13 Ocak 2023 Cuma

Tanıdığım Köy Öğretmenleri (1)

Birleştirilmiş sınıflarda çocuk okutan köy öğretmenlerini duyar ve bilirdim. Kulaktan dolma bilgiydi bendeki. Bir vesileyle köyde görev yapan köy öğretmenlerini daha yakından tanıma ve onlarla çalışma imkanı buldum. Onları tanımaktan da bahtiyar oldum. İyi ki varlar. Zira onlar il ve ilçenin uzaktaki neferleridir.

Tanıdığım ne kadar köy öğretmeni varsa, onlara dair olumlu izlenimle ayrıldım. Hepsi bin bir sıkıntı ve yokluğun içinde, eğitim ve öğretimin ileri uç karakolu mesabesindedir nazarımda. Azla sevinen, yokluğa razı olan, sıkıntı ve dertlere göğüs geren kişiler. Öğretmenlik fedakarlık mesleğidir ama bunlarda gördüğüm fedakarlığın da ötesi bir sevda bir tutku. Adeta kendilerini bu mesleğe adamışlar.

1-4 arası çocukları bir sınıfta okutmak, onları aynı potada eritmek, onları okumaya geçirmek; onlara edep, ahlak, görgü öğretmek, onların seviyesine inmek, veli ve mahalle halkıyla iç içe olmak, her şeyden öte okulun hizmetlisi, temizlikçisi, okulun açıp kapatanı olmak; yeri gelip kömürlüğü temizlemek, kalorifer ve soba yakmak, tamir yapmak, okulun ufak tefek ihtiyaçlarını kendi ceplerinden karşılamak, okul bahçesini düzenlemek, otları biçmek, çocukların kitaplarını getirip götürmek, yazışmalara cevap vermek... Hasılı okulun anası da onlar, babası da onlar, öğretmeni de onlar, müdür yetkilisi de onlar, ablası da onlar, ağabeyi de onlar. Tüm bu zorluklarının yanında çoğu tek öğretmendir, ıssız bucaksız, şehre uzak yerde bir başınadır ama yaptıklarına bakılırsa, tek kişilik kocaman birer ordudur.

Köyde olmalarına rağmen dünyadan, olup bitenlerden haberdarlar. Görgü, görenek, saygı, fedakarlık, özveri, diğerkâmlık gibi değerlerin hepsi kendilerinde mündemiç.

Tüm bu koşuşturmanın yanında yüzlerinden gülücüklerin eksik olmaması, ilçeye geldiklerinde sayıp sevmeleri, görmeden ve hal hatır sormadan gitmemeleri, gelirken ne buldularsa çam sakızı çoban armağanı misali, ellerinin boş gelmemesi, okullarına varınca karşılamaları, uğurlamaları, kendi yiyeceklerini paylaşmaları, çay ve kahve, kek ve kurabiye ikramları görülmeye değer. Arı gibi bal üreten cinsten hepsi. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorlar bilmiyorum ama karşı tarafa verdikleri hep pozitif enerji. Problem olmadan çözüm odaklı çalışmaları, bulunduğu muhitin imkan ve imkansızlıklarını kabullenmeleri... Lügatlerinde hayır yok. Hep tamam vardır. Gerekçe ve bahane üretme yoktur. Hepsi sıfır km ve ideallerinden hiçbir şey kaybetmemişler. Tüm bu koşuşturmanın ötesinde öğrencilerini nasıl giydirebilir, onların ihtiyaçlarını nasıl karşılarım diye çalmadık kapı ve müracaat etmedik yer bırakmazlar. Ne imkanları var ne de ödenekleri. Hasılı köyün olmazsa olmaz ve vazgeçilmez her şeyleri onlar. Anneleri onları hizmet etsin, versin ama almasın diye doğurmuş sanki. Merkezdeki bir öğretmen ve okul yöneticisinden öte çok şey yapmalarına rağmen kendilerine devletin yönetim görevi olarak verdiği toplam üç saat ek derstir. Bu işi para için yapsalar, inanın yapılacak iş değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder