Ana içeriğe atla

Güzel ve Hikmetli Sözler (12)

218.Güzel bir şey, her zaman iyi değildir; ama iyi bir şey her zaman güzeldir. Ninon De Cenclos

219.Yüzünü güneşe çeviren insan, gölge görmez. Hellen Keller

220.Kötümserlik kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır. Muhsin Ertuğrul

221.Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim. Cervantes

222.Düşündüğü ile söylediği bir olan, doğru insandır.

223.Dil insanın terazisidir.

224.Öfke ve hırs insanın iki büyük düşmanıdır.

225.Kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı.

226.İnsan, ancak düştüğünü fark ederse ayağa kalkar.

227.Bir paranın nereden geldiğini görmek istiyorsan, nereye gittiğine bak.

228.Hedefi olmayanlar çalışmaktan zevk almaz.

229.İnsan her zaman kahraman olmaz. Ama her zaman insan olabilir.

230.Hiç kimse, görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen kadar sağır olamaz.

231.Yalnızca bir deli, suyun ne kadar derin olduğunu anlamak için iki ayağını da suya sokar.

232.Gönlü zengin olmayan insan, dünyanın en zengin insanı da olsa yine fakirdir.

233.Zor kazanılan kolay kaybedilmez.

234.Başkasının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar.

235.Dürüstlük doğruyu söylemektir, her düşündüğünü söylemek değil.

236.Tebessüm en kolay iyiliktir.

237.En acınacak insan, makamı büyüdükçe küçülen insandır.

238.Hayatından daha kıymetli bir şeyi olmayanın, hayatının da kıymeti yoktur.

239.Anlayana kul ol, anlamayana ağa olma.

240.Başkasına yük olmaktansa yükünü kendin taşı.

241.Rızık eğer bilgi ile artsaydı, cahillerden daha zor geçinen olmazdı.

242.Gönüller aydınlık olmadıktan sonra dünya günlük ve güneşlik olmuş ne fark eder.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde