Bir siyasinin kızı
TBMM'de programcı olarak işe başlamış.
Hangi baba istemez
ki çocuğunun okuduktan sonra bir işte çalışmasını. Bir sevinmiş bir
sevinmiş.
Öyle ya çocuğu iş
bulan her baba gibi bu baba da kızı iş buldu diye sevinecek. Elbette
hakkıdır.
Ama gel gör ki
milletin ağzını büzemezsin. Bazı TV'ler ve gazeteler ağzına dolamış bu kızın
Mecliste işe girmesini.
Takdir edersiniz ki
babanın sevinci kursağında kalmış.
Sorsalardı halbuki
kızının Mecliste işe nasıl girdiğini kendisine. Bugüne kadar hiçbir soruya
cevap vermekten kaçınmayan bir siyasetçi olarak bu soruya da cevap verirdi.
Çünkü alnı ak, işi pak kendisinin.
Belli ki birileri
"Babası nüfuzunu kullanarak kızını Mecliste işe koyduğu" şeklinde
lanse etti bu alım işini. Yani kızını torpille işe koyduya getiriyorlar.
Halbuki bu alım
işinde, "gayriahlaki, gayri vicdani, gayri yasal bir durum söz
konusu değildi”.
Bir defa Mecliste 5
binden fazla personel çalışıyor. Bu beş bin kişi Meclise "hangi usul
hangi kanun hangi yönetmelikle girmişse evladı da o usulle girmişti".
Yani işin içinde torpil yoktu. Herkes gibi kızı da aynı usule tabi olmuş aynı
usulle işe girmişti.
Üstelik "kızını
daha yüksek rakamlara özel sektörde ve farklı kurumlarda çalıştırabilirdi ama
bu baba, "Evladının Mecliste çalışmasının, orayı tanımasının, orada
yetişmesinin daha doğru olacağını düşünmüş". Yani kızı da
babasının yolundan gidecek, yol yordam öğrenecek. Belki de babası vekil olmadan
önce Mecliste çalışmadığı için ilk vekil olduğunda acemilik çekmişti. Kendi
acemilik çekti diye kızı da mı acemilik çeksindi ileride vekil olduğunda.
Buldular bir gariban
baba. Üstüne üstüne gidiyorlar. Gitmekle kalmayıp uyduruyorlar bir de. Güya kızı
100 bin lira alıyormuş. İnsaf ki insaf.
Halbuki, kesintiler düşüldükten
sonra kızı 37 bin lira alıyor. Bereket bordro diye bir şey var. İstemiş kızından
bordrosunu. Gösterdi cümle aleme kızının aldığı maaşın miktarını.
Merak ediyorum 100 bin
rakamını telaffuz edenler bu bordrodaki miktarı görünce utanmışlar mıdır?
Sanırım birileri gündem
saptırmaya çalışıyor. Ortada Filistin meselesi varken bu gündemi saptırıyorlar.
Tamam, gündem saptıracaklarsa
saptırsınlar ama bunu yapacağız diye saygın bir siyasetçiyi de emellerine bu şekil
alet etmelerini doğru bulmuyorum. Üstelik siyasetçi Meclise alım yapan biri değil.
Alan başkası. Hesabı, gelip buna soruyorlar.
Bir de kızınız istifa
edecek mi diye soruyorlar. Eğer kız torpille alınmış ise bir an için istifası doğru
olur diyelim. Halbuki ortada torpil yok. Başkası nasıl girdi, hangi usule tabi oldu
ise kızı da öyle girmiş. Bu durumda niye istifa etsin değil mi? Bir baba ve kızının
üzerine bu derece gitmek hakkaniyete sığmaz bilesiniz.
İşin bir diğer yönü kızın
işe girdiği yer demokrasinin kalbi Meclis, üstelik düşük rakamla çalışıyor. Buraya
ne idüğü belirsiz kişileri almak mı daha doğru yoksa anası, babası, soyu ve sopu
belli birilerinin çocuğunu mu almak doğru? Takdir edersiniz ki Meclis Dingo’nun
ahırı değil. Elbette buraya alımlarda hassas olmak gerekir ve referansa dikkat edilmeli.
Bence babayı eleştirirken
insafı elden bırakmamak lazım. Siyasetçi bu defa Mecliste olmasa da yıllardır Meclisin
gediklisi. Üstelik bir ittifakın ortağı. Böyle bir değerin kızı Meclise girmesin
de terörle bağını kesmemiş birilerinin çocuğu mu girsin buraya?
Ayrıca unutmayalım ki ülke birliği, aile birliğinden geçer. Ülke birliği ne kadar önemli ise aile birliği de önemli. Ki kanunlarımız aileleri birleştirmek için eş durumunu mazeret kabul ediyor. Bırakalım da bu siyasetçimiz de Mecliste aile birliğini sağlasın.
Bir diğer husus, babayı da anlamak lazım. Kısaca biraz empati lütfen. Düşünün ki kızı babasına, “Yıllardır siyasetin içindesin bir partinin genel başkanısın bir ittifakın ortağısın, yıllarca vekillik yaptın. Kızına Mecliste bir iş bulamadın, olmaz olsun senin gibi baba dese, babanın o anki hâletiruhiyesini ve çizilen karizmasını gözünüzün önüne bir getirin. Hasılı zor bir durum. Lütfen baba ile kızın arasını açmayın.
Hem nalına hem mıhına vuruyor sun
YanıtlaSilHiç alakası yok. Över gibi yaparken yermektir aslında bu. Biz buna hiciv diyoruz efendim.
YanıtlaSil