Ana içeriğe atla

Battı Çıktı ve M. Sıdkı Bilgin

Konya'nın ilk alt geçidinin neresi olduğu sorulsa çoğu, özellikle yeni nesil bilmez. Bunu bilse bilse eskiler bilir. Eski nesil de burayı alt geçit olarak bilmez. Çünkü bu alt geçide Konyalı Battı Çıktı adını vermiştir. Verilen anlam da uygun. Çünkü arabayla batıyorsun sonra çıkıyorsun. 

Arabaların inip çıkmasından dolayı buraya başka anlam yükleyip söylerken gülenler de var ama biz bu anlamı onlarla baş başa bırakalım.

Ne zamandır Meram Yeniyol üzerindeki Battı Çıktı adı verilen bu köprüyü yazı konusu edinmek istiyordum. Biz Battı Çıktı desek de köprünün bir resmi adı vardır. 

Bir gün o köprünün altından geçtim. Birkaç fotoğraf çektim. Köprünün bir tarafında küçük puntolarla yazılı M. Sıdkı Bilgin Alt Geçidi ismini gördüm. 

Doğrusu M. Sıdkı Bilgin ismini ilk defa duydum. O kadar da çok geçmiştim altından halbuki. Hem araçla hem de yürüyerek. 

Adı verildiğine göre eski belediye başkanlarından biri olmalı dedim. İnternet üzerinden ismi aradım. Memleket gazetesinin 2007 yılında M. Sıdkı Bilgin ile yaptığı uzun röportaj önüme düştü. Uğur Özteke’nin hazırladığı bu röportaja göre Konya’nın bu ilk alt geçidini yaptırmak bugün adını sanını bilmediğimiz M. Sıdkı Bilgin'e nasip olmuş. 

Kimdir M. Sıdkı Bilgin? 15 Mayıs 1923 doğumlu Bilgin ilkokulu Hakimiyet-i Milliye’de, ortaokulu Karma’da, liseyi Kabataş Lisesinde okuduktan sonra hukuk okumaya karar verir. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra bir süre hakimlik yapar. Ardından istifa ederek Konya’da avukatlık yapar.

1955 yılında siyasete girer. Yapılan mahalli genel seçimlerde Belediye Meclis üyeliğine seçilir. 1958 yılına kadar encümen üyesi ve belediye başkan vekili olarak görev yapar. Belediye başkanının milletvekili seçilmesiyle birlikte 1958 yılında belediye başkanlığına seçilir.

100 bin nüfuslu Konya’da o zamanlar şehir içi toplu ulaşım yoktur. Kamyondan çevirme arabalar vardır. Yollar bozuk. Asfalt yoktur. Dere’de elektrik santrali var. Göksu yeni yapılıyor.

35 yaşında iken belediye başkanı seçilen Bilgin Demokrat Partili vekilleri yanına alarak Başvekil Adnan Menderes’in huzuruna çıkar. Nereden buldunuz bu genç adamı dediği Bilgin’i iki saat imtihan eder. Ardından Konya’yla ilgili bir brifing alır.

Sayın Bilgin Başvekil’den Konya için 10 otobüs ister. Elektrik ve Göksu işini söyler. Menderes yanındakilere gidebilirsiniz. Yalnız sen bu işleri halledince kadar burada kal, Konya’ya gitme der.

İki üç gün sonra Menderes belediye başkanını yanına çağırır: “Reis bey 10 tane otobüsünüz için Maliye Bakanlığı’na döviz emri verildi. Elektrik işi için tekrar görüşüldü, ikmal ve dağıtım işi için İller Bankası’na kredi verilmesi konusunda emir verildi.  Yolların asfalt yapılması için asfalt verilmesine de emir verildi.” der.

Konyalı Mercedes otobüslerle o zaman tanışır.

Göksu hidroelektrik santralinin ikmalini ve şehir elektrik şebekesinin tevzi ve ıslahı, şehir içi asfalt yollarına yenilerinin ilavesi, şehrin imar planına geçişinin yaptırılması ve uzun yıllar gerçekleştirilmemiş olan Ankara-Konya giriş yolunun istimlâki gibi yararlı hizmetlere imza atar. Şehir aydınlatılır, yollar asfaltlanır.

60 ihtilali ile birlikte Yassıada’da 5 ay 20 gün yatar. Suçu da Başvekil’i Konya’ya davet etmek ve Başvekil’e methiyeler düzmek.

Sıtkı Bilgin 1961 yılı yerel genel seçimlerinde bu defa Adalet Partisi’nden Belediye Meclis üyeliğine ve Belediye Başkan vekilliğine seçilir. 1977 tarihine kadar yapılan genel seçimlerde yine aynı görevlere seçilmek suretiyle takriben 20 yıl süre ile Konya Belediyesine hizmette bulunur.

Konyalının Battı Çıktı adını verdiği ilk alt geçidin inşaatı o günün imkânsızlıklarıyla bir yıl sürer. Yapımında Devlet Demir Yollarından ve Karayollarından destek alır. Buradan çıkan toprak Alaeddin Tepesine dökülür.

Daha sonraki belediye başkanları zamanında Konya’nın bu ilk alt geçidine Bilgin’in adı verilir.

Sıdkı Bilgin Konya Cemiyeti Hayriye Vakfı, Türk Anadolu Vakfı ve Büyük Koyuncu Hizmet Vakfı gibi vakıfların kuruluşunda bulunmuş, binlerce aileye para ve mal yardım yapılması ve öğrenci yetiştirmesi ve huzurevinin yaptırılması gibi çalışmalarına fahri olarak yardımcı olmuş. Aynı zamanda Selçuk Üniversitesini kurma ve Yaşatma Derneği kurucularındandır.

Konya’ya birçok hizmeti dokunan M. Sıdkı Bilgin 3 Mart 2011 tarihinde vefat eder. Allah rahmet eylesin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde