İngilizce öğretmeni bu öğretmen. Müdürünün özene bezene hazırladığı bu programından dertli mi dertli. "Herkes görsün. Geçen sene de böyleydi. Bıktık bu müdürden" demiş bizim cavurca öğretmeni. 50 km uzaktan geliyormuş üstelik. Öğretmenin dert yandığı kadar var mıymış? Bir bakalım.
Herkes görsün demiş. Programı görüyoruz da
ustasının ismine yer vermemiş. Halbuki usta eseriyle, eser de ustasıyla anılır.
Bu da sanatçıya yapılmış en büyük haksızlık.
50 km öteden geliyormuş. Mübarek, ne işin
var o kadar km ötede? Bir de öğretmen olmuşsun. Bilmiyor musun, “En
iyi okulun evine en yakın okul olduğunu"? Bu kural ve züğürt tesellisi sadece öğrenciler için
mi geçerli? Sormazlar mı niye okula yakın bir muhitte oturmuyorsun diye.
Gelelim ders programının mucidine. Bu
programın yapılışında, bilinsin ki art niyet yok, olsa olsa kasıt vardır.
Ayrıca müdürümüz yönetmeliğin kendine verdiği yetkiye dayanarak öğretmenin
isteğini dikkate almış ve haftanın günlerine dengeli bir şekilde dağıtmış.
Nöbet görevi öğretmenin dersinin olmadığı ya da dersinin en az olduğu gün
olarak 1 saat dersinin olduğu günlerin aksine 5 saat dersinin olduğu günü
seçmiş. Ne yapsaydı müdür? Yönetmeliğe aykırı hareket mi etseydi? Üstelik müdür
bu sanatını icra ederken emek hırsızlığına gitmemiş, zoru seçmiş ve becerisini
ortaya koymuş. Çünkü böyle bir ürün ortaya koymak da her yiğidin harcı değil.
Zira istese de herkes narsist olamaz. Hele gıcık, kıl hiç olamaz. Egosunu başka
türlü tatmin edemez. Ego deyip de geçmeyin. Başka türlü hayvani duygularını
nasıl giderecek. O da bir insan zira. O yüzden emeğe saygı göstermek
erdemliliktir. Yine müdür, diğer meslektaşlarının öğretmenler tarafından
kıymeti bilinsin diye kendini ateşe atmış. Çünkü herkes bu programa bakacak.
Kulağına kurşun. Bizim müdür bunun yanında yunmuş yıkanmış diyecek.
Hasılı müdürde öğretmeni koruma var. Koruma nerede derseniz? 1 saatlik dersinin olduğu güne nöbet görevi yazabilirdi. Bunun yerine 5 saat dersin olduğu güne nöbet vermiş. Öğretmen art niyetli olunca müdürün bu jestini de göremiyor. Haliyle bu öğretmen milletine iyilik de yaramıyor. Hem fena mı, bu müdürü hayatın boyunca unutmazsın. Ben de unutmam hiç. 11 saatlik dersimin 7 saatini sallanmasın diye salı güne, diğer 4 saati de haftanın geri kalan 4 gününe birer saat serpiştirmişti. Cuma gününe atılan dersim de cuma saatine tevafuk etmişti. Ben bu öğretmen gibi sosyal medyayı kullanmadım. Direk yanına çıktım. Programa ne dersin dediğimde, fıstık gibi program demişti. Fıstığı bana bir tarif et deyince, kastım yok. Seni severim, bilirsin demişti. Ben de keşke kastın olsaydı. Ben de idare ile aram yok. O yüzden programımı bozuk yaptılar derdim demiştim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder