"Üniversitelerin çevresindeki yapılar fuhuş yapılarına
dönüyor".
"Anne, babalar, kız ve erkek gençler, sakın ola ki kendi
şehriniz dışında bir üniversitede okutmayın ve okumayın. Nefsinize güvenmeyin.
Etkilenirsiniz. Bir bakarsınız kendinizi aklınıza gelmeyen hatalar içinde
buluverirsiniz. Tedbiri en baştan alın. Aç kurtların sizi ziyan etmek için
beklediği başka şehirlere hiç gitmeyin".
"Çocuklarınızı ırz düşmanlarına kurban vermeyin".
"Bu milletin iffetli kızları, ailenizden bağımsız hiçbir
erkekle görüşmeyin. Bu erkeklerin % 90'ı sizinle evlenmeyecek".
"Olayın faili anlatıyor: Kampüs yolunda bana el eden, biri
başörtülü iki kızı arabama aldım. İli gün sonra biri beni aradı. Tarif ettiği
yerde onu aldım. Bu, başörtülü olanıydı. İstediğiniz yere gidebiliriz dedi.
Otele gittik".
“Çocuklarınızı üniversite için başka
şehirlere göndermeyin. Engel olamıyorsanız, onunla o şehre siz de yerleşin. Çoğunun,
ne giydiklerinden be yiyip ne içtiklerinden, kimlerle düşüp kalktıklarından haberiniz
olmuyor. Çocuklarınızı dizinizin dibinden ayırmayın”.
Yukarıdaki sözler, ihtisasını tarih
alanında yapmış, halen bir devlet üniversitesinde tarih profesörü olarak görev yapmakta
olan bir tarihçinin değişik zamanlarda yaptığı ve yazdığı cümlelerden bazılarıdır.
Bu profili zaman zaman TV ekranlarında
görürsünüz. Sosyal medyayı da iyi kullanıyor. Her cümlesi ilginç ve garip olan bu
akademisyeni bu ve benzer görüşlerine dolayı eleştirenden çok, savunan sevenleri
fazla.
Yukarıda alıntı yaptığım görüşlerinden
hareketle siz bu akademisyeni nasıl buldunuz bilmiyorum ama bana göre yaşını, başını
almış biri olmasına rağmen daha ergenliğini tamamlayamamış bir genç imajını veriyor.
Ortaya attığı fikirler ve savundukları, bir bilim adamına yakışmayan
türden iddialar ve bilimsel araştırmalardan uzak. Birkaç örnekten hareketle tüm
üniversite çevresini, özellikle farklı şehirlerde okuyan gençleri töhmet altında
bırakıyor.
Bu kişiyi dinleyen de sanır ki üniversiteler ve çevresi ve kendi şehri
dışında üniversite okuyan gençlerin çoğu, belden aşağı bir pisliğin içinde.
Son paylaşımlarında temiz kalmış olanları da söylemekle beraber belli
ki bu profil tarih alanından ziyade toplumu irdelemeyi meslek edinmiş. Anne, baba
ve gençleri uyarmayı kendine misyon edinmiş.
Bu yazdıklarından hareketle bu profili çok ve aşırı korumacı gördüğümü
söylemeliyim. Bu aşırı korumacılık sonucunda vardığı sonuç ve alınmasını istediği
tedbir, başlarına kötülük gelmesin diye anne babaların çocuklarını dizlerinin dibinden
ayırmaması sonucuna varıyor.
Nasıl bir korumacılık nasıl bir kafa yapısına sahipse bu profil, yatıp
kalkıp adeta kadınla yatıyor, kadınla kalkıyor. Öyle bir hava oluşturuyor ki adeta
okutmayın, evden çıkarmayın, dizinizin dibinden ayırmayın demeye getiriyor.
Bu psikolojideki bir insanın ileride, işe gittiğiniz zaman evdeki çocuğunuzun
başına bir şey gelmesin diye kapının önüne bir güvenlik koyun noktasına varırsa
hiç şaşırmam.
Merak ettiğim, bu profil bu kafa yapısı ile üniversitede nasıl görev
yapıyor, bu görevde nasıl durduruluyor. Hiç anlamış değilim.
Bu akademisyen ve takipçileri bilsinler ki fuhuş insanlık tarihi kadar
eskidir. Bu yollu olan bir şekil bu yollara tevessül eder. Unutmayalım ki bozulsun
diye gönderirsin, en kötü yerde bir insan düzelir gelir. Düzelsin diye gönderdiğin,
en iyi yerde bozulur gelir.
Tedbir alınsın elbet ama aşırı korumacılık ve vesvese kadar kötü sonuç
doğuran bir şey yoktur. Çünkü bu yol, çocuklarımıza yapılacak ve onlara özgüven
vermeyecek bir yoldur.
Hasılı bu profesör kendi alanıyla adından söz ettirmeli. Böyle konuşmaya devam edecekse susmalı. Ki susacağı yok. Bu durumda etkili ve yetkili birileri buna bir şey söylemeli. En azından sus, Allah rızası için konuşma demeli.
*31.07.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder