İster ekonomi ister ticaret
ister siyaset hangi alanda olursa olsun, bir alanda iş yapmak için yola
çıkanların tek istediği, çıktıkları bu yolda başarılı olmak, daima kazanmak, en
fazla kazanmak, karşısında rakibin olmasını istememek ve alanında aranan olmak
ve bu alanda ölümsüz olmaktır.
Bu anlayış "Bir vadi
dolusu altını olsa, insanoğlu ikinci vadiyi ister. Gözünü ancak toprak
doyurur" sözünde olduğu gibi insanın açgözlülüğüne, hırsına ve kazanca
doymadığını ifade etmektedir. İstisnalar kaideyi bozmamakla beraber insanoğlu
bu tıynettedir.
Daha fazla kazanmak ve hep
kazanmak arzusu bu uğurda yola çıkanlar için istenen bir şey olsa da hayatın
her alanında alternatiflerin olması gerekir. Değilse oturmuş bir sistem, bu
sistemi kontrol eden ve denetleyen bir mekanizma olmazsa yani o saha,
alternatifsiz olanın insafına terk edilirse, bu alternatifsizlik;
Alternatifsizi tembelleşir,
yeniletmez ve geliştirmez. Yerinde saydırır ve gerisin geri gitmesine zemin
hazırlar.
Kişiye başına buyruk hareket
etme yolunu açar.
Başkasının nefesini arkasında
hissettirmez. Çünkü sahanın tek hakimi olma rahatlığıyla hareket ettirir.
Kişiye empati
yaptırtmaz.
O alan o kişi ya da kişilerin
insafına terk edilir.
Rekabet ortamını
oluşturmaz.
Kaliteli ürün ortaya çıkartmaz.
Tekelciliğe yol açtırır.
Müşteri memnuniyetini göz
ardı ettirir.
Müşteriye iyi davranılmaz.
Nasılsa müşterinin eli mahkum anlayışı hakim olur. Zira gidecek yerleri
yoktur.
Kişileri ve toplumu kaderine terk
eder.
Bu durum yani alternatif üretmeme
ve üretememe durumu o alana girmeye cesaret edemeyenlerin acizliğini gösterir. Bu
da alternatifsiz olana yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Buna bir örnek vermek istiyorum.
Süper ligimizi gözümüzün önüne getirelim. Bu ligde şampiyonluğu arada bir Anadolu
takımları alsa da yıllar yılı 3-4 büyük ve köklü kulüplerin şampiyonluğu göğüslediği
bir ligdir. Büyük takımlar nasılsa bu sezon olmazsa bir sonraki sezon şampiyonluk
bizim diyerek lige gerektiği gibi hazırlanmıyor. Ligdeki bütün takımlar şampiyonluğa
aday olsa, takımlar arasında büyük rekabet olacaktır. Böyle bir rekabet olmadığı
için yıllardır ne Avrupa ne de dünya kupasında yer alabiliyoruz.
O yüzden hangi alan olursa olsun, hayatın her alanında rekabet ortamının oluşması için çok sayıda alternatiflere şiddetle ihtiyaç vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder