Çalışanların
bir zamanlar sosyal güvenlik yönünden ayrı kurumlara tabi olduğunu biliyoruz.
Memurlar Emekli Sandığına, işçiler SSK kısaltması ile Sosyal Sigortalar Kurumuna,
esnaf da BAĞ-KUR'a tabi idi. Bu üç kurumdan SSK ve BAĞ-KUR iyi yönetilemediği
için çalışanlarına hizmet veremez noktaya gelince, günümüz siyasi iktidarı, tüm
çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında birleştirerek çalışanlar
arasındaki farklı hizmet anlayışını ve hastane farklılığını kaldırdığı gibi
kurumu batmaktan da kurtardı. İyi ki birleştirildi. Bugün SGK çatısı altında
insanımız ve çalışanlar daha güzel hizmet alıyor.
Yazımda
niyetim, SGK ne yapar, ne eder, işlev ve misyonu nedir, bilgisini vermeyeceğim.
Zaten hepimiz sosyal devlet anlayışı çerçevesinde bu kurumun önemini biliyoruz.
Bu hakkı teslim etmekle birlikte izninizle bu kurumun acımasızlığına işaret
edeceğim:
Kurum
ya da işyerinizde birini çalıştırmak istiyorsunuz. Elemanınızın SGK'sini
unutarak, bilmeyerek, ihmal ederek veya kasten geç bildirdiniz. Yandınız
demektir. Çünkü cezayı yediniz. Sizi ben bile kurtaramam.
Yanılıp
şaşıp sigortasız birini çalıştırıyorsunuz. Bu durumda cezayı bekleyin. Zira
SGK’nin kapınızı çalması pek yakındır.
Birini
fi tarihinde sigortasız çalıştırdınız. Eskidendi, geçip gitti demeyin. Yeter ki
geçmişte yanınızda çalışan o kimse "Ben falan yerde, şu kadar ay veya yıl
çalıştım. Benim sigortamı yaptırmadı" desin. SGK er veya geç sizi yakalar.
Ölmüşsem de mi demeyin. Ölmüşseniz "adam ölmüş, düşene/ölene bir tekme de
biz vurmayalım, bu suçu kapatalım" demez. Çünkü bu ülkede adam öldürseniz
bile bir müddet sonra zaman aşımı vardır ama SGK'nin lügatinde müruruzaman
yoktur. Adınıza tahakkuk eden/edecek olan borç veya cezayı veresenizden tahsil
eder.
Sakın,
ben işimi zamanında ciddi ve düzenli yaparım diyerek büyük konuşmayın. Zira SGK
er veya geç bir gün kapınızı çalar. Çünkü iş sadece sizinle bitmiyor. Diyelim
ki, kurumunuzda sözleşmeli çalışanlarınız var. Bu bile baştan yandığınızın
resmidir. Çünkü SGK ile işiniz var demektir. Bu çalışanlarınızdan biri
hastaneye gitti. Hekim rapor verdi. Çalışanınız, bağlı bulunduğu mevzuata göre
raporunu dijital ortamdan ilk gün size göndermesi, dönüşte de raporun aslını
size vermesi, sizin de süresi içinde çalışamadığı günlerin rapor kesintisini
yapmanız gerekiyor. Burada personeliniz maaşımdan kesinti yapıldı diye
üzülmesin. Çünkü kesinti SGK tarafından PTT vasıtasıyla personelinize
ulaştırılır. Personeliniz de adına yatan bu kesintiyi çekip ilgili hesaba
yatıracak. Buraya kadar sorun yok. Ama çalışanınız bu raporu yaz, bayram, hafta
sonu veya karantina döneminde iken aldı ve hastalığını evinde yatarak geçirdi.
Çalışanınız dedi ki raporu tatilde iken aldım, kuruma gitmemezlik yapmadım dedi
ve raporu size ulaştırmadı. İşte burada devreye SGK girer. SGK der ki “Sen
nasıl bir kurumsun ki çalışanınızın hastalığından benim haberim oluyor da senin
haberin olmuyor. Bu bilgisizliğinin ve ihmalinin affı yoktur. O kimse yüzünden
kurumunuza şu kadar ceza kestim” yazısı gönderir. Yapacağınız, süresi içinde
SGK’nin kurumunuza kestiği cezayı gidip paşa paşa yatırmaktır. Burada SGK’nin
size bir iyiliği var. Bu kıyağı da unutmayın. Kesilen cezayı 15 gün içinde
yatırırsanız cezanın yüzde 25’inden muaf oluyorsunuz ya da yapılandırmaya
giderek iki taksitte daha az ödeyebilirsiniz. “Efendim, personel raporunu
bildirmedi ise benim nasıl haberim olur. Zaten tatildi” demeyin. Zira bu tür
mazeretler SGK nezdinde kabak tadı verdi artık. Bir de “bu ceza, raporunu
zamanında bildirmeyen personelin cezasıdır. Haliyle bu cezayı ilgili personel
ödeyecek falan demeyin”. SGK bundan da hoşlanmaz. Kazara personeliniz SGK’ye
giderek meramını anlatmaya kalkarsa, SGK’nin personelinize vereceği cevap: “Siz
niye geldiniz? Ceza sizin cezanız değil ki. Bu ceza kuruma kesilmiştir. Bu
cezayı da kurum ödeyecektir” şeklindedir. Ondan sonra bu parayı personelinize
rucû ettirin de göreyim. En iyisi, bu cezayı kurum adına cebinizden ödeyin.
Sonra da altından ve üstünden girerek personelinizden bu parayı gönül rızası
içinde almaya çalışın.
Hasılı,
geleceğimizin teminatı, kara dostu SGK yaşasın; eksikliğini, işlevsizliğini ve
2000 öncesi batak durumunu görmeyelim ama size tavsiyem, SGK ile şöyle veya
böyle karşı karşıya gelmeyin. Zira affı yoktur ve asla yenemezsiniz.
* 17/09/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder