma da.
Bir terör eylemi sonucunda bir şehit toprağa düştüğünde mangalda kül bırakmam. Kükrer de kükrerim. Her kükreyişim bana oy getirir.
Benim kahvaltıda menüm terörist, öğle ve akşam yemeğinde de teröristtir. Daima bu ekmeği yerim. Başka da malzemem ve elimde sermayem yoktur.
Vatan derim oy gelir, millet derim oyum artar, Sakarya derim oyum patlar.
Millet, milliyet, milliyetçilik benim tekelimdedir.
Terörle bağını kesmeyenlerle iletişim halinde olanlar eşittir teröristtir nazarımda. Ben ise elimi uzatırım, eşittir terörist olmam.
Terördür beni ayakta tutan, terördür benim can simidim, terördür benim nefesim. Terör varsa ben varım. Yokluğu, benim ve zihniyetimin yokluğudur, bitişimdir ve cenazemin kılınmasıdır.
Terörle irtibatlı olanlarla iletişim halinde olanlar, haindir, teröristtir, vatan düşmanıdır. Ben ise dün olduğu gibi bugün de hep vatanseverim.
Hep terörle korkuturum. Bunu ben çözerim. Ben bu ülkenin sigortasıyım derim. Korkan da peşime takılır, çözmemi isteyen de sigorta gören de.
Ben ne yaptığımı bilmesem de bu uğurda hep U dönüşü yapsam da arkamda bana umut bağlamış milyonlar var. Umut bekleyenlere umut ve mehdi olmak lazım. Değilse maazallah millet ne yapar? Ya davulcuya kaçar ya da zurnacıya.
Terör benden ben de terörden beslenirim. Ben terörsüz, terör bensiz yapamaz. İkimiz muhteşem ikili olarak birbirimizin panzehriyiz.
Teşbih nasıl gider bilmem ama kefen satan da yüzü soğuk olsa da ölümün can ciğer dostudur. Bakmayın kefencinin üzüldük, başınız sağ olsun, acınızı paylaşıyoruz dediğine. Ölen olmazsa kefeni sinek avlar, batar gider, tezgahı kapatır. Şu bir gerçek ki ateş düştüğü yeri yakar. Ateşin düştüğü yer, evin içindekileri içten içe eritirken, birileri de bunun edebiyatını yaparak kandan beslenir. Birinin ki kan ve gözyaşıdır, öbürünün ki kandan beslenmedir.
Ne düşünürsünüz bilmem ama ülke, bir şeyi tekelinde bulunduran ve kurtarıcı olarak piyasaya çıkmış ve bundan ekmek yiyenlerden kurtulmadıkça asla kurtuluşa eremez. Gittikçe daha kötüye gider.
Ülkenin kurtuluşu, vazgeçilmezlerden vazgeçebilmektir. Ne ihsanın ne de gölgen diyebilmektir.
Yine ülkenin kurtuluşu, olayların perde gerisini görüp okuyabilmektir. Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü diye sorgulayabilmektir. Kısaca sadede gelmektir. Değilse, uyutmaya ve bu uyutmadan beslenmeye devam eder birileri.
Yetmedi mi ey ahali, uyuduğumuz ve bu oyunun hep zarar gören figüran olduğumuz...
Merhabalar Sayın Hocam.
YanıtlaSilNe kadar güzel yazmışsınız. Biz anadan doğma o partiliyiz bilyor musunuz? Ne zaman o parti şerefsizlik, hainlik, namussuzluk ve alçaklık yaptı, hemen o partiden istifa ettik. O gündür, bu gündür siyasi görüşümüzün tam zıddı olan (CHP)'ye oy veririz. Elimden gelse, o vatan haininin iki yakasından tutup yüzüne karşı haykırmak istiyorum. Yazıklar olsun! Yine gündemi şaşırtmak ve gündem dışı anlaşarak yaptıkları pis oyunlar, bakın ülkemizin nelerine mal oldu.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Bu ülkede az buçuk düşünen insanların geldiği nokta hayal kırıklığı olmuştur. Sizde olan bu durum düşünen beyinlerini hepsinde var. Aynı hayal kırıklığını ben de yaşıyorum. Yazılarım da bu hayal kırıklığının bir sonucu. Her hayal kırıklığı yaşayan da yalnızlar oynuyor. Çünkü insanımız anlamıyor. Bu daha da zor. Hayal kırıklığı yalatanlatın sayısının çoğalması ümidiyle. Belki de kurtuluşumuz bundadır.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilYazınız o kadar anlamlı, duygulu ve heyecanlı ki, bakın geri geldim. Neden geldim. İşte nedeni: "...Ülkenin kurtuluşu, vazgeçilmezlerden vazgeçebilmektir. Ne ihsanın ne de gölgen diyebilmektir. ..." Evet, fevkalade bir saptama. Teşekkür ederim sayın hocam. Ah hocam, bunun şuur ve idrakinde olan çoğunluğu görebilecek miyiz ki?
Selam ve saygılarımla.
Ben teşekkür ederim Recep Bey. Duygularınıza tercüman olabilmişsem ne mutlu bana... Bunun idrak ve şuuruna varmak bu topraklarda zor. Çünkü bu toprak insanının çoğu güce taoar, Güçten beslenir. İçine dinmese bile var bir hikmeti der. Bir de ekmeğinin ve çıkarını kesilmesine pek korkar. Bunun için gemileri yakmak gerek. Düşünmek gerek, olayların biraz perde gerisini görebilmek gerek. Düşünmeyen, güdülmeye hep hazır kalabalıklardan hiçbir şey olmaz. İşleyen ve kişiye göre değişmeyen bir devlet sistemimiz olursa, korkulardan kormazsak belki mesafe alınır.
YanıtlaSil