18 Temmuz 2024 Perşembe

Çağın İmamı Azam'ı Olabilmek

Asıl adı Numan b. Sabit olan Ebu Hanife, büyük imam anlamında İmamı Azam diye meşhur olmuştur. Başkasına da bu ünvan verilmemiştir.

Kumaş tüccarı bir babanın oğlu. Kendisi de kumaş işiyle uğraşmıştır. Aynı zamanda okuyup kendini geliştirmiştir.

Daha sonra kendisi de çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Yetiştirdiği talebeleri arasında İmamı Ebu Yusuf, İmamı Muhammed (İmameyn) ve İmamı Züfer meşhurdur.

Aklı ön planda tutmasıyla ve kısası çok uygulamasıyla ünlüdür. Rey ehli olarak bilinir.

Hem Emeviler hem Abbasîler döneminde yaşamıştır. 

Tüm ısrar, baskı ve şiddete rağmen devlette görev almamıştır. 

Hapishanede işkence edilerek vefat ettiği belirtilir. 

Serbest çalışmasından mıdır, gücün yanında yer almamıştır.

Gücün şakşakçılığını yapmamıştır. 

Kimseden emir almamıştır. 

Kimseye eyvallahı olmamıştır. 

Sipariş üzere fetva vermemiştir. 

Doğru bildiğini söylemekten kaçınmamıştır.

O kadar baskı ve şiddete rağmen hiç rızık endişesi yaşamamıştır. Bunda serbest çalışmasının, devletten maaş almamasının payı büyük olsa gerek. 

Bedelini de canıyla ödemiştir. 

Belki de büyük imam lakabı verilmesinde; fikrinde özgür olmasının, kimseden talimat almamasının, bir güce yaslanmamasının, devletten maaş almamasının, baskı ve şiddete boyun eğmemesinin payı büyük olsa gerek.

İmamı Azam’ın hayatından pay çıkarmak istersek;

İster Diyanette görev alsın ister Milli Eğitimde öğretmen olarak çalışsın, din görevlisi diyebileceğimiz kesim İmamı Azam’ı kendilerine örnek almalıdır.

Bu kesim siyasetten uzak durmalıdır.

Güce yaslanmamalıdır.

Güçten beslenmemelidir.

Gücün şakşakçılığını ve yalakalığını yapmamalıdır. Gücün trolü olmamalıdır.

Rutin işler dışında emir ve talimat almamalıdır.

Fikir, görüş ve fetvasında özgür olmalıdır.

Rızık endişesi yaşamamalıdır.

İcra ve ifa ettikleri görev ve vazifenin itibarını korumalıdırlar.

Haksızlık karşısında seslerini çıkarmalıdırlar.

Cami cemaati dışında herhangi bir cemaat, oluşum ve tarikatın içinde ve yanında yer almamalılar.

Makam, mevki, şöhret ve paraya teşne olmamalıdırlar.

İmamı Azam gibi bilgili ve donanımlı olmak için çok okuyup çok araştırmalıdırlar. Çağı okuyacak bilgi, birikim ve analize sahip olmalılar. Geçmiş müktesebatın üzerine bir şey koymanın çabası içinde olmalıdırlar.

Bulundukları makam ve statüyü bir siyasi partiyi desteklemek ve bir cemaate adam kazandırmak için kullanmamalılar.

Sözlerinin dinlenilmesi ve ifa ettikleri mesleklerinin itibarını her şeyin üstünde tutmalıdırlar.

Unutmayalım ki her meslek kutsaldır ve işini iyi icra ettiği müddetçe itibarını korur. Kimse mesleğe itibar veremez. İtibar elbisesi giydirmez. Mesleğin itibarını koruyan da düşüren de o meslek erbabıdır.

Herkes İmamı Azam olmayabilir ama onun yolundan gidebilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder