Eğitim ve
öğretimde başarının gelmemesinin birçok sebebi olsa da ben burada öğretmen
atamaları üzerinde durmak istiyorum. Çünkü sebeplerden bir tanesi de öğretmen
atamalarının zamanında yapılmaması ve personel yönünden Türkiye’nin en büyüğü
olan MEB’in, eğitim ve öğretim yönünden en büyük derdi öğretmen atamalarıdır.
O kadar çok
atama çeşidi var ki MEB, neredeyse yılın tamamında atama işiyle uğraşıyor. Örnek
vermek istersek; şube müdürlerinin isteğe ve bölge hizmetine bağlı yer
değiştirmeleri, il içi, il dışı ve özür atamaları, sözleşmeli öğretmenlerin
atamaları, eğitim kurumlarına yeniden ve ilk defa yönetici görevlendirilmeleri,
proje okullarına öğretmen seçimi, geçici görevlendirme isteği, ilave aile
birliği vs atamalar ile yaz boyunca uğraşıyor. Atamanın biri biter bitmez
diğeri başlıyor.
Atamalar
yaz döneminde yani eğitim ve öğretim başlamadan bitirilse problem yok. Çünkü
herkes nerede öğretmenlik yapacağını; il, ilçe, okullar hangi öğretmene
ihtiyacının olup olmadığını bilir, ona göre planlama yapar. Maalesef atamaların
bir kısmı özellikle ilk atama, yönetici görevlendirme, özür atamaları ve geçici
görevlendirmeler okullar açıldıktan sonraya kalıyor. Hele özür grubu
atamalarının en sona bırakılmasını ayrıca birinci dönemin sonunda ikinci bir
özür atamasını hiç anlamış değilim. Çünkü özür atamaları ekseriyetle taşradan
merkezlere olmaktadır. Özürden giden bir öğretmenin yerine genellikle yenisi
gelmiyor. Öyle atamalar yapılıyor ki garip mi garip. Öğretmen bir yaz döneminde
birden fazla yer değiştirebiliyor. İl dışından, tercihlerinden bir yere atanan
bir öğretmen, 15 gün sonra özür atamasından merkeze gidiyor. Mübarekler,
merkezde boş yer var idiyse bu öğretmeni 15 gün önce o boş yere atasaydınız ya. Biz
aile birliğinden eşleri birleştirmeye uğraşırken eğitim ve öğretimi fesada
uğratıyoruz. Çünkü aile birliği yüzünden o kadar okul ve öğrencileri mağdur
oluyor. Niçin bunun hesabı yapılmıyor? Öğretmen merkezli düşündüğümüz kadar
niçin öğrenci merkezli düşünmüyoruz? Tamam, aileleri birleştirelim. Bunu niye
yaz döneminde çözmüyoruz da okullar açıldıktan sonra da bunu gidermeye
çalışıyoruz?
Yine 3
Eylülde sözleşmeli öğretmen olarak atanan bir öğretmen, okulların açıldığı ilk
gün olan 6 Eylülde nasıl göreve başlayabilir? Ev bulup eşya taşımayacak mı
bunlar? Geçici görevlendirme isteğinde bulunan öğretmenler iki arada bir
derede. Hala idareci atamaları devam ediyor. Ekim ayı geldiğinde norm düzeltme
yapılınca norm fazlası öğretmenlerin atamaları, aralık ayında alan değişikliği,
ocakta ek sözleşmeli öğretmen ataması, şubat ayında özür atamaları. Öğretmen
dışındaki MEB personelinin atamalarını saymıyorum bile.
MEB
maalesef öğretmen atamasıyla uğraşmaktan eğitim ve öğretime zaman bile
ayıramıyor. MEB’in bu yaptığı kervan yolda düzülür anlayışından başka bir şey
değildir. MEB’in bu durumu, teşbihte hata olmasın, şeytan taşlamaktan namaz
kılmaya vakit bulamamaya benzer. Yine MEB’in bu durumu, ağustos böceği ile
karınca hikayesini hatırlatıyor: Hoşgörünüze sığınarak hepinizin bildiği bu
hikayeye kısaca değinmek isterim: Karınca yaz boyunca çalışır, kışlık
hazırlığını yapar, evini ve yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği ise yaz
boyunca gününü gün eder, yan gelir yan yatar. Yarını düşünmeden yattığı gibi
hummalı bir şekilde çalışan karınca ile de dalga geçer. Günler, aylar böyle
geçerken kış bastırır. Yazın biriktirmediği için yiyeceksiz kalan ağustos
böceği, yiyecek istemek üzere karıncanın kapısını çalar ama yazın kendisiyle
alay eden ağustos böceğini eli boş döndürür. Ağustos böceği amansız kışı nasıl
geçirdi bilmiyoruz. Çünkü fabl burada bitiyor. Ama kışı iyi geçirmediği
kesindir. Maalesef kışı eylül olan MEB, karınca gibi harıl harıl çalışsa
da kışa hazır girmediği için sonu, ağustos böceğine benziyor.
Merak
ediyorum, MEB her türlü atamayı yaz döneminde bitiremez mi? Bitirmeli.
Bitiremiyorsa atamalara daha önceden, mart-nisan gibi başlamalı. Başlamalı ki 1
Eylülde başlayan seminer döneminde kim, nerede olacağını bilmeli. Okullar bir
yılın planlamasını bir güzel yapmalı ki eğitim ve öğretime tam ve eksiksiz
başlamalı. Bunun için atamaları neredeyse bir yıla yayan MEB’in atama
çeşitlerini üçe indirmesi iyi olur: İl içi istek/özür, il dışı
istek/zorunlu/özür, ilk atama. Kesinlikle şubat özür atamasını kaldırmalı.
* 15/09/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder