Allah'ın verdiği
yetenek nimetinin hepsini kullanamadım. Çünkü yetenekli biri değilim. Pek
becerikli olmasam da beceri nimetinin tümünü kullanan maharetlilere gıpta
ederek geçirdim ömrümü. Bazen de bunlar bende niye yok diye kah haset ettim kah
isyanlara oynadım. Bu yaşıma gelinceye kadar deneme yanılma yoluyla bazı
beceriler kazanmış olsam da şu konularda hiç yetenek geliştiremedim:
Nabza göre şerbet
veremedim.
Politik
davranamadım.
Gücün ve güçlünün
yanında yer alamadım. Güzsüzün yanında yer aldım. Tek yaptığım, güçsüzlerin arasına
bir güçsüz ilavesi yapmak oldu.
Yararıma olacak
şeyler için burnum iyi koku almadı. Basiretim hep bağlandı.
Kendimi anlatmak
için başkasını kötüleyemedim.
Belden aşağı
vuranlara prim veremedim.
İçime sinmeyen bir
görüşe eyvallah diyemediğim gibi pasif kabul anlamında sessiz bile kalamadım.
Ucunda mimlenme bile
olsa bir yerde görüşümü açıklamazlık yapamadım ve mimlenme konusunda çok
başarılı olduğumu söyleyebilirim. Belki de tek başarılı yeteneğim bu.
Bir partinin, bir
görüşün, bir cemaat ve tarikatın trolü olamadım. Politik davranamadım. Haliyle
gelmesi muhtemel nimetleri elimle teptim.
Koyun gibi olup
aklımı kiraya veremedim. Makam ve mevkice büyük olanların söz ve tasarruflarına
var bir hikmeti diyemedim.
Şu sözüm tepki çeker
deyip yutamadım.
Şu yazılarım daha
çok beğeni alıyor deyip o tür yazılar yazamadım. Gerekli olduğunu gördüğüm ama
hiç müşterisi olmayan yazıları yazmaktan vazgeçemedim. Tüm bunları yaparken
müşterisiz meta zayidir sözünü göz ardı ettim. Halbuki marifet iltifata tabi idi.
Kapalı kapılar
ardında eleştirip yüz yüze gelince övemedim. Gıyabında konuştuğumu karşılaşınca
dile getirdim. Pek lazımdı. Adam sormuştu sanki.
Kırılıp alındığım
zaman belli etmezlik yapamadım.
Gönül koyduklarıma
maslahat gereği gülümseyemedim. İçime atıp bu da bende kalsın diyemedim. Fırsatını
bulup serzenişimi dile getirdim.
Basit esprilere
gülemedim. İnce ve keskin esprilere hayranım ama bu özelliklere sahip pek az insana
rastladım.
Ciddi meseleleri
espri ile sulandırmada üstüme yoktur.
Karşılığı bu
toplumda olmasa da doğruya doğru, yanlışa yanlış dedim. Karşılığında değerli yalnızlıkla
yetindim.
Herkesi ve her
kesimi anlamak için empati yaptım ama karşılığında pek az empati yapanı görebildim.
Buna da şükür.
Tüm iyimserliğime
rağmen hayata eleştirel yaklaştım. Eleştirilere en yakınımdan başladım.
Yakınlarım, bu bizim iyiliğimizi istiyor demedi. Hepsi de eleştiriye açık
olduğunu söyledi ama eleştirinin e'sini göremedim. Hepsinin özellikle
mahallemin istediği, eleştiri olsun ama karşı tarafa olsun. Zira kol kırılsın
ama yen içinde kalsın derdinde hepsi. Kırılacak kol ve yen kaldıysa tabi.
Trol ve fanatiklerin
kol gezdiği bu ülkede iki kutup arasında yer almadığım için her iki kutup da
mesafeli bana. Ne İsa'ya ne Musa'ya oldu benim yolum.
Kapalı kapılar ardında
farklı, topluluk arasında farklı davranamadım.
Yüze gülüp arkadan vuramadım.
Hasılı, adım Hıdır,
elimden gelen budur. Beceri olmayınca ne yapsın Mabut. Kısaca beceriksizim.
*10/10/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.